Bozkurt İlham Gencer'li yıllar

TRT2'deki  muhteşem yayınlar batı müziğine dayalı. Karantina günlerinde şunu farkettim ki, geçtiğimiz yılların aktiviteleri çok zengin. TRT Genel Müdürü İbrahim Eren'in üstünde durduğu programların tamamına yakını 2019'dan kalma.

Bu arada Murat Karahan'ın nasıl yükseldiğini de öğrenmiş olduk. Hani bir tabirimiz vardır; "tırnaklarıyla gelmek". Bu yetenekli isim operada genel müdürlüğü söke söke hakedenlerden.

Ya ötekiler

Şu sıkıntılı dönemde zengin arşivin farkında olmayanların gözüne soktular. Yine spor tarafına gelecek olursak koordinatör Mehmet Buğra Şahin çok önemli. Arşiv zenginliği ortaya konuldu. Eskinin başarılılarını yeni bir kaç transferel takviye ettiler. Bu dönemde kimi yeni yıldızları da izledik

"Bir Zamanlar" Kerem Öncel, İbrahim Kırkayak ikilisiyle en tepede. Kırkayak, tozlu rafların dibinde kalmışları çıkardı.

Bir istisna daha

Yeniçağ kadrosuna dahil olduğum günlerde gazete santralından arandım. Telefon numarası bırakan kişi Bozkurt İlham Gencer'di. Dostluğumuzun uzun yıllara dayandığı büyüğümün telefonunu çevirdim. Baba Gencer 95 yaşında. Onun için yazdığım yazıları hala hatırlıyorum... Çatı, Sabancı, Divan'daki ziyaretlerimizi unutmak mümkün değil. Hele Sergen akşamlarının tadı bambaşkaydı.

İlle de İrfan'la

Bu ziyaretlerde  daima rahmetli İrfan Ülkü bulunurdu. Genelde de Serencebey mensupları. Özellikle de Mete Bozbora. Hani Ayhan Sicimoğlu'nun popüleştirdiği gibi "Hastasıydık onların"

Bozkurt tokalı kemeri bir yana İlham Ağabey Türkiye'nin sembol adlarındandır. Fransa lideri Charles de Gaulle ile İstanbul ziyaretinde ayaküstü beste yapıp bütün Avrupa'da şöhret olmuştu. Gece verilen resepsiyona davet edilip dünya prömiyerini yapmıştı. Benim Baba'yı tanıyışım "Yavuklu Binnaz" ile olmuştu. Arif Nihat Asya'nın dizelerine yaptığı beste çok anlamlıdır.

Yetiştirdikleri

Aklınıza  Türk pop müziğinin hangi ismi geliyorsa arkasında mutlaka İlham Gencer vardır. Ajda Pekkan'dan Ayten Alpman'a -ilk eşi-, İlhan, Ayşe, Bora Gencer adlı çocuklarını da bunlara ekleyebiliriz. Bir zamanlar Baba'nın konservatuvarı diye adlandırılan Çatı Kulüp, pek ala bir okuldu.

Ekrana getirilen görüntülerde kimler yoktu ki. Say say bitmez, Hıncal Uluç dahil.

Öte yandan kızı Ayşe'nin kocası Türkiye'nin en önemli caz saksafoncusu İmer Demirer'i de unutmayalım. Hala birlikte çalıyorlar. TRT bu takımı sıkça olmasa da ekrana taşımayı sürdürüyor. İlham Gencer de bunlardan biriydi. Muhteviyat olarak İnci Çayırlı da bu kez çok daha zengindi.

İlk Türk üye

157 yıllık Amerikan Ulusal Bilimler Kurulu'na ilk defa bir Türk vatandaşı seçildi. Ailesini de yakından tanıdığım Prof. Dr. İvet Behar şu anda koronaya çare arayan projelerde yer almakta. Kutluyorum.

Tespitler ve teşhisler

Bazı eski dostlardan bahsetmeyi seviyorum. A. İhsan da bunlardan biri. En çok hoşuma giden yanı bütün gündemi yarım sayfada özetlemesi. Çözüm önerileri de içinde... Buyrun birlikte okuyalım:

"Kıymetli büyüğüm, Allah'tan sağlıklı saadetli ömür dilerim. biriken notlarımı paylaşmak istedim:

*Şehir hastaneleri korona virüs nedeniyle aklandı. Bu hastaneler olmasa sanki ülke batmıştı. Bunlar sayesinde  ayaktayız(!)

*Malum zatın ifadesiyle tu kaka edilen eski Türkiye'ye ait hastaneler görevini sürdürüyor. Bundan hiç söz edilmiyor.

*Her fırsatta istifade edilen Türk Hava Kurumu dahi satılıyor. Adında Türk olan her şeyi elden  çıkartmaya uğraşıyorlar.

*Bundan sonra Avrupa'ya gitmek için yırtınan sığınmacıların önü açıldı.

*Akbabalara gün doğdu. Zora düşen firmaları rahatlıkla ele geçirebilecekler. Can çekişenler de emperyalistlerin boyunduruğuna girecek.

*AR-GE başta olmak üzere bilimsel çalışmalar artacak. Sağlık sektörü ülkemizde olması gereken itibarını kazanacak. Bu da bir süre devam edip sonra düşüşe geçecek.

*Ulusal üretimin değeri anlaşılacak. Yerli kaynaklara önem verilecek.

*İç turizm canlanacak, kısa da olsa içe kapanma göreceğiz.

*Son sözüm TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu'na. Özel sektör firmalarından farklı isimler altında her yıl dünyanın parasını alıyorlar. Bu yıl aidat alınmasa ne olur? Özel sektöre bugüne kadar verdiklerini açıklarlarsa memnun oluruz. Saltanata son verip biraz da üyelerine hizmet etsinler."

Günün sözü:

Fakirlik; elini cebine attığında boş olması değil, elini çıkardığında tutacak birinin olmamasıdır. Gabriel Garcia Marquez

 

Yazarın Diğer Yazıları