Boğaziçi Köprüsü'nde 10 yıllık korkunç ihmal

Bugün 17 bin 480 vatandaşın hayatını kaybettiği, 23 bin 781 vatandaşın yaralandığı ve dünyanın asrın felaketi olarak tanımladığı 17 Ağustos Marmara depreminin 21. Yılı. Ölenlere Allah''tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum.

O çok acılı günlerin Bayındırlık ve İskân Bakanı, bugünün İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın yaptığımız söyleşide tarihi gerçekleri tek tek açıkladı. Söyleşimi Yeniçağ TV''nin YouTube kanalından izleyebilir, ücretsiz abone olabilirsiniz.

Aydın, dönemin AKP hükümetini ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan''ın 10 yıl süren ihmalkârlığını şu sözlerle anlattı:

"Bunu ilk defa açıklıyorum…

Bütün uzmanlar İstanbul''da deprem olabileceği konusunda uyarıyor hatta, ''Boğaziçi Köprüsü (15 Temmuz Şehitler Köprüsü ) yıkılabilir'' diyorlardı.

Tereddüde düştüm.

- Bakanlık mühendislerime orayı incelettim bana bir rapor getirdiler,

- ABD''den uzman bir grup getirdim bir rapor da onlar verdi, 

- Japonya''dan da bir heyet getirdim onlardan da rapor aldım.

Raporlarında dediler ki;

''7,4''ten daha büyük bir deprem olursa bu köprü yıkılabilir''

- Soru: Ne yaptınız?

Aydın: "Bunu öğrenir öğrenmez Japonya''nın Bayındırlık Bakanından randevu aldım hemen uçağa bindim gittim.  Hanımefendi bizi kabul etti, ben anlattım her şeyi. Kredi talebinde bulundum, Japon kredileri 20 yıl vadeli oluyordu çok avantajlıydı. Bu krediye onay aldım.

Tam işe başlayacaktık ki 3 Kasım 2002''de erken seçim yapıldı ve AKP tek başına iktidar oldu.

Parası hazır, hemen onarıma başlamaları lazım ki olası bir İstanbul depreminde köprü yıkılmasın, büyük bir facia yaşanmasın.

Ancak beyefendiler bu işi 2012 yılında yaptılar 10 sene hiçbir şey yapmadılar. Bu çok ibretlik bir şey şu an ne halde olduğumuz anlaşılsın diye söylüyorum.

Ya o sırada bir deprem olsaydı.

Eğer ben görevde kalsaydım onu 6 ay sonra yapmış olurdum.

AKP için; İsteksizlik, ihmalkârlık, liyakatsizlik, beceriksizlik bu işle ilgilenmemek bu işte.

Ne zaman Van depremi oldu bunu yapmaya karar verdiler.

Van depremi demişken oraya giden gıdalar yağmalandı. 99 depreminde günlerce gıda yardımı gitti tek bir yağmalama olmadı.

Bir çadır kent kurdular yangın çıktı 11 kişi öldü. 99 depreminde ne bir aksaklık ne bir problem yaşandı.

Lafa geldi mi mangalda kül bırakmıyorlar ama gerçekler gün gelir yüzlerine böyle çarpılır."

Değerli okurlarım,

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye''de satılan buzdolabı sayısındaki artışı ekonomideki düzelme için ortaya koydu.

18 Yıllık AKP iktidarının dünyaya örnek olacak (!) bu büyük başarısını ben de "satın alma gücü" açısından değerlendireyim.

Malumunuz iktidar da muhalefet bu konuları fazla düşünmez.

Türkiye yıllardır Avrupa ülkelerine buzdolabı ihraç ediyor.

Londra''da yaşayan arkadaşımdan aldığım bilgilerle, Google''dan aldığım bilgileri derledim.

İngiltere''de

- Türk malı bir buzdolabı 567 Sterline satılıyor.

- Asgari ücret aylık: 1.860 Sterlin. (25 Yaş üstü çalışan için bir saat ücreti 9,30 Sterlin)

- Asgari ücretli İngiliz vatandaşı 1 aylık maaşıyla 3 adet (Üç) buzdolabı alabiliyor, 159 Sterlin de artıyor…

Türkiye''de

- Aynı marka aynı boy ve aynı kalitedeki buzdolabı Türkiye''de 6.900 Türk Lirası.

- Asgari ücret: 2.300 Türk Lirası.

- Asgari ücretli Türk vatandaşı 3 aylık maaşının toplamı ile SADECE 1 adet (Bir) buzdolabı alabiliyor. (İngiltere''deki model)

O halde bir çağrı yapalım:

Sayın Recep Tayyip Erdoğan; Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı, (Damadınız Berat Albayrak''ın yanıtı da kabulümdür)

Sayın Devlet Bahçeli; MHP Genel Başkanı,

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu: CHP Genel Başkanı,

Sayın meral Akşener: İYİ Parti Genel Başkanı,

Sayın Temel Karamollaoğlu: Saadet Partisi Genel Başkanı,

Sayın Gültekin Uysal: Demokrat Parti Genel Başkanı,

Sayın Doğu Perinçek: Vatan partisi Genel Başkanı,

Sayın Ahmet Davutoğlu: Gelecek Partisi Genel Başkanı,

Sayın Ali Babacan: DEVA Partisi Genel Başkanı,

Sayın Hakan Uzan: Genç Parti Genel Başkanı,

Pervin Buldan ile Mithat Sancar: HDP eş Genel Başkanları;

İşte İngiltere, işte Türkiye…

- Sesimiz duyuyor musunuz?

- Söyleyecek sözünüz var mı?

- Varsa görüşlerinizi yazın, bu köşe sizin olsun. (4 bin vuruş ile sınırlıdır)

Değerli okurlarım,

Amerika Başkanı Trump''ın basın toplantısında yaşanan şu diyalog Türkiye''de gazetecilere ve siyasetçilere kapak olsun:

Gazeteci: "3,5 yılın ardından Amerikan halkına söylediğiniz yalanlardan dolayı pişman mısınız?"

Trump: "Neyden?"

Gazeteci: "Bütün yalanlardan, bütün sahtekârlıklardan…"

Trump sustu, başka gazeteciye söz hakkı verdi.

Bu sözleri söyleyen gazeteci ise hala Beyaz Saray muhabiri olarak Trump''ın basın toplantılarını izliyor.

Değerli okurlarım,

Zafer Bayramı için duydum ki;

Korona Virüs artışı gerekçe gösterilerek resmi tatil olan ve Pazar gününe denk gelen 30 Ağustos''ta Türkiye''de sokağa çıkma yasağı uygulanacak.

Bilim Kuruluna bu konuda saraydan talimat gittiği iddia ediliyor.

Anlaşılan o ki amaç 30 Ağustos''un layıkıyla kutlanmaması…

İnşallah doğru değildir…

Günümüze uygun anlamlı şu söz ile noktalayalım…

- "Kendini ulusuna hizmet etmeye adayan siyasetçiye devlet adamı,

Ulusun kendisine hizmet etmesi gerektiğini düşünen devlet adamına ise siyasetçi denir… (George Pompidou - Fransa''nın eski başkanı)

Yazarın Diğer Yazıları