Bu deprem Japonya’da olsaydı...

6.2 büyüklüğündeki depremde milyonlarca İstanbullu korku ve panik içinde sokağa koştu. Geceyi çadırlarda, arabalarda, parklarda geçirenler oldu. 256 kişinin yaralandığı açıklandı.

Televizyonda bu depremle ilgili haberleri izlerken “Dünyada deprem açısından en riskli, buna karşın depreme en hazırlıklı ülkesi Japonya 6.2’lik bir depremle sarsılsaydı acaba neler olurdu” sorusu takıldı aklıma.

İşte bu soruya verdiğim yanıt:

-Fukuoka’da bir apartmanın 12’inci katındaki dairesinde çay içmekte olan Yoshiko, eşine seslenirdi:

“Hiroshi, tansiyonum mu düştü, yoksa deprem mi oldu, internete bir bak bakalım kuzum!”

-Kumamato’da bir evde masanın üzerindeki iki bardak düşüp kırılınca evin hanımı Tomako çocuklarına bağırırdı:

“Makuto, Akira, Kekio, Akemi... Size kaç kez söyledim, masanın kenarına bardak koymayın... Buranın deprem ülkesi olduğunu hep unutuyorsunuz canım!”

-Okayama’da belediye otobüsünün şoförü, depremi hisseder hissetmez dörtlüleri yakıp durur, sarsıntının sona ermesini cep telefonundan komik videolar izleyerek beklerdi. Otobüsteki yolculardan bazıları aralarında sohbet ederken bazıları da ellerindeki kitapları okumayı sürdürürdü.

-Kyoto’daki bir evde 80 yaşındaki Sakuro, torunları Kazuko ve Yoko’ya, “Buna değil deprem depremcik bile denmez. Ben şimdiye kadar 9 şiddetinde 5 tane deprem gördüm” der, o depremlerle ilgili anılarını anlatırdı. Torunlar anneannelerini büyük bir dikkatle dinlerlerdi.

-Tokyo’da çıkan gazetelerden birkaçı depremi iç sayfalarında tek sütunda okuyucularına duyururdu. Televizyonlar 6.2’lik depremde haber değeri bile görmezdi.

***

ÇARE İSTANBUL’U KÜÇÜLTMEKTİR

İstanbul 6.2 büyüklüğündeki depremi ucuz atlattı.

Ama her an 7 ve daha büyük deprem olabileceğini ısrarla söylüyor ülkemizin en önde gelen deprem uzmanı Prof. Naci Görür.

O halde vakit geçirmeden bir şeyler yapmalı.

Bana kalırsa çözüm İstanbul'u küçültmekten geçiyor.

-İstanbul'a göç kesinlikle durdurulmalıdır, bir...

-Anadolu’nun uygun yerlerine İstanbul’un riskli tüm bölgelerini taşıyacak yeni kentler kurulmalıdır, iki.

-İstanbul’daki sanayi tesislerinin bir bölümü ile çalışanları bu yeni kentlere taşınmalıdır, üç...

-İstanbul'dan ayrılıp doğup büyüdükleri kentlere geri dönmek isteyenlere tarım ve hayvancılık yapabilecekleri Hazine arazileri ilk beş yılı ödemesiz olmak üzere cazip fiyatlarla kiralanmalıdır, dört...

-Kaçak yollarla gelen yabancıların ülkelerine gönderilme çalışmaları İstanbul'u mesken tutmuş olanlara öncelik verilerek sürdürülmelidir, beş...

***

Türkiye’de her beş kişiden biri İstanbul’da yaşıyor.

Ekonomik hayatımızda İstanbul’un payı yüzde yetmiş.

Böylesine önemli bir kentin büyük bir depreme maruz kalıp ağır kayıplar vermesi beklenmemelidir.

Büyük yaralar pansuman yaparak değil operasyon yaparak düzeltilebilir.

Yazarın Diğer Yazıları