Camilerde Haçlı hutbesi!

Anayasa Uzlaşma Komisyonu, bir alt komisyon kurmaya karar verdi. Alt komisyon, oylama yerine mutabakatla hareket edilmesi fikrini benimsedi. Komisyon, uzlaşmaya varılamayan konulara daha sonra dönecek..
TBMM Başkanı Cemil Çiçek ise Ankara’da Uluslararası Anayasa Kongresi’nde “Ben devletten, şunları şunları isterim ama olmadığı takdirde bu taleplerimi C-4 patlayıcısına bağlarım” demenin vahşet olduğunu anlattıktan sonra,
“Herkes şikayet ediyor. Herkes yeni bir anayasa istiyor ama buna rağmen yeni bir anayasa yapamıyoruz. O halde şimdi buradan bir çağrıda bulunuyorum: Eğer geldiğimiz noktada bugün itibariyle maksadımız hedefimiz yeni bir anayasa yazmak değil de yeni bir anayasa yapmak ise zaman tam bu zamandır” dedi.
Örgütün Çukurca’da veya Ankara’da “Yeni Anayasa” talepleri için saldırıda bulunduğunu biliyorsunuz, hem de bu taleplerin herkesin talepleri olduğunu iddia ediyorsunuz..
Üstelik Yeni Anayasa talebi PKK’dan da önce ABD ve AB’nin dayatmasıdır. 

***

Komisyon çalışadursun, camilerde propaganda başladı. İşte bir mektup;
 “Sayın Bulut, cuma namazlarını iş yerimize yakınlığı dolayısıyla... çarşısının mescidinde kılıyoruz. Vaaz eden ve cumayı kıldıran bir hocamız var. Alışılagelmişin dışında entelektüel bir yapıya sahip ve çok takdir ettiğimiz için cumaya hep o mescide gidiyoruz. Şahsen kendisiyle hiç tanışmadık. Fakat bu cuma hutbesinde bizleri oldukça şaşırttı. Bu cuma, birlik ve beraberlikten bahsederken, toplumun yegane çimentosunun din olduğunu, millet olmanın o kadar önemli olmadığını ve ülkemizde yaşayan insanların Türk milleti olmasının pek önemli olmadığını anlattı durdu. Anlaşılan o ki bugünkü siyasal yapı yeni anayasanın değiştirilemez kabul edilen maddelerini değiştirmenin toplumsal alt yapısını hazırlamaya başladı. Bunun en iyi propaganda yapılacak yeri de cuma hutbeleri doğal olarak.. Oysa ki bir toplumu ayakta tutan en önemli değerlerin başında din olgusu geldiği kadar millet olmanın aidiyeti en az onun kadar değerlidir.
Türk Milleti 10 bin yıllık tarihsel süreci olan bir millettir, tüm coğrafyalarda varlığını hissettirmiş, imparatorluklar kurup imparatorluklar yıkmış tarihe her dönem damgasını vurmuş bir millettir.
Ben yurt dışındayken, bir Amerikalı ile tanışmıştım, adam zenci fakat ‘ben Amerikalıyım’ derken sanırsınız kafası göğe erecek.. Oradaki insanları bir arada tutan değer Amerikalı olmak. Bizde yapılana bakın, hıyanetin daniskası, hem de camide. Allah devlete millete zeval vermesin ve Türk Milleti’ni bunların elinden kurtarsın.Yoksa gidişat hiç iyi değil.”

***

Benzer hutbelere, vaazlara ben de rastlıyorum. Hatta AKP’nin parti programından okur gibi konuşanları da bu sütundan duyurdum.
Anayasa’daki Türklük vurgusunun kaldırılması veya en azından sulandırılması için toplumsal tepkinin şimdiden kontrol edilmesi gerektiğini düşünüyorlar. Bu sebeple şimdiden başlarına gelecekleri önlemek adına, cami cemaatleri üzerinden toplumu, yapılan işlerin İslâma uygun olduğuna ikna etmek için olağanüstü bir çaba gösteriyorlar.
Türk Milleti ile meselesi olanlar, Türklüğü Anayasa ile birlikte bu topraklardan kazımayı hedeflemişlerdir.
Bu propagandalar İslâm propagandası değil Haçlı propagandasıdır. Çünkü Türklüğü Anadolu’dan silmek isteyenler Haçlı ruhu taşıyanlardır. Haçlı Seferleri ile bunu denediler, boylarının ölçüsünü aldılar. En son Çanakkale’ye, İstanbul’a, İzmir’e, hatta Ankara yakınlarında Polatlı’ya kadar gelmişlerdi.. Geldikleri gibi gittiler.
Şimdi ise siyasetten, bürokrasiden, medyadan Türklüğe saldırdıkları yetmezmiş gibi alenen camilerin içinden kinlerini kusuyorlar!
Türk milliyetini küçümseyen, önemsemeyenler, Haçlı ordusunun askerleridir. Yine geldikleri gibi gideceklerdir.

Yazarın Diğer Yazıları