“Bölgesel güç değiliz” Başbakan

Japonları sessiz ve terbiyeli insanlar olduğu için aptal sanıyoruz her halde. Başbakan konuşurken böyle söyledikten sonra, komşu ülkelerde yaptığımız tahribatı tevile kalktı. Bilhassa Suriye’de zulüm varmış, onlara uzaktan bakamazlarmış, ondan örtülü müdahale yapmışlar.. Orada olan bitenleri, dışarıdan giden silahlarla öldürdüğümüzü onların bilmediklerini zannediyor.
Esasen Türkiye siyaseti tersine döndü. Onun için de anlamak biraz zor oluyor. Her şeyde böyle. Demeçler, tayinler, tekrar tayinler işlerin ne derece karıştığını göstermeye yetiyor. 

***

İktidarın ve etrafındakilerin hidayete ermelerine bir örnek de yeni Adalet Bakanı ve Başbakan’ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın ürettikleri taze demeçlerini dinlerken hissediyorsunuz. Bunların ne kadar muhalefetin eskiden söylediklerini hatırlattığını görüyorsunuz, hatırlattığını da değil, kelimesi kelimesine aynı olduğunu. Çünkü hakikate aykırı idiler şimdi uygun lafları ediyorlar ama inandırıcı olmuyor. Özellikle dine göndermeler yaparak konuştuklarında adeta vaaz veriyorlar:  “Allah şirk, devlet şerik kabul etmez.” 
Siz şimdiye kadar çok kudretli, yıkılmaz olduğunuzu kabul ediyordunuz. Hatta benim, takdire tedbir uymuyor laflarımı da dinlemiyordunuz.
Şimdiye kadar neredeydiniz?
Bekir Bozdağ söylüyor bunu. Üstelik HSYK’nın yetkilerini tamamen üstüne topladığı bir günde. HSYK’lık 9 isimden 3’üne soruşturma izni vermezmiş ama diğerleri için izin verirmiş.
Ölçünüz ne? Operasyonun üzerine gitmek veya gitmemek mi? Hak ve adalet gözetip gözetmemek mi?
HSYK’yı, elimde yetki olsa ben yargılarım. Bunu da Başbakan mı söyledi. Evet.
Ergun Özbudun bile bu kararın hukuka aykırı olduğunu söylemekten kendini alamadı. Ama hukukun artık hiçbir şeyde kalmadığı bu günlerde hiçbir önemi yok. Eskiden bir Ak Parti’liden farkı yoktu Profesör Özbudun’un.

***

Bekir Bozdağ, bir akrep hikayesi anlattı. Hani akrep, kurbağaya, sırtında suyu geçmek için, seni sokmam diye söz vermiş de sonra suyun ortasında sokmuş ya, kurbağaya da ne yapayım huyum bu demiş ya. Bu hikaye Adalet Bakanı’nın hedef aldığı kitleden çok, bizzat iktidarı hatırlatıyor.
“Küfür zulmün kardeşidir” diyorlar. Çok doğru. Ama şimdiye kadar hiç hatırlamadılar. Hatta Diyanet İşleri Başkanımız, gençlerin dindarlıklarını kaybedeceğinden korktuğunu söyledi. Bunu çok dindar olduğunu iddia etmeyen muhalefet de söylüyordu. Ama siz, dindar ve kindar nesil yetiştireceğiz diye gençleri baştan çıkarıyordunuz.

***

Darbeden şikayet edenler şimdi ülkeyi darbeler ülkesi haline getirdiler. Bunu kimse söylemiyor, halk söylüyor. Darbeler darbeler diyerek ordumuzun yarısının içeri tıkıldığı günlerde biz söylüyorduk. Şimdi iktidarın o zamanki yandaşları, bu yapılan yargı darbesi diyor. Bir şey tersine dönerse düzelir zannederdim. Birçok kere ters yüz edildiği için düzelmiyor.

Yazarın Diğer Yazıları