Çalışanlar için geçinme endeksi yapılmalı

Her krizin maliyeti çalışanların üstünde kalıyor. Panik içinde herkes kendine bir çıkış, bir kaçış yolu buluyor. Çalışanların maaş ve ücretleri belli olduğu için bu kesim krize yeniliyor.

Dahası, her krizde önce çalışana kemer sıktırıyorlar. Söz gelimi 2001 krizinde ''Güçlü Ekonomiye Geçiş Programında'' maaş ve ücret artışı hedef enflasyona göre yapılacak deniliyordu. Ayrıca tarımsal desteklerin de yarı yarıya düşürülmesi öngörülüyordu. Ancak enflasyon hedeften çok yüksek çıktı, program gereği olarak çalışanların maaş ve ücretleri de reel olarak geriledi. Satın alma gücü düştü.  Yetmedi büyümeden de pay verilmedi. Maaş ve ücretler üretim faktörleri içinde göreceli olarak da düşük kaldı.

Bugüne kadar yapılan enflasyon zamları da yine çalışanların aleyhine oldu. Zira maaş ve ücret artışları ortalama TÜFE artışlarına göre yapıldığı için çalışanların harcama sepetinde daha yüksek yer tutan gıda fiyat artışları gibi gerçekleri yansıtmadı.

TÜİK'in Tüketici Fiyatları Endeksi, geliri en yüksek olanlar ile geliri en düşük olanların ortalaması olarak alınıyor.

Söz gelimi TÜİK'in 2015 ve 2016 yılları tüketim harcamalarının türlerine göre dağılımı anketinde, gıda harcamalarının geliri en düşük yüzde 20'lik kesimin tüketim harcamaları içindeki payı 2015 yılında yüzde 30.2 ve 2016 yılında yüzde 28.9'dur. Buna karşılık gelirden en yüksek pay alan yüzde 20'nin harcamaları içinde gıdanın payı; 2015 yılında 14.6 ve 2016 yılında ise yüzde 14.2 olarak neredeyse yarı yarıya daha düşüktür.

TÜFE hesabında TÜİK bu ikisinin ortalamasını alıyor

Aslında düşük gelir grubu içinde, kendi gıdasını kendisi üreten köylü gibi kesimler de yer alıyor. Dolayısıyla gıdanın işçi ve memurun harcama sepeti içindeki payı bu ortalamalardan da yüksektir.

Dolayısıyla gıda fiyatları enflasyonun üstünde arttığı halde, çalışanın geçinmesine yansımıyor.

Bir toplumda her kesim enflasyondan farklı etkilenir. Bu nedenle TÜİK'in harcama sepeti içinde yer alan ve her bir harcama kalemine verilecek ağırlıkların, ev halkının bütçesi içindeki yerini (oranını) doğru temsil etmesi gerekir.

2018 yılı için TÜİK'in TÜFE sepetinde ortalama olarak gıdanın payı 23.03'tür. Gerçekte ise çalışanların harcama sepeti içindeki payı fiilen yüzde 40'a çıkmaktadır.

TÜRK-İŞ Eylül 2018 anketine göre, bir yetişkin erkek ile bir yetişkin kadının birlikte aylık gıda harcaması 952 liradır. 1600 liralık asgari ücretin yüzde 60'ı demektir. Ortalama 2500 lira maaşın yüzde 38'idir. 

TÜİK'in işçi ve memurun içinde bulunduğu gelir dilimine göre bu kesimin harcama sepeti içindeki gıda ve konut harcamalarının gerçek ağırlıklarına göre, ayrı bir enflasyon hesabı olarak ''geçinme endeksi'' yapması gerekir.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) 1995 bazlı Ücretliler Geçinme İndeksi yapmaktadır. Ancak bu endeks yalnız İstanbul için yapılmakta, tekniği eskimiş ve baz yıl çok geride kalmıştır. Ben İTO'nun bu endeksi yapmasını gereksiz bir harcama kapısı olarak görüyorum. 

Ücret ve maaş artışları TÜİK'in yapacağı yeni geçinme endeksi üstünden artırılmalıdır. Ayrıca elbette artan millî gelirden de büyüme payı verilmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları