Başbakan Almanya konuşmalarından birinde “Bunlarda zerre kadar vatan sevgisi yok. Vatan sevgisi olan gidip yabancı ülkelere kendi ülkesini şikayet eder mi?” dedi. Bunu söylerken kendisi de aynı şeyi yapıyor ülkesini başka yerlere şikayet ediyordu, farkında değildi. Bir de darbeyi bahane ederek tarihimizi kirletiyordu. Üstüne üstlük  “bunlar” dediği milletin bir bölümünü, öbür bölümüne aşağılayarak şikayet ediyordu.

***

Ama ben Başbakan’ın vatan sevgisine dair kuvvetli bir işaret bulunduğunu düşünüyorum. Urla’nın güzelliklerine bigane olsaydı, orada yazlık yaptırmasaydı Bodrum’a, Çatalca’nın güzelliklerine (ve Üçüncü Boğaz Köprüsü’ne) bigane kalsaydı, İstanbul’un en güzel yeri olan Kısıklı’ya ev yaptırmasaydı, daha mı iyi olurdu.

***

Hepsi de vatanlarını seviyorlar. Rıza Sarraf bile bu vatanı seviyor! Boğaz’ın kıyısında iki yalı alır mıydı sevmeseydi. Üstelik tarihi de seviyorlar. Sarraf bile Osmanlı paşalarının yalılarında oturuyor.
Başbakan Boğaz sevgisinden Dolmabahçe Sarayı’nda çalışma yeri yaptırıyor. Şimdi de Vahidettin’in köşküne bir şeyler yapıyorlar galiba. Bahçesiyle, mimarisiyle ne güzel bir köşktür o. Üstelik bakmayın siz, Atatürk’e de bayılıyorlar. Atatürk Orman Çiftliği’nin tam ortasına Başbakanlık köşkü yaptırmak Atatürk sevgisinin bir işareti değil de nedir... Üstelik bu sevgiyi Amerikalılara da aşılamışlar, onlar da elçilik yaptırıyormuş.

***

Hepsi, hepsi vatanı çok seviyorlar... Gazetecileri bile Osmanlı yalılarında oturuyorlar, üstelik tarihi de seviyorlar. 
Fezlekeler dökülüyor. Kim bilir bilmediğimiz neler çıkacak daha. Vatan sevgisine dair de bir çok şeyler çıkabilir. Güzel manzaralar, güzel araziler, güzel binalar...
Ha bir de TÜRGEV var.
Ecdadımız gibi vakıflar kuruyorlar. İstanbul’un en güzel arazilerini bu vakıflara kıyak çekiyorlar.
Hem vatanlarını, hem tarihlerini seviyorlar, hem de çok hayırseverler.