Bugünkü Manzara-i umumiye: Satılmış vatanın ordusu olmak!

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bugün ülkede neler olup bittiğini doğru algılayabilmesi için öncelikle kendi beyinlerindeki birikmiş önyargıları, bir an için çöp kutusuna göndererek, salim kafayla olayları yeniden değerlendirmesi gerekir. Tabii kendimi de bunun dışında tutmuyorum.
CHP Genel Başkan İletişim Koordinatörlüğü’nden yapılan yazılı açıklamadaki  “Cumhuriyet Halk Partisi, ’Manzara-i umumiye’yi tarih penceresinden ibretle seyretmektedir”  sözünü bu çerçevede düşünüyorum.

* * *

Doğrudur! Manzara-i Umumiye’yi Atatürk’ten sonra sadece CHP değil, bütün belli başlı partiler, Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Genelkurmay Başkanları hep seyretmişlerdir.
Türkiye’ye İkinci Dünya Savaşı sonrasında Yalta Konferansı’nda biçilen Amerikan uşaklığı rolünü oynayanlar, gerçeği hiçbir zaman millete açıklama cesaretini gösterememiş, fakat bu arada bazı değerleri veya çıkarları azami derecede korumuş ve kollamışlardır! Bu çıkarların ne olduğunu vatanın tapusu elimizden giderken bile anlamaktan aciziz!
ABD, uşaklık yapılacak ikinci bir kapı olarak Avrupa Birliği hedefini göstermiş; 1960’dan beri gelip geçen etkili ve yetkili şahısların tamamı bu yeni politikaya ayak uydurmuştur. Öyle ki 1990’ların sonuna doğru, bir Milli Güvenlik Kurulu kararı ile AB’ye giriş hedefi, hukuk dışı bir şekilde  “devlet politikası”  olarak karar altına alınmıştır.
Dolayısıyla gelen iktidarlar, hangi görüşte olursa olsun, halka verdikleri sözleri bir kenara bırakarak, daha doğrusu halkı kandırarak AB güdümlü politikaları uygulamaya devam etmiştir. 
AKP iktidarı, DSP, MHP ve ANAP’ın yarısını tamamladığı, fakat ulusal program adı altında vaatte bulunduğu uyum yasalarını CHP desteği ile çıkarmıştır!
Hepsi aynı teslimiyetçi sistemin partisidir! Yok aslında birbirlerinden farkları!

* * *


Bunu söylerken, Genelkurmay Başkanları’nı sistemin dışında tutamazsınız. Milli Güvenlik Kurulu’nda Genelkurmay Başkanlarının evet demediği hiçbir yeni girişim, TBMM’de yasa haline gelemez! Milli Güvenlik Kurulu’nun  “mahiyeti ve hikmeti”  budur!
Dolayısıyla TBMM’den uyum yasaları adı altında geçen bütün teslimiyet yasalarından son dönemin bütün Genelkurmay Başkanları tarih önünde sorumludur!
Büyükanıt da mesela Vakıflar Yasası’ndan sorumludur. Milli Güvenlik Kurulu’nda milli güvenlik gerekçeli itirazlarını bildirseydi, AKP iktidarı bu yasayı çıkarmaya cesaret edemezdi. 
Fakat, AB ile onun ağabeyi ABD istiyor bu yasayı!
Vakıflar Yasası, Tanzimat döneminde Türklerin fakir düşürülmesiyle elden çıkarılan Anadolu’nun tapusunu, Kurtuluş Savaşı ile yeniden Türk’e veren Atatürk’ten intikam alarak ABD ve AB vakıflarına, dolayısıyla Yahudi, Ermeni ve Rumlara teslim etme yasasıdır!
Güneydoğu’yu bölücü terör sonucu kaptırmayalım derken, TBMM’nin çıkardığı bir yasa ile Anadolu’nun tapusu elden çıkıyor!

* * *


Peki, bir ülke niçin ordu kurar? 600 bin kişilik ordu neyi korumak için vardır?
Altınızdaki toprağı satarlarken, siz kimin sistemini ayakta tutacaksınız? Hangi vatan için savaşa gideceksiniz? Satılmış vatanı kimden koruyacaksınız?
Bunu başta kendime olmak üzere, bu satırları okuyan herkese soruyorum. Ayrıca değerli okurlarımın aynı soruyu herkese sormasını rica ediyorum?
Biz, üzerindeki bütün ekonomik değerleri yabancılara satılmış, toprakları da satılmakta olan bir vatanın nesini koruyacağız?
Üzerine yerleşen Amerikan şirketlerini mi koruyacağız?
Siyasi parti liderleri ve Genelkurmay Başkanı bu tatsız tartışmayı bıraksınlar da şu gerçek manzara-i umumiye hakkında Türk halkına açıklama yapsınlar?
 “Neden böyle oldu ve bu durumdan nasıl çıkarız” ın yolunu göstersinler!

Yazarın Diğer Yazıları