Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Muhiddin NALBANTOĞLU

Muhiddin NALBANTOĞLU

Çanakkale şehidine ağıt

Bugün 100. yılını idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, Türk tarihi boyunca kazanılan irili ufaklı 354 zaferin en büyüğüdür. İfade ettiği  sonuçlar bakımından da Çanakkale Zaferi, dünya tarihini değiştiren en büyük Türk zaferidir. Gerek bu savaşlar sırasında, gerekse Çanakkale zaferinden sonra devam eden milli mücadele ve İstiklal Savaşı süresince şairlerimizin yazdıkları ağıtlar, destanlar vesair edebi şaheserler yazıklar ki, yayınlandıkları süreli yayınların sayfaları arasında kaybolup gitti; yani kitaplaşmadı. Bu ağıtlar ve destanlar arasında o kadar muhteşemleri var ki, edebiyat sanatının en büyük şaheserleri arasındadır. Mesela Mehmet Akif’in  “Asım”  adını taşıyan 6. Safahat’taki Çanakkale şiiri herkes tarafından bilinir de onun arkadaşı ve talebesi Mithat Cemal’in Milli Mecmua’nın “Çanakkale Nüsha-ı Mahsusası”nda yayınlanan büyük destan şiiri bir daha hiç bir yerde görülmemiştir. Beni derinden etkileyen böyle ağıt şiirlerden biri de Ömer Seyfettin’in en yakın arkadaşı İdris Sabih’in şiiridir. 1950 yılı öncesi rahmetli Neşet Halil Atay’ın (Falih Rıfkı Atay’ın kardeşi) neşrettiği  “İstanbul Dergisi”ne  devamlı gelen Mehmet Kaplan’dan dinlediğim ve unutamadığım bir Çanakkale ağıtıdır bu... Rahmetli Mehmet Kaplan Bey bu şiiri okurken ağlardı. Çünkü  onun da topçu teğmeni kardeşi bir şehitti. 
Bütün Çanakkale ve cihan savaşındaki gencecik babayiğit mücahitlerimizin ve şehitlerimizin ruhlarına bir mersiye niteliğindeki İdris Sabih’in  “Kardeşime”  adlı ağıt şiiri de hiç bir kitapta yayınlanmadan unutulup gitmiştir. İdris Sabih’in bu şiirinin hazin bir hikayesi vardır. Olayı yine İdris Sabih’in en yakın arkadaşlarından şair Yusuf Ziya anlatmıştı. Çanakkale savaşlarının bütün şiddetiyle devam ettiği günlerde, Sultanahmet’te şairle beraber kaldıkları eve cepheden gelen bir haberle ateş düşmüştü. İdris Sabih’in daha henüz 23 yaşında cepheden cepheye koşan kardeşi bir Ramazan Bayramı günü Çanakkale’de şehit olmuştu. Haberi alan ağabey o gece gözyaşları içinde duygularını mısralara döküp bu ağıt şiiri yazmıştı. İdris Sabih’in hiç bir şiir kitabında bulunmayan her biri mücevher gibi ve her mısraı duygu yüklü  “Kardeşime”  adlı bu ağıt şiiri şanlı zaferimizin 100. yıldönümünde sizlerle paylaşırken Türk milleti ve vatanı uğruna canlarını feda eden bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhları şad olsun.
***
Kardeşime
O kadar yandı mı bağrın, ey çocuk,
Ecelin sunduğu şerbeti içtin?
Sırayı, saygıyı unuttun çabuk,
Sebep ne, ağandan ileri geçtin!
Yirmiüç baharı kavuran ateş,
Güllerin kalbini dağlasa çok mu?
Bir damla şebneme susadı güneş,
Sümbüller sararsa hakları yok mu?
Yurduna son damla kanını verdin;
Ah cömert kardeşim, sana pek yazık;
El fitre verdi, sen canın verdin.
Ne acı bir şeker bayramı yaptık.
Bir çile ipekten yumuşak sinen,
Serhatti tuttu sarp balkanlar gibi;
Kaşından daha çok bıyığın yokken,
Dövüştün yeleli aslanlar gibi.
Ne beyaz bir mermer, ne biraz yaldız,
Nerede yaptığın o altın destan?
Sürekli alkıştan utanan atsız,
Koca şehnamene konmamış imzan.
Ne kadar aradım senin kabrini, 
Yok diye boynunu büktü her çiçek,
Yanıldım, kardeşim, bağışla beni,
Sen Arzdan semaya naklettin gerçek.

Yazarın Diğer Yazıları