Bugün 'güvenli bölge' yarın 'kürdistan'!

Terörle 40 yıldır süren bir mücadele..

40 yıl boyunca, yılın belli zamanları, "Beli büküldü", "Kolu kırıldı", "Yuvası yıkıldı", "Lider kadro çökertildi" gibi haberler okuruz..

Elbette 'psikolojik harekat' da önemlidir bu mücadelede..

Ancak, fiili ya da psikolojik, bütün bir mücadelenin, hele de bizim medyamıza servis edilen haberleri düşündüğünüzde, bugün bayağı bir yol katetmiş olması gerekiyordu..

Etti mi?

Hele de, tam da bugün medyaya yansıyan haberlere baktığımızda ve geçmiş tecrübeleri hatırladığımızda, devletimizin terörle mücadelesinden çok, bizzat terör örgütünün önemli mesafe aldığını görüyoruz..

"Nasıl yani?" diye soruyorsanız, geçmişi çabuk unutmuşsunuz demektir..

**

Bakın, daha dün kafa kafaya geldiğimiz Amerika Birleşik Devletleri ile 'ortak' bir harekat hazırlığındayız..

Bu iş neden ortaklığa dönüştü anlayanınız beri gelsin..

Terör örgütüne silah veren, askerleri, teröristlerle birlikte fotoğraflar veren, BOP çerçevesinde, bölgede sonradan birleşecek dört parçalı kürdistan projesini adım adım yürüten bir güçle, "hangi milli menfaatimiz gereği 'ortak' iş yapabiliriz?", anlayan beri gelsin..

'Geçmişi çabuk unutmak' dedim..

Birinci ve ikinci körfez savaşının ardından Irak'ın kuzeyindeki, yani aslında Türkmeneli'ndeki '36. Paralel' sözünü ve projesini unuttuk mu?

Neydi bu projenin özü?

Bir 'güvenli bir bölge' oluşturuldu..

Peki sonucu ne oldu?

Irak'ın kuzeyinde, Barzani ailesinin şirketi gibi bir uydu devlet doğdu..

O günlerde "Postal yalayıcısı" denilen adam ve ailesi, bugünlerde bayraklarıyla ve kırmızı halılarla karşılanıyor.. Sonuç bu..

Ve o devletçiğin başındaki adam, canımızı yakan pkk'lılardan söz ettiğimizde, "Bir kedi bile vermem" diye kafa tutuyor..

Tanıdık.. El üstünde tuttuk.. Ticaret yaptık.. peşmergeleri ihtiyaç duydu, lahmacun ısmarlayarak topraklarımızdan geçirdik.. Yapmadığımız kalmadı..

Adı güvenli bölgeydi.. Çekiç güçle birlikte, gerillaları eğitildi, düzenli bir orduları oldu..

Sonunda da devletçikleri..

**

Peki bugünkü tablo ne?

Yeniden bir güvenlik bölgeden söz ediyoruz..

Bu doğru bir uygulamadır ve geç kalmıştır..

Ama biri bana söyler mi, bölgedeki güvenliği tehdit eden kim?

Terör örgütleri..

Peki o terör örgütlerine silah ve eğitim veren kim?

Amerika Birleşik Devletleri..

Peki, bunu yapan güçle, nasıl bir güvenlik kuşağı oluşturup nasıl bir güvenlik sağlayacağız?

 **

"Psikolojik harekat önemli ama kimin ekmeğine yağ sürüyor, kim mesafe almış?" sorumun sebebi bu..

Tıpkı Barzani'nin devletleşme sürecinde olduğu gibi, yine üç-beş çapulcu dediklerimizin hamisiyle yol yürümeye başlıyoruz..

Güvenliğimizin en büyük tehdidinin hamisiyle, sözüm ona güvenlik sağlayacağız..

Ve bunun adını da "ABD'yi ikna etmek" koyarak, hem kendilerini, hem de milletimizi kandırıyorlar..

Daha açık söyleyeyim, şahsi hesaplar gereği, Türk milletine açıkça yalan söylüyorlar..

**

Şunu not edin lütfen;

Güvenli bölge diyerek pazarlanan bu harekat, "ikinci kürdistanın" yollarına taş döşemektir..

Bu taşlar, uzun vadede cehennemin yollarının alt yapısıdır..

Çünkü ikinciden sonra 100 yıllık bir belayla boğuşacak olan Türkiye ve Türk Milleti'dir..

**

Bugün janjanlı bir ambalajla, 'ABD'yi ikna etmek' yalanıyla piyasaya sürülen oyunun sonucu, bu yalanı söyleyenlerin boynuna asılacak bir sabıka kaydı olacak, göreceksiniz..

**

Ortadoğu'da diplomasi ve politika, vizyon ister, tecrübe ister, her şeyden önce 'Milli bir bakış' ister..

Millet yerine ümmet penceresinden baktığınızda, zaten oyuna yanlış yerden girmişsiniz demektir..

Ki Ak Parti iktidarı bunu yaptı..

İşin acı ve komik yanı, bu pencereden daldığı oyunu "Millet" penceresinden pazarlamak da, "Milliyetçi"(!) kimliklere kaldı..

"Güvenli bölge" dendiğine bakmayın siz..

Terör örgütüne silah veren ABD ile birlikte hareket ediyorsak,

Terör örgütünün yurtdışındaki ilk bürosunu açtığı Rusya da buna sesini çıkarmıyorsa,

Bilin ki olan yine bize olacak..

Adamların 100 yıldır kafa yorarak ve ilmek ilmek örerek geldikleri noktada, oyuna bir ergen edasıyla girdiğimiz için, işin zaten çıkışı yok..

Ama bari yalan söyleyerek daha fazla küçülmeseler..

**

Bu işleri konuştuğumuz güne bakın..

15 Ağustos..

15 Ağustos 1984'te, pkk'nın ilk silahlı eylemi olan Eruh baskınının yıldönümünde..

35 yıl geçmiş..

Daha dün, o Eruh'un medyanında teröristin halay çekmesine göz yumanlar kahrolsun, şehitlerimizin ruhları şad olsun..

**

Ne diyordu Orhan Veli;

-Yaş otuzbeş, yolun yarısı..

Biz 35 yıldır çırpınıyor, konuşuyor, vuruluyoruz..

Onlar yolu yarıladı..

**

Evet ortada bir güvenli bölge tarifi var..

Not alın, günü geldiğinde yeniden konuşacağız..

Kafiye merakı bilinenlere de şu notla bitireyim;

Adı bugün güvenli bölge, yarın kürdistan,

Oyunun figüranlarına da, çok yakışır fistan..

Yazarın Diğer Yazıları