Son günlerde siyasetin gündemini, "üstü kapalı konuşmalar" oluşturuyor. Bizlere ise, "acaba ne demek istedi", "onu mu kastetti, bunu mu kastetti" diye tahminlerde bulunmak düşüyor. Oysa mevzu bahis olan devletin yönetimini üstlenenler olduğundan meselelerin özü direkt bizi ilgilendiriyor. Ancak "imalar" içinde öyle kaybolduk ki, bir şey anlayabilene aşk olsun…

Muhtemelen okudunuz ama hatırlatmak gerekirse eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, geçen gün şöyle bir açıklama yaptı: "Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz. Bizi bugün eleştirenler insan yüzüne çıkamazlar, açık söylüyorum. Neden mi? Gelin hafızanızı bir yoklayın. İleride bir gün Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman eminim en kritik dönemlerden biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olarak yazılacaktır. Başbakanlık görevini aldığım zaman 6-8 Ekim olayları oldu, takriben 40 gün sonra. O olaylar esnasında çözüm süreci adı altında Türkiye'nin kamu düzeninin nasıl yerle bir edildiğini görme imkanı bulduk."

"Bizi bugün eleştirenler" dediğine göre, ima ettiği kişilerin kim oldukları belli; kendisini "hain" olmakla suçlayanlar… Başta da Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Öte yandan….

Malumunuz AKP, geçtiğimiz günlerde 18. yaşını kutladı. Erdoğan ise, bu yıldönümü nedeniyle yaptığı konuşmada yeni parti kurma çalışmaları yürüten Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nu hedef alan birtakım açıklamalar yaparak şunları söyledi: "Hafıza kayıtlarımızın içinde olanları da vakti geldiğinde milletimizle paylaşacağımızı şimdiden burada söylüyorum. Bu kayıtların içerisinde çok şeyler var. Kim kimdir, bunları milletimizin bilmesi lazım. Bilmesi lazım ki yanlış istikamette gitmesin."

İma edilen kişilerin biri bir zamanlar bu ülkenin Cumhurbaşkanı, biri başbakanı, diğeri ise başbakan yardımcısı olan kimseler… Ülkenin ve dolayısıyla vatandaşın akıbetinde büyük rol üstlenen kişiler… O halde, bu kimselere dair hususların açıklanması için beklenen "vakit" nedir? Ne olacak da "vakti gelecek"?

Davutoğlu, bildiklerini açıkladığında mı? Yeni parti/ partiler kurulduğunda mı?

Beklenen olmazsa bu vakit hiç gelmeyecek, vatandaş kendisini bu denli ilgilendiren meseleleri öğrenemeyecek mi?

Öte yandan, Davutoğlu'nun açıklamalarında ifade ettiği tarihler arasında bine yakın vatandaşımız, terör kurbanı oldu. Bu denli büyük kayıplar yaşadığımız dönemin perde arkasını bilmek hepimizin en doğal hakkı.

Bununla birlikte, Erdoğan'ın İslam'da ailesinden kimseleri dahi kayırmadan doğruyu uygulaması ve adil kişiliğiyle bilinen Hz. Ömer'i kastederek "Bize Ömer'ler lazım" demesi üzerine; Davutoğlu'nun "Biz Ömer arıyoruz diyenlerin önce Hazreti Ömer'i hatırlamaları lazım" demesinin arkasında yatan ima önemli.

Belli ki bilmediğimiz, açığa çıkması gereken çok şey var.

Şimdi imaları bir tarafa bırakıp bildikleri ne varsa açıklamaları gerekiyor.

En başta da partisi tarafından hain ilan edilen Davutoğlu'nun kendisine hain diyenlerle ilgili bildiklerini ortaya koyması; kamuoyunu aydınlatması elzem. İmaların altında yatanı bilelim de ak kim kara kim ortaya çıksın. Çocukluğumuzun deyimiyle şöyle ifade edeyim; çanak çömlek patlasın artık!