Geçirdiği kalp krizi sonucu Ankara'da 4 Nisan 1997'de yaşama veda eden Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) lideri Alpaslan Türkeş'in kızı Sevenbige Çağrı Türkeş ziyaretime gelince Başbuğ'u güzel anılarla andık.
Yarın 24. ölüm yıldönümünde törenlerle anılacak olan Türkeş'in ruhu şad olsun.
Çağrı Hanım 15 Ocak'ta evimin önünde uğradığım saldırıya çok üzüldüğünü vurgulayarak, "Yargı, inanıyorum ki gerek o saldıranlara gerek azmettirenlere gereken en ağır cezayı verecektir" diye konuştu.
Güncel konularda sohbetimiz sürerken Türkeş'in, "Andımızın ilkeleri aynı zamanda Müslümanlığın ilkeleridir. Bu nedenle Andımıza karşı çıkmak aynı zamanda Müslümanlığın ilkelerine karşı çıkmak olur" sözleri dikkatimi çekti.
AKP tarafından okullarda okutulması yasaklanan, MHP tarafından AKP'ye, "Andımız okutulmalıdır" dayatması yapılmazken Türkeş'in bu ifadesi gerçekten çarpıcı ve dikkat çekici oldu.
Sayın Türkeş'e dedim ki;
"Andımızın ilkeleri aynı zamanda Müslümanlığın ilkeleridir" sözünüzü daha geniş şekilde ifade eder misiniz?
Sevenbige Çağrı Türkeş'in "Andımız ve İslamiyet" açıklaması aynen şöyle:
"Bunlar peygamberimiz Hz. Muhammed'in ahlak esaslarıdır.
Peygamberimiz dinin bu esaslarına uymayan tam Müslüman sayılmaz der.
Bu ilkelerden birincisi sevgidir.
"Sevgi" ilkesi hem insani hem de İslami açıdan çok genel olan ve karşı çıkılamayacak bir ilkedir. Çocuk sevgisini merhameti ve şefkati içinde bulundurur.
İkinci olarak "Doğruluk" geçer. Kur'an-ı Kerim'de de "özü sözü doğru olmak" ilkesi vardır ve birçok yerde geçer. Buna da karşı çıkmak mümkün değildir.
Andımız sadece millî değil aynı zamanda dini ilkeleri de dile getirir.

Andımızda geçen "çalışkanlık" yine peygamberimizin mühim ilkelerindendir. Dinimiz çalışmaya önem verir.
"Yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir" bu da İslamiyet'in baş ilkesi olan nefis terbiyesidir.
Egoizmin üstüne çıkıp daha idealist insanlar yetiştirmek. 
Bu ant peygamber efendimizin ahlak ilkelerinin özünü ihtiva ediyor.
O nedenle bu Ant'a karşı çıkmak sadece millî açıdan değil, dini açıdan da çok büyük ayıp ve yanlıştır.
Çocuklarımızın eğitimi açısından çok önemli, memleketimizin geleceği açısından da çok önemli bir Ant'tır.
Gerçek Müslümanların bu ilkelere sahip çıkması gerekir.
"Ülküm yükselmek, ileri gitmektir." Yine peygamber efendimizin büyük savaş dönüşünde "asıl cihat şimdi başlıyor" sözü var. O sözle fiziki savaş bitti, kültür savaşı başlıyor demek istiyor.
Aynı konudan Atatürk de bahsediyor.
Atatürk, manevi ilkelere sahip çıkan, bunları savunan biridir. Atatürk, imanıyla bu başarıyı kazanmıştır.
Atatürk, İslamiyet hakkında derin bilgilere sahiptir, saltanatın kaldırılması sırasında mecliste yaptığı konuşmada İslamiyet hakkında ne kadar bilgili olduğunu görüyoruz.
Peygamberimiz hilafet hakkında "benden sonra 30 yıl sürecek, sonrasında kanlı bir saltanata dönüşecektir" demiştir.
Nitekim de öyle oluyor. Verdiği süre dört halifenin ölümüne denk geliyor.
Ondan sonra hilafet dini bir müessese değil, siyasi bir müessese olarak elden ele geçiyor.
Andımız, okula yeni başlayan çocuklara hem Cumhuriyet açısından hem de İslamiyet açısından pozitif mesajlar veriyor.
Bu çocuklar için bir ihtiyaçtır, bir nevi koruma vasıtasıdır. 
Kaldırmak değil daha çok teşvik etmek gerek.
Zararı yok faydası var. Bunu çocukların millî şuuruna yetiştirmek şarttır.
Güncel olarak çok tehlikeli bir ortamdayız.
Papa'nın Irak'ı ziyareti, yayınlanan pullar ve üzerindeki haritalar tekrardan Büyük Ortadoğu Projesi'nin işlemekte olduğunu gösteriyor.
Andımızın kaldırılmasının tekrardan gündeme getirilmesi, Türk milletinin manevi bağlarını koparmaktır.
Zamanlama çok manidardır.
Çok tehlikeli bir oyunun içindeyiz.
FETÖ nasıl aldattıysa ve adım adım 15 Temmuz'a nasıl gelindiyse bunu da o şekilde atılan adımlardan biri olarak nitelendiriyorum.
Yöneticilerimiz bu yönden bakmalı ve Andımızın kaldırılmasını kesinlikle kabul etmemelidir.
Bu millî bir meseledir ve partizanca bakılmamalı, birlik için ele alınmalıdır.
Millî birlik daha çok önem kazandı ve Andımız millî beka meselesidir.
Devletimizin bekası için bu ant bize ve çocuklarımıza lazımdır."