Büyükaydın bir şanstır

Trabzon’un her şeyi olan, ama, her şeye rağmen hak ettiği ölçüde ilgi ve desteği kendini sevenlerden görmeyen Trabzonspor’da, son genel kurul herkes tarafından bir silkinme ve efsane günlere dönebilmenin başlangıcı olarak kabul edilmeye çalışılıyor.
“Çalışılıyor” diyorum; çünkü bu kadar tahribatın yapıldığı bir camianın ayağa kalkması öyle sanıldığı kadar kolay olmayacaktır.
* * *
Muharrem Usta başkan seçilmiş, kaybetmeyen Hekimoğlu’da kendisine doğru işlerde azami desteği vereceğini beyan etmiştir. Hatta, başkanlık süreci “en kötü dönem” olarak nitelenen İbrahim Hacıosmanoğlu bile eşdeğer destekten söz etmiştir. Bu durumda, Doktor Usta’ya, seçimden önce koyduğu doğru teşhisler için aynı şekilde doğru tedavi yöntemlerini uygulamaya koymak kalmıştır.
* * *
Bu konuda vazgeçmediğim bir doğrum var. O da, “Bir iş nasıl başlar ise öyle gider.” Bu yüzden Sayın Usta, tedavide tercihlerini kılı kırk yararak incelemeli ve uygulamalıdır. Daha ilk günden yanlış bir tedavi, zaten ameliyat masasında olan Trabzon’u, Allah göstermesin musalla taşına taşır. Buna da kimsenin, hele hele Muharrem Usta’nın hiç mi hiç hakkı yoktur.
* * *
Ama, “dün bir bugün iki” demeden basın ve teknik birimden çok iyi tanıdığımız ve de işlerini özverili ile yapan 2 ismin işine son verilmesi, herkeste tereddüt oluşturmuştur. Bir de bunların görevine yönetimin değil de idari mekanizmadan etkili ve yetkili birinin son verdiğinin apaçık bilinmesi, Usta ve ekibinin otorite adına itibarını zedelemiştir. 
* * *
Bu nokta da aslında yönetim kurulunda değil, Trabzonspor’un başında olacak kadar teknik ve idari deneyimi bulunan, daha önce de Trabzonspor yönetiminde görev almış Yılmaz Büyükaydın gibi bir ismin, sorumlu danışman sıfatıyla görev üstleneceğinin bildirilmesi iyi işleri bekleyenlerin yüreğine su serpmiştir. 
* * *
Büyükaydın’ın Trabzonspor’da futbolun sportif sorumluluğunu üstlenmesi diğer birimlere de olumlu yansıyacaktır. Hatta, O’nun gelişi ile yukarıda sözünü ettiğimiz Sayın Usta’ya hasta edecek davranışlarında ortadan kalkacağına da inanıyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları