Aronia mucizesi!

Aronia mucizesi!
Aronia, son yıllarda faydaları ile en çok gündemde olan meyvelerden biri. İşte hiç bilmediğiniz 7 faydası

Bu meyvenin adını belki de ilk kez duyacaksınız ama faydaları saymakla bitmiyor!

Aronia, en iyi mikro besin kaynaklarından biri olarak kabul ediliyor. Diğer tüm meyvelere oranla çok daha yüksek olan antioksidan oranı ile dikkat çekmesinin yanı sıra yüksek C vitamini seviyeleri, polifenoller, antosiyaninler ve proantosiyanidinler gibi birçok bileşiği bünyesinde barındırır.

Vücutta kanserden kalp hastalıklarına kadar birçok rahatsızlığın ana sebeplerinden olan serbest radikallere karşı büyük bir savaş gücü sağlar. Bu nedenle insan sağlığı üzerinde en etkili meyvelerden biri olarak kabul ediliyor.

Aronia, taze olarak yenilebildiği gibi kuru olarak da tüketebilir. Hatta bazı noktalarda meyve suyu olarak da bulunabilse de doğru bir seçim yapmak önemlidir. Bu meyve, bağışıklığı, kardiyovasküler fonksiyon ve beyin sağlığı dahil olmak üzere vücutta birçok önemli sistemsel fayda sağlar ve şeker hastalığına karşı önemli bir savaşçıdır.

KANSER RİSKİNİ AZALTIR

Araştırmalar, aronyanın kanser riskini azaltmada oldukça etkili olduğunu ortaya koyuyor. Bu meyvede bulunan antosiyanin adı verilen antioksidanlar kolon kanseri hücrelerinin çoğalmasını, büyümesini yavaşlatabilir. Hatta bazı araştırmalar bu büyümeyi %60''a kadar azalttığı tespit etmiştir.

Meme kanseri olan kadınlar tarafından tüketildiğinde oksidatif stresi azaltarak serbest radikallere karşı oldukça etkili bir sonuç elde edilmesini sağlar.


KRONİK HASTALIKLARI ÖNLER
Diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve metabolik bozukluklar dahil olmak üzere kronik hastalıkları önleyebilen polifonellere sahip olan aronya, kronik hastalıklarla karşılaşma riskini büyük oranda azaltıyor, hatta yok edebiliyor. Bu nedenle düzenli tüketim sayesinde risk altında olduğunuz hastalıklara karşı bir koruma elde edebilirsiniz.

TANSİYONU DÜŞÜRÜR

Aronia özlerinin kan damarlarının duvarlarında bulunan dokuyu gevşeterek kan akışını iyileştirdiği tespit edildi. Bu sayede hipertansiyon gibi kalp-damar rahatsızlıklarına karşı bir koruyucu görevi gördüğü de kabul edildi.

Birçok kalp-damar sistemiyle ilgili hastalık, kan damarlarının gevşeme kapasitesini azaltarak arter duvarlarında sertleşmeye neden olur. Bu nedenle aronya meyvesinin tüketimi, kan basıncını düşürmeye yardımcı olarak damarlardaki yüksek tansiyonla mücadeleye yardımcı olur.

KALP SAĞLIĞINI İYİLEŞTİRİR

Antioksidanlar yönünden oldukça zengin olan bu meyve, aynı zamanda kötü kolesterlü düşürerek iyi kolesterolü artırmayı sağlar. Kalp fonksiyonlarını iyileştirmeye yardımcı olan bu durum, birçok kalp rahatsızlığına karşı da koruyucu görevi üstlenmesini sağlar. Günde yaklaşık 250 ml aronya suyu tüketimi, kötü kolesterol seviyelerini azalttığı keşfedildi.

DİYABETİ ÖNLER

Aronya, meyve suyu ve özü olarak diyabeti önlemek için oldukça yaygın bir tüketime sahip. Yapılan çalışmalar, glikoz metabolizmasını iyileştirebileceğini, insülin direncini azaltarak şeker seviyelerini düzenleyebileceğini ortaya koyuyor. Böylece şeker hastalığına karşı büyük oranda kendinizi korumanızı sağlayan bu meyve, uzman kontrolünde oldukça faydalı etkiler elde etmenizi sağlayabilir.

BAĞIŞIKLIĞI İYİLEŞTİRİR

Aronya, bağışıklık sistemini destekleyen ve güçlendiren bir özellik olan "immünomodülatör" bir meyve olarak tanımlanıyor. Bu meyveden elde edilen özlerin, meyvenin kendisinin ve takviyelerinin viral hastalıkları azaltarak, bakteri aktivitesini önlemeye yardımcı olan bir yapıya sahip olduğu kabul ediliyor.

Yapılan araştırmalarda özellikle Escherichia coli ve Bacillus cereus gibi oldukça yaygın ve zararlı bakterilere karşı güçlü bir antibakteriyel performans sergilediği bildirildir.

Ayrıca ellegic asit ve mirisetin gibi bileşiklerin gribin ana etkenlerinden biri olan influenza virüsüne karşı koruma sağladığı da elde edilen veriler arasında.

İDRAR YOLLARI ENFEKSİYONU RİSKİNİ AZALTIR

Çalışmalar, düzenli olarak aronya tüketenlerin, idrar yolu enfeksiyonlarında güçlü bir azalma yaşadığını tespit etti. Bu meyvenin, vücudun sitokinler ve interlökinler gibi inflamatuar maddelerin salınımını engelleyerek iltihaplanmayı, enfeksiyonu azalttığı keşfedildi.