Bush ve 'Gürcü-Nekon'

Gürcistan krizinde yaşananlar aslında hepimize ders olmalı. Özellikle de bir poşet yiyecekle yazın kömür alıp oy verenlere. Bu tür düşünmeden ülkenin başına seçilen kişilerin kendi ülkelerinin başına neler getirebilecekleri aslında en net şekilde Gürcistan’da ortada.
Tabii şimdilik bunu Gürcistan halkı düşünmeli, ama beni en fazla kaygılandıran konu, bunalımın yayılma ve bizi de içine çekme eğilimi. Böyle bir korkuya, iki gelişme neden oldu. Birincisi ABD Başkanı Bush’un Beyaz Saray’da yaptığı konuşma, ikincisi de Erdoğan’ın Moskova ziyareti.
Erdoğan’ın ziyaretinden başlayalım isterseniz. Ruslar salak mı, Erdoğan hükümetinin patronunun kim olduğunu bilmiyorlar mı? Efendisi dururken adamlar kapıkulu ile neden görüşsün sorusu akla gelebilir. Bunu Erdoğan da biliyor. Peki, o zaman neden Moskova’ya gitti veya gönderildi?
Şimdi bu soruları yanıtlayalım.
- Gürcistan’ı kim silahlandırıyor ve askerini eğitiyordu? Biz.
- Bize bu işi yapmamızı kim söyledi. ABD
- Gürcü Saakaşvili’yi iktidara bir CIA darbesiyle kim getirdi? ABD
- Saakaşvili Rusları yenemeyeceğini bilmesine rağmen neden Osetya’ya girdi? ABD gir, arkandayız dedi de ondan
- Peki, o zaman Erdoğan’ı kim yollamış olabilir Moskova’ya? ABD
- Erdoğan Moskova’ya ne önerebilir? Aslında Erdoğan’ın önerebileceği hiçbir şey yok, ama patronlarının önerisini aktaracak. Bu da Gürcülerin, NATO’ya alınmayacağını ve altıncı maddede yer alan Osetya garantisinin verileceğini, gaz boru hattında rekabetin olmayacağını falan filan.
Konunun ikinci ayağında ise ABD’nin bu bunalımda ne kadar etkili olabileceği geliyor. İşte bizi asıl ilgilendiren nokta burası. Zira bu bunalım ABD’nin son Irak ve Afganistan olayları ile süper güçlük oyununda ne kadar itibar kaybettiğini sergileyecek. Yani Ruslar sallayacak mı, aldıracak mı Amerikalıların tehditlerine?
Aslında Bush, Beyaz Saray’da Gürcistan konusunda esip gürlerken, Moskova’nın tehditlerine aldırmayacağını gayet iyi biliyordu. Zira Bush, Amerikalıların “Lameduck” yani tam tercümesi “oturan ördek” demek olan ve gerçek anlamı “görev süresinin dolmasını bekleyen etkisiz politikacı” olarak görülüyor. Ülke içinde de kendisinin itibarı yok. Keza uluslararası alanda da öyle. Demek ki kimse kendisinden bir şey beklemiyor. 
O zaman akla böyle bir liderin talimatıyla Gürcü Saakaşvili neden Osetya operasyonuna kalktı sorusu geliyor? Benin aklıma gelen tek yanıt tahrik için. İşte beni korkutan nokta da burası. Beyaz Saray’da basın toplantısında Bush’un sözünü ettiği, Amerikan askeri uçaklarının Gürcistan’a yardım malzemesi taşıması ve savaş gemilerinin de yardım için Karadeniz’e gideceği yolundaki açıklamaları tüylerimi diken diken etti. Bush aslında bunalımı çaktırmadan tırmandırmaya, olayı tahrike çalışıyor.
Nixon dönemi Dışişleri Bakanı olan Kissinger’ın şu sözünü de unutmamak gerek;  “Büyük devletler, müttefikleri için intihar etmezler”. Demek ki ABD planladığı bu olayla kendisini doğrudan tehlikeye atmadan Kafkaslarda gerilimi bir şekilde tırmandırmak istiyor. Alet olan da görüldüğü gibi bizim ampul takımı.
Böyle bir gerilimden ABD ne yarar sağlayabilir diye düşünürsek, belki bu gelişme bize ABD’nin Irak ve Afganistan macerasından çekileceği yolunda ilk sinyalleri veriyor. Ben ABD’nin el altından diplomatik ilişki kurmaya çalıştığı İran’a saldıracağına inanmadım, hâlâ da inanmıyorum. Hele hele ABD’den izin almadan tuvalete bile gitmeyen AKP iktidarının İran lideri Ahmedinecad’ı Amerika’yı kızdırma pahasına Türkiye’ye davet etmesinin altında da başka bir kurnazlık var gibi.
Belki Ahmedinecad’a tehdit falan değil yeni bir şeyler önerilecek. Neyse yazımın başına dönersem, Gürcistan halkının bugün yaşadığı acı durumu bizim de oturup düşünmemiz lazım. Başkaları tarafından işbaşına sizin onayınızla getirilen siyasi liderlerin yaratacağı tehlike elinizdeki eviniz, toprağınız ve hatta hayatınız olabilir. Bırakın kurgu bilim saçmalıklarını da, işte gerçek Ergenekon olan bu krizi açmaya, çözmeye çalışın. Ciddi işlerle uğraşın, saçmalıklarla değil.

Yazarın Diğer Yazıları