Bu millet silahsız ihanete de geçit vermeyecektir!
PKK, silahtan siyasete dönüş kararını açıklayınca süreci vatandaşa yutturmakla görevli olanlar harekete geçerek bunu tarihi bir zafer olarak sundular.
Bir olayın zafer vasfı kazanması yahut o ülke için sevinç vesilesi olması sadece silahlı mücadeleden değil, silahla ulaşılmak istenen amaçtan vazgeçilmesi ile olur. PKK açıklamasında, bir vaz geçme yok, tam tersine mücadeleyi başka bir boyuta taşımanın ilanı var. Zaten tasfiye kararında da hiç bir şeyden vaz geçilmediği ayan beyan izah edilmiş. Yani silahla yeterince mesafe aldık, tabanımızı ayrıştırdık, sıra siyasetle aynı hedefe yürümede. Bunu sevinç çığlıkları ile karşılamanın neresi doğru? PKK, Lozan’ı tanımıyoruz, 1924 anayasası ile ortaya çıkan devleti tanımıyoruz diyor,sarayın beslemeleri hep bir ağızdan “hurrraaa zafer kazandık” diye bağırıyor.
Aynı şeyi PKK ve türevleri de söylüyor, asıl zaferi biz kazandık diyorlar. Apo’nun ayağına gittiniz, mecbur kaldınız diyorlar. DEM eş başkanı koruculuğu tasfiye edin inek beslesinler diye, bu vatana, millete siper olmuş insanları aşağılıyor. İYİ parti dışında çıkıp bu kişilere had bildiren yok.
Erdoğan’ın eski danışmanı İlnur Çevik, “ tasfiye için ABD devreye girdi” diyor. Planın esas adresinin ABD olduğunu ima ediyor. Aksi olsa şimdiye kadar süreç çoktan sabote edilirdi. ABD/ İsrail ikilisi mutlaka provakatif eylemlerle sürece çomak sokarlardı. Sürecin - iç kaynaklı- olduğunu ifade etmek için S.Süreyya Önder’in aracının tekerine bir düzenek takıldığı iddia edildi. Güya otopark görevlisi veya vale bunu fark edip aracı lastikçiye götürünce anlamışlar. Siz hiç vale veya otopark görevlisinin başkasına ait araca ait bir arızayı sahibinden habersiz tamirciye götürdüğünü duydunuz mu? Maksat açık; bu yalanla topluma bu süreç yerli olduğu için dış güçler engellemek istiyor mesajı veriliyor. Bir olayın yerli ve iç dinamiklerle oluştuğuna toplum ikna edilmeye çalışılıyorsa, o olay dış kaynaklı olduğu içindir.
Aynı çevreler toplumu baskılamak için YPG’nin 50/60 bin silahlı gücü var diye propaganda yapıyor. Amaç, PKK ile anlaşın yoksa 50/60 bin kişilik bir güç sınırınızda bekliyor, daha büyük bedeller ödersiniz korkutması ile ülkeye diz çöktürmek.
PKK’nın açıklaması ile çok ciddi bir sürece girdik, Lozan’a karşı olan sadece PKK değil. Milli devlet karşıtlığında, anayasada Türklüğün kaldırılmasında, hatta eyaletleşmede AKP onlardan aşağı değil. Erdoğan ve bazı AKP yöneticilerinin,”Osmanlılarda da eyaletler olduğunu belirten, Lozan’ı eleştiren sözlerini hatırlayın. PKK ile AKP’nin buluştuğu çok nokta var, tehlikeyi büyüten de budur. Bazılarının ‘ya Bahçeli?’ Dediğini duyar gibiyim. Bahçeli, devletin görünen yüzüdür, devlete hangi kadro hakin olursa Bahçeli onların taleplerini dillendirir. Düne kadar bu ülkenin sigortası milliyetçilerdi, milliyetçileri sürece dahil ederek etkisizleştirdiler. Şehit dernekleri sessiz, dillerini yutmuş gibiler. CHP’yi yeni parti ile parçalama çalışmaları sürüyor, siyasi kulislerde önümüzdeki günlerde Gürsel Tekin’in genel başkanlığında yavru bir CHP’nin kurulabileceği konuşuluyor. Bu ahval ve şerair altında, milletin bekasına yönelme ihtimali olan tehditleri durdurma görevi yine millete düşmüştür. Ümitsiz değilim bu millet varlığına yönelen her türlü tehşike ve degdidi püskürtecek, buna teşne olan kadroları kusup atacak güçtedir. Silahlı ihanete geçit vermediği gibi silahsız ihanete de geçit vermeyecektir.
Türk’e hakaret serbest mi?
Cumhur İttifakı’ndan nezaket beklemek…
Adaleti kaybetmek devleti kaybetmektir
SON KALE
Hani pazarlık yoktu?
APO GÜZELLEMELERİ İLE NE HEDEFLENİYOR?
Bir garip Davutoğlu
Bu millet silahsız ihanete de geçit vermeyecektir!
Gezmiş’in yolu mu? Milletin yolu mu?
Özeleştiri yapmadıkça…









