BM parametreleri KKTC'ye darbe!

BM parametreleri KKTC'ye darbe!
KKTC 34'üncü kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlanırken Kıbrıs işlerinden sorumlu eski müsteşar yardımcısı, emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik çözüm arayışlarında temel alınan BM parametreleriyle ilgili önemli uyarılarda bulundu.

Fatih ERBOZ / Yeniçağ

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın, "Türk tarafı BM parametrelerini çöpe atma yanlışına düşmeyecek" açıklamasına dikkat çeken Uluçevik, "Peki, doğru hareket KKTC'yi ortadan kaldıracak olan BM parametreleri temelinde mi sorunu çözmek? Akıncı bu tarihi yanlışlığı mı yapmak istiyor?" diye sorup "Ben Türk milletinin bu yanlışlığa izin vermeyeceğine inanıyorum" dedi. 
Türk milletinin KKTC'nin kuruluşuna destek verdiğini belirten Uluçevik, bunu unutmadan hareket edilmesi gerektiğini söyledi. Kıbrıs'taki gerçek çözümün, adadaki gerçekleri dikkate alan çözüm olduğunu ifade eden Uluçevik sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ada'da iki ayrı halk, iki ayrı egemen ve bağımsız devlet vardır. Kıbrıs adasının gerçeği budur. Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin iyi niyet görevi çerçevesindeki müzakereler adadaki gerçekleri dikkate almamaktadır. BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet görevi, adadaki Rum yönetiminin Kıbrıs Türk'ünü de temsil ettiğini varsaymaktadır. Bu varsayımla 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti temelinde ve çatısı altında sözde federal çözüm üretebilir." Tugay Uluçevik, 2017 Cenevre Konferansları'nda da Rumların Kıbrıs Türk halkını eşit ortak olarak kabul etmediğinin bir kez daha ortaya çıktığını dile getirdi. Rumların ve Yunanistan'ın 1960 Antlaşmalarının ilgasını ve Türk askeri varlığının tamamen adadan çekilmesini istediğini bildiren Uluçevik, 1974'den bu yana Rumların 7'inci defa BM zemininde ortaya çıkan çözüm imkânını reddettiğini hatırlattı. Uluçevik şunları anlattı:


"Konferans sonuçsuz kalınca dışişleri Bakanı Çavuşoğlu BM parametrelerinde ısrar etmenin anlamının kalmadığını söylemiştir. Doğrusu budur. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu yönde beyanda bulunmuştur. Bu açıklamalar, bundan böyle çözüm arama kural ve yönteminin değiştirilmesi gerektiği zaruretine işaret eden ve Türkiye'nin sakat bir çözümü kabul etmeme hususundaki kararlılığını da ortaya koyan doğru ve gerçekçi birer tespit ve teşhislerdir. BM Genel Sekreteri ise Cenevre Konferansı sonrasında yayınladığı raporda Rumları suçlamayıp uzlaşmaz tarafı işaret etmekten kaçındı. Konferansın başarısızlığını iki tarafa da yükleme kolaycılığına gitti. Ayrıca raporunda Kıbrıs'a müdahale hakkı veren garanti sisteminin sürdürülemez olduğunu belirtti."  BM Genel Sekterinin Rumlardan ve Yunanistan'dan yana olan tavrını açıkça ortaya koyduğunu söyleyen Uluçevik, "Onlara göre 'sürdürülebilir' çözüm Türkiye'nin garantörlüğünün ve Ada'da Türk askeri varlığının olmadığı çözümdür" diye konuştu. Tugay Uluçevik, Kıbrıs adasındaki iki halk ileride gerçek bir federasyon veya konfederasyon çatısı altında birleşmek isterse bunun müzakeresinin iki bağımsız ve egemen devlet arasında tam eşit düzeyde yapılması gerektiğine işaret etti. Uluçevik sözlerini şöyle tamamladı: "49 yıl çözüm arayışlarıyla Kıbrıslı soydaşlarımızın belirsizlik içinde ömründen çalınmış yıllardır. Sürdürülebilir bir çözüm için Ada'da Türk askerî varlığı ve Türkiye'nin etkin ve fiili garantörlüğü vazgeçilemez unsurlardır.  Bu unsurlar Ada'daki Türk varlığının idamesi ve Türkiye'nin milli güvenliğinin korunması için olmazsa olmaz niteliktedir. Kıbrıs konusu Türkiye için milli bir davadır. Bu anlayış ve ruhla ele alınmalıdır."