Cambaza bakarken

“Cambaza baktırılırken” birileri - “malı”  bildiğimiz anlamdaki Türkiye Cumhuriyeti’ni götürüyor; parça parça, ama bilinçli ve maksatlı olarak! “Ergenekon” harekâtıyla eşzamanda -Kıbrıs’ta- teslimiyet ve tavizin arkasından, Ermeni meselesi gelecek ve de düşmanların dağarcıklarında, ne kadar, hangi kuyruk acısı varsa onlar da, Sevr’de olduğu gibi karşımıza çıkarılacak!
Ergenekon operasyonuyla tutuklanan orgeneral ve generallere “vurulurken” asıl onların şahıslarında tüm Türk Ordusu’na saldırıldığı, gittikçe daha küstahlaşan iç ve dış çevrelerin, söz ve yazılarından belli!  İçimizdeki - medyadaki, “liboştan” öte “hainler”, dış düşmanlarla söz ve elbirliği yaparak, kendi ordularını saf dışı kılmaya çalışıyorlar! İki orgeneral tutuklandığı için ağızları kulaklarına varıyor! TARAF gazetesi bu haberi nispet yapar gibi, Hurşit Tolon Paşa’nın, Şener Eruygur Paşa’nın büyük üniformalarıyla çekilmiş boy fotoğraflarıyla vermiş!
Seviniyorlar. Öyle ya, “TSK” engeli - onlara göre “tehlikesi” ortadan kalkarsa, menfur emellerine, pervasızca, kolaylıkla ulaşacaklar! O kadar aşikâr, alçakça bir oyun ki bu, “büyük gözaltı operasyonları” -,  sözde delil ve ayrıntıları artık Türk milletinin ve ordusunun nefsi müdafaaya - sathı müdafaaya ve müdafaa geçmesi vacip oluyor!

Kürt sorunu
Ve, tabii, aynı zamanda en açık ve yakın tehlike bölücülük ve Büyük Kürdistan tehlikesi. Eğer Türk ordusu, böylece, saf harici kılınırsa bu tehlikeye karşı ülkenin bütünlüğü nasıl savunulacak? ... Burada da belli bir fesat var! Ve tesadüf mü; tutuklanan generaller, subaylar, hep Güneydoğu’da kahramanca görev yapmış kişiler... Ve tesadüf mü? Eş zamanda Fethullah Hoca’nın “Yazarlar ve Gazeteciler Vakfı’nın” Abant Platformu’nda, “Kürt Sorunu: Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak” konulu paneli yapılıyor! Konu: “Barışçı Çözümün Yolları” Eşhas bilumum sözde aydın liboş Kürt Muhipleri Mehmet Altan, Cengiz Çandar vs.! Ortak teşhis: “Kürt sorununu ’bürokratik elit’in tavrı derinleştiriyor” ...Pekiyi “Bürokratik elit” kim: Bazı siyasi partiler, gerçek aydınlar, yargı, ama en önemlisi; “Askeri bürokrasi”, yani ordu! Bu ordu olmasa barışcı çözüm ne kadar kolay olacak! 
Bu “sivil” panelin açılış konuşmasını devletin “resmi” Bolu Valisi, Halil İbrahim Akpınar yapıyor; Kürt sorununun, askerler başta “bürokratik elit” yüzünden, Türkiye’ye ayak bağı olduğunu” söylüyor!
 Ve emekli MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş  PKK terörünün çözülemeyen Kürt sorununun sonuçlarından biri olduğunu söylüyor! Anlamı; ordu ” barışçi çözüme “ engel!
 Panelde, açıkça “Çözüm federasyondur” diyemediler, ama “çokkültürlülük... AB’nin, Güneydoğu’da, henüz olmayan, bölgesel Yargıtay’ın binasını ve okulları inşa etmesi, “federasyonun” hazırlıkları... Daha acısı; Anayasa’nın amir hükmüne rağmen, “çokdilli toplum” anlayışı önce Kürtçeden başlayarak, TC’nin değişmez, temeli olan “tek dile” tecavüz var! Ve bu iktidar TRT’de Kürtçe yayınları başlatarak buna katılıyor; Türkçe bilmeyen Kürtlere Türkçe öğretmek yerine Kürtçe bilmeyen Kürtlere Kürtçe öğretecek ve Büyük Kürdistan’ın bir temeline katkıda bulunulacak!
Ve bu sırada Kürtler nüfusları artarak bütün Türkiye’ye yayılıyorlar. Musa Anter’in dedikleri olacak.. O, “Biz neden Şırnak’ta, Diyarbakır’da sıkılıp kalalım. Mersin de Antalya da bizim” demişti! Bu tehlikenin farkında mıyız?

Melik Fırat
Bu platformda, panelde söylenenler çok. Fakat, asıl HAK-PAR Onursal Başkanı Abdülmelik Fırat’ın, Şeyh Sait’in torununun söylediklerı: “Biz yorgun savaşçıyız. Ben yalnızca 50 sene bir zulme düçar kalmadım. Aile olarak 9. kuşaktan gelen bir zulmün son halkası olarak konuşuyorum. Türk aydınları, demokratik bir anayasa ortaya çıkarmazsa Kürtlere hiçbir şey veremez” demiş. Melik, Yassıada’da koğuş arkadaşımdı! Bu sözlerine karşılık, daha önce de yazdığım gibi onunla ilgili bir koğuş anısını hatırlatmanın zamanıdır. Melik koğuştaki sohbette bana açıkça, “Bir gün gelecek Türklerin analarını belleyeceğız” demişti! Orada her fırsatta, dedesi Şeyh Sait’in idam edilmiş olmasının hıncını ifade ederdi! Şimdi de sözünü ettiği “elli yıllık zulüm” bu!
Cumhuriyet ve ordu Kürtlere yıllarca zülmetti, kimliklerini inkâr etti,  başkaldırılarını bastırdı! 
 Sözlerin özü: “mani (Türk Ordusu”) zail edildi “memnular (yasaklılar” ) avdet edildiler!

—————————————————

DİP NOTU- Bu yazıyı yazarken Mustafa Balbay’ın tutuklama ve sorgulamalarda başından geçenleri anlatmasını dinledim. Sadece ona sorulan sorular ve yargılanmasına sebep olacak “suçların” ifadesi... Hem kara mizah hem de bu operasyonun ne kadar büyük bır balon olduğunu gösteriyor! Bu balon birilerinin yüzüne patlayacak!   

Yazarın Diğer Yazıları