Bu kalkışma siyasi barış da sağlasın

Türkiye çok büyük bir badire atlattı.

27 Mayıs ve 12 Eylül askeri darbeleri Türkiye'yi 50'şer yıl geriye götürdü.

Sanmayın ki bu darbe girişimi başarılı olsaydı Türkiye 50 yıl geriye gitmekle kalacaktı.

Eğer bu darbe girişimi başarılı olsaydı terörist başı Fethullah Gülen, Türkiye'ye dönecek ve laik demokratik sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti bu kez sözde Türkiye İslam Cumhuriyeti olacaktı.

Hedefler buydu alçakların.

Bir musibet bin nasihattır ki; Türkiye inşallah bu yaraları kısa sürede demokratik yollarla, hukukun üstünlüğü ilkesi ile saracaktır.

Bu musibetin diğer bir faydası da siyasi yapımızda ortaya çıktı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde grubu bulunan partiler de Meclis'te temsil edilmeyen partiler de bu darbe girişimine çok sert tepki gösterdiler ve tek bir yürek oldular.

Usta gazeteci dostum kardeşim Teoman Erol, "Eğer bu ihanet CHP ile AKP arasında kalıcı bir dostluğun ve normalleşmenin kapısını açarsa, Fethullah kahrından ölür, asmaya gerek kalmaz. Bu barış, Türkiye'yi her alanda sıçratır, reyting kuruluşları not yükseltme kuyruğuna girer" diyor.

Ben de bu alçakça kalkışma Türkiye'de siyasi barışı da sağlasın diyerek Teoman'ın bir adım ilerisine geçiyorum.

Evet, darbe öncesi siyasi gerilimli yılları bir hatırlayalım.

Muhalefetin iktidara, iktidarın ise Cumhurbaşkanı ile birlikte muhalefete en ağır sözlerle yüklenmesini kast ediyorum.

Bu günler geride kalsın.

Anayasa değişikliğinin acilen yapılması için AKP, CHP, MHP ve HDP'ye çağrıda bulunuyorum.

Gün birlik ve beraberlik günüdür.

Başkanlık başka bir bahara kalsın ama bu 12 Eylül Anayasası çağdaş, modern Türkiye'yi bir daha Anayasa değişikliği adını ağzımıza almayacak şekilde değişsin.

Kahpe saldırı ile bir kısmı bombalanan Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Meclis'imizde kavgalar, yumruklaşmalar yaşanmasın.

Fikirler, ilkeler, Türkiye'nin geleceği konuşulsun.

Vatandaşların ihtiyacı olan yasalar çıkartılsın.

Partilerimiz, "ben" değil, "biz" desin.

Türkiye bu darbe girişimi musibetinden; Türk halkının özgürlük anlayışı, siyasi partilerden Cumhurbaşkanına, Başbakandan belediye başkanlarına hatta muhtarlara kadar tek yumruk olması sayesinde kurtuldu.

Bu kurtuluş baş mimarlarından birisi de unutulmasındır ki Türk Medya'sıdır.

Türk Medyası da çok büyük bir katkı sağlamıştır halkın sokaklara dökülmesi mesajlarına yayınlarında yer vererek.

Bu durumda siyasiler de yeni Türkiye'de Türk Medyasının özerkliği ve özgürlüğü için her türlü yasal düzenlemeyi yapmalıdır.

Gün birlik ve bütünlük günüdür.

OHAL masum Türk halkı, Türk Medyası, Türk Siyasi yapısı, Türk Ekonomisi, Türk eğitimi için değil kahpe, kalleş teröristler için çıkarılmıştır.

FETÖ ve PKK başta tüm terör örgütlerinin kökleri inanıyorum ki Türk halkının refahı ve mutluluğu için kazınacaktır.

İşte bu anlayışla tüm siyasi partilerimizi bir kez daha siyasi barışa davet ediyorum.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu siyasi barışa öncülük etmeli bombalanan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde o yıkıntılar içinde Meclis'te olan olmayan tüm siyasi partilerimizin Genel Başkanlarını toplamalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları