Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

BMC'yi telaşlandıran gerçekler...

Değerli okuyucular; 18 Ekim 2019 günü, "BMC'yi kim koruyor?" başlıklı iddialı bir yazı kaleme aldım. Yazdıklarımın sonuna kadar arkasındayım. Recep Tayyip Erdoğan'a olan aşkını her fırsatta tekrarlayan Ethem Sancak'ın iş dünyasındaki yükselişi ayrı inceleme konusu. Bülent Arınç'ın ifadesi ile; "Rab'bim verdikçe veriyor!.." İlaç deposu işinden medya patronluğuna ve derken paranın en fazla olduğu Savunma Sanayi işine... Ethem Sancak ile ilgili bu gerçekleri bilmeyen yok. Ancak gazetemize gönderilen açıklamada "iftira ve hakaret" suçu ile itham ediliyoruz.

Tank ve zırhlı araç çekicileri ihalesini alan BMC'nin ihale şartnamesine göre en geç Temmuz ayında teslim etmesi gereken 73 aracı yazmışız. Ve bu yüzden Suriye operasyonunda birliklerin kaydırılması esnasında zaafiyet doğduğunun altını çizmişiz.

BMC ile ilgili elimizde çok dosya var. En basitini yazalım. Bir AKP Büyükşehir Belediyesi'nin açtığı otobüs ihalesi mesela... Daha ihalenin şartnamesi tedarikçi firmalara verilmeden BMC 50 tane otobüsü belediyenin garajına çekmiş bile...

Sırtını sağlam yere dayayan BMC'nin Adapazarı'nda binlerce dönüm arazi tahsisatını da İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk ortaya çıkardı. Elbette peşini bırakmayacağız.

Sözü uzatmayalım aynı BMC'nin "Milli Tank Altay" işini ihalesiz aldığı gerçeğini dile getirdik. Arifiye Tank Palet Fabrikasını Katar'lı ortakları ile aldığını yazdık. Bu gerçekleri de sağır sultan dahi biliyor. Ancak BMC'nin yetkilileri telaşlanmış. Henüz ortada Altay tankının motoru yok. Teslimat tarihi geldiği halde teslim edilen tek tank yok. İhale şartnamesinde gecikme için ciddi tazminat ödeme taahüdü olduğu halde işlem yapılmıyor. Demek ki birileri BMC'yi koruyor!..

İşte bu gerçekleri kamuoyu ile paylaşınca gümbürtü koptu. BMC'nin avukatları rekor hızla, "BMC'yi kim koruyor?" başlıklı yazımıza mahkeme kararı ile erişim yasağı getirdi. Tebligat gazetemize bile ulaşmadan yazı kaldırıldı.

Herkesin bir hesabı var. Tanrı'nın da... Yeniçağ'da yazımın yayınlandığı gün Odatv haber değeri görüp "Ethem Sancak'ın şirketine ağır harekat suçlaması" başlığı ile konuyu haber yaptı. Halen arşivde duruyor. Dileyen internetten bulabiliyor. Demek ki BMC'nin avukatlarının gözünden Odatv kaçmış ama Yeniçağ kaçmamış. Sosyal medyada yüzbinlerce tıklanan haberi atlamışlar...

Yazımda 73 tank çekerin teslim edilmediğini vurgulamıştım. Avukatlar "Hayır, teslim ettik!" diyor. Uzun açıklamanın tek satırında teslimat ile ilgili belge yok. Zira o tarihte teslim edilmemişti. Bizim yazı çok telaşlandırmış ki 3 Kasım 2019 tarihinde henüz kabul işlemleri dahi yapılmadan 50 tank taşıyıcısını acele ile teslim ettiler.

Şimdi patronlarına karşı görevlerini yerine getiren avukatlara çağrı yapıyorum. Bir dahaki açıklama-tekzip metninize teslimat tarihlerinin belgesini ekleyin. BMC'de gecikmeden dolayı kamuoyundan özür dilesin! Nokta...

Son olarak Ethem Sancak ve ortaklarına bol kazançlar diliyorum. Ama ihalelerin peşini de bırakmayacağımın altını çiziyorum...

 

 

BMC'DEN AÇIKLAMA

"11.11. 2019 tarihli gazetenizin 11. sayfasında "BMC'yi telaşlandıran gerçekler..." başlığıyla yayınlanan Yavuz Selim Demirağ imzasıyla yayınlanan köşe yazısında, Müvekkil Şirket aleyhine haksız, mesnetsiz, gerçek dışı ve olumsuz algı oluşturmaya yönelik ifadelere yer verilmek suretiyle Müvekkil Şirket'in tüzel kişilik hakları ihlal edilmiştir.
Köşe yazısında iddia edildiğinin aksine, Müvekkil Şirket'in yüklenicisi olduğu Tank Taşıyıcı Araç Projesi kapsamında Müvekkil Şirket kaynaklı hiçbir gecikme yaşanmamıştır. Tank taşıyıcı araçlar, Milli Savunma Bakanlığı ile mutabık kalınan takvim uyarınca süresinde teslim edilmiştir. Barış Pınarı Harekatı'nda birliklerin kaydırılması esnasında zafiyet doğduğu hususunda harekatı yöneten veya herhangi bir şekilde operasyona dahil olan hiçbir Türkiye Cumhuriyeti kurum veya kuruluşu tarafından açıklama yapılmamışken, köşe yazarınızın bu konuyu gerçekmiş ve tüm kamuoyu tarafından biliniyormuş gibi kaleme alarak gündeme getirmesi tamamen kötü niyetlidir.
Müvekkil Şirket tarafından bir belediyeye ihalesiz bir şekilde 50 otobüs verildiği iddiası da asılsız ve mesnetsizdir. İddia edildiğinin aksine, Müvekkil Şirket tarafından belediyelere, Kamu İhale Kanunu'nda tanınan hak, sorumluluk ve yetkiler çerçevesinde, genelde ihale, zaman zaman ise doğrudan temin yöntemleriyle satış yapılmaktadır. İddia edildiği gibi bir otobüs satışı kesinlikle yapılmamıştır.

