Bu isyana kulak verin

Şimdi size müthiş bir isyan tablosu aktaracağım. Önce, korona virüs ve diğer panik unsurunu ele almak istiyorum. Bu konu çok ciddi. Dikkat ettiyseniz yer hareketleri hızla İstanbul'a yaklışıyor. Hemen hemen tüm bilim adamları olası hazırlıklardan  söz etmekteler. Bu nedenle herkes bu konuyu başıma kakıyor. Kimse yokmuş gibi bana soruyorlar. Bu yüzden korona salgınını tartışmayı daha uygun buluyorum. CNN Türk'de Prof. Dr. Ateş Kara da aynı kafada. Bol bol el yıkama ve mesafa bırakma üzerinde saplanıp kaldılar. Hatta bizi ilgilendirmeyen Washington eyaletinin başkenti Seattle'da bir şehirin korsan gösterileri bile önemli hale getirildi. Yapılan isyan benzeri gösterileri gözümüze gözümüze soktular. Ahmet Hakan'a eşlik eden diğer uzman sayısı ikiyi geçemedi.

"ÖSYM çöktü"

Sosyal medyada 868 bin paylaşım gençlerin ağzından yazılmakta ve feryadları kendi dillerinden ifade edilmekte. "ÖSYM çöktü" dememin sebebi sizin anlamanız için. Yoksa bizim gibilerin anlayacağı dilden devam edeceğim. Şimdi tekrar onların diline dönüyorum.

TYT ve AYT'ye girecek öğrenciler 27-28 Haziran'daki sınavlarda korona virüs kapmakta korkuya kapıldılar. İsyanlarını duyurmak için twitterde #TurkishStudentLivesMatter diye başlık açmışlar. Kısa bir sürede dünya geneli sıralamasının zirvesine ulaştılar.

Eğer bu sınavlar ertelenmezse hem öğrencinin hem ailesinin sağlığı riske girecek.

Risk ortada

Milli Savunma Üniversitesi sınavına giren bir öğrencinin rahatsızlanması ve kovid 19 testinin pozitif çıkması bu korkuları tetikledi.

YKS'ye girecek öğrencileri ve onları kapıda bekleyecek aileleri riske atmayıp sınavı ertelemek en doğru karar olacaktır.

İşte size 828 bin feryattan bir kaç örnek:

"Öğrenciler ölmek istemiyor.

Üniversite sınavına 1.2 milyon öğrenci, 15 milyon  virüs birlikte girecek.

Lütfen bu işe bizim gözümüzle bakmanızı istiyoruz."

Durum böyle. Yetkililer; onları anlamalıyız, lütfen bir kez daha düşünün.

İki fiyasko

Doya Doya Moda'ya tekrar dönen Uğurkan Erez tatilden dönmüş gibiydi. Bir başka hayal kırıklığını da Bülent Ersoy'la yaşadık. Bitmez tükenmez saygısızlık aynen devam ettirildi. Böyle  bir programda Bülent Ersoy'un hiç işi olmamalı.

En tatlı ankorman

Artık Semiha Şahin belli isimlerle program yapıyorsa bayılıyorum. Öztürk Yılmaz, Metin Özkan, Hakan Bayrakçı'yla  sohbet ediyorsa hoş oluyor. Zaman zaman aralarına Mehmet Metiner de katılıyorsa keyifle izleniyor. Kendi kendilerine şarkılar, şiirler okuyup eğleniyorlar. Tabi böyle bir hava bizde de sevgi gülücükleri oluşturuyor.

***

Hülya Koçyiğit'in "Film Gibi Hayatlar" programı iyi bir ekip tarafından hazırlanıyor. İçlerinde bilgisayar mühendisi ve müzik ortamından gelmiş biri var; Tamer Yılmaz. Sinemanın önemli unsurlarından Tamer Yılmaz'ın esas mesleği sualtı görüntüleri. Buradan sinemaya geçiş yapmış. Tek bir yere çakılıp kalmaktan hoşlanmıyor. Bu takım birlikte çalışmak zorunda. Eğer bu beraberliği sürdüremezlerse kimseyi memnun etmek mümkün olmaz.

***

Anjelika Akbar'da da ekip bütünlüğü başarısını görüyoruz. Bu uluslararası piyanistin davetlileri de bir bütünlük arzediyor. En güzel tarafı açılış ve kapanışta çaldığı doğaçlama melodiler.

En sert maç

Haftanın dip maçında galip gelen Sivasspor oldu. Denizlispor'u 1-0 mağlup eden Sivasspor, Galatasaray'ın haftayı puansız kapatmasıyla bir sıra yükselip zirvedekilerle arasındaki puan farkını korudu. Korakor geçen maç sanırım haftanın en sert mücadelesiydi.

Günün Sözü:

İştah yedikçe açılır, susuzluk içtikçe diner François Rabelais

 

dfs-004-001-011-001-001-001-002-016-1-007.jpg

Yazarın Diğer Yazıları