Müvekkil Şirketin Altay Tankı Seri Üretim Projesi işini ihalesiz aldığı iddiası da tamamen asılsız ve açık olarak kötü niyetli bir ifadedir. Projeye Müvekkil Şirket haricinde 2 şirket tarafından daha teklif sunulmuş ve yapılan değerlendirme sonucunda Müvekkil Şirket en uygun teklifi vermesi sebebiyle seçilmiştir. Bu husus internet ortamında dahi yapılacak basit bir araştırmayla öğrenilebilir. Tank palet fabrikasının ise mülkiyetinin Müvekkil Şirkete devri söz konusu değildir. Altay Tankı ihalesini kazanan firma olarak Müvekkil Şirket'e tank palet fabrikasının işletme hakkı 25 sene süreyle devredilmiştir.

Altay Tankı projesinin takvimi henüz resmi olarak başlamamış, dolayısıyla teslimat tarihi henüz gelmemiştir. Teslimat konusunda Müvekkil Şirketin herhangi bir gecikmesi, sorumluluğu veya cezai yaptırıma tabi olması söz konusu değildir.

Tank Taşıyıcı Araç Projesi ile ilgili bilgi ve belgeler gizli ibareli olduğundan Müvekkil Şirket tarafından kamuoyu ile paylaşılması mümkün değildir. Öte yandan, asılsız iddialarda bulunan Yavuz Selim Demirağ'dır. İddia eden taraf, iddiasını ispatla mükelleftir, ancak Yavuz Selim Demirağ köşe yazılarında iddialarıyla ilgili hiçbir somut bilgi veya belge sunamamıştır. Yavuz Selim Demirağ, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerende, en yüksek gizlilik derecesi ile yürütülen projelerdeki gerçeklere vakıf olmadığından dolayı, kulaktan dolma, spekülatif ve yanlış bilgilerle Müvekkil Şirketi haksız yere itham etmekte ve karalamaktadır. Hal böyleyken özür dilemesi gereken Müvekkil Şirket değil, Yavuz Selim Demirağ'ın kendisidir.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıkladığımız sebeplerle, yayınlanan köşe yazısına karşı bu açıklamayı yapma gereğinin doğduğunu kamuoyuna saygı ile duyururuz."

BMC Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili
Av. Mehmet Alkan Gültekin

 

Kıbrıs hepimizin davası

Bu sütunda 21 Ekim 2019 tarihinde, "Kıbrıs Seçimlerine Dikkat!" başlıklı bir yazı kaleme almıştım. KKTC seyahatim sırasında edindiğim bilgileri yine Kıbrıs'ta gazetecilik yapan dostlarla yaptığımız sohbetleri yorumlamıştım. KKTC Başbakanı Ersin Tatar'ın Cumhurbaşkanı adayı olması halinde İngilizlerin Asil Nadir olayı üzerinden kurabileceği tezgaha dikkat çektim. Ersin Bey buna çok üzülmüş. Yeniçağ Gazetesi meslek ilkeleri adına mahkeme kararı dahi olmadan gönderilen açıklama ve tekzipleri yayınlar. Ersin Tatar'ın açıklamasını da sütunumda yayınladık. Ersin Tatar bir de "belge" diye KKTC Güvenlik Komutanlığı, Polis Genel Müdürlüğü'ne ait dökümanda "aranma" kaydının bulunmadığını da eklemiş. Her şeyden önce yazımda "Tatar'ın arandığına" dair bir cümlem olmadı. Sadece Londra polisinin soruşturma dosyasının kapatılmadığının altını çizmiştim. Bizim de böyle bir iddiamız yoktu zaten. Bu kadar telaşlanmanın, öfkelenmenin anlamı yoktur. Tam aksine uyarı niteliğindeki yazımızdan sonra teşekkür beklerdik. Etmese de canı sağolsun.

Kıbrıs davası tüm Türk Dünyasının davasıdır. Kıbrıs hepimizin kırmızı çizgisidir. Bireylere kadar indirilemez.

KKTC'nin Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş gerçek bir devlet adamıydı. Böylesi uyarıları, yorumları dikkatle takip edip, cevaplandırır, önlem alır ve hatta yazanı davet ederek geniş bilgi edinirdi. Rahmetli Denktaş, Türkiye ve KKTC medyasının haksız eleştirilerini de sükunetle karşılardı. Merhum ile Türkiye'nin çeşitli şehirlerini, dünyanın farklı ülkelerini beraber gezerek "Kıbrıs Davası"nı anlattık... Yıllarca Kıbrıs'ı yazdım, yazmaya devam edeceğim. Asla asılsız haber ve yorum yapmayız. Belden aşağı vurmayız. Sayın Tatar müsterih olsun. Kıbrıs sadece Kıbrıslıların davası değildir. Kıbrıs'ı savunmak herkesten çok bizim de görevimizdir.

Yazarın Diğer Yazıları