Çankaya hepimizin!

Ben; Atatürk’ün Cumhuriyeti’nin bütün kalelerinin, birer birer düşürüldüğünü yazdım. Recep Tayyip Erdoğan ne derse desin, bu sözlerimin arkasında duruyorum... Abdullah Gül’ün, Çankaya’ya çıkmasıyla,  “halk artık Çankaya’da”  diyorlar... Hangi  “halk” ?   Atatürk’ün kalesi de bu “halk”  ve temsilcileri tarafından  “düşürülmüş”  olacak!
Çankaya, bütün milletin kalesi. Ve bugünlere gelene kadar, gerçekten milletindi, milletin kalesi idi.
Sayın Erdoğan   “Çankaya şunın bunun veya belli bir seçkinci grubun değil, hepimizin, 70 milyonun” diyor. Şeklen formalite gereği doğru. AKP’yi, iktidara 22 Temmuz seçimlerinde, hiç şüphesiz -tartışmasız- halkın, yüzde 47’sinin  “iradesi”  getirdi. Ama bu tüm bir  “milli”  bir irade miydi? Geri kalan yüzde 57’nin  “iradesine”  ne oldu?

Önceki yıllarda...

Önceki yıllarda,  “milli irade”  ile iktidarların gelip gitmesi ve Cumhurbaşkanlarının seçimleri, olaylı ve tartışmalı olsa da, devamlı bir sorun olmamıştı. Çünkü ortak bir  “milli ruh vardı” , “asgari müşterekler” vardı. Bu  “milli ruhun” zirvede tecelli ettiği yer,  “kale” , Atatürk’ün Çankaya’sı idi... Bundan sonra da öyle mi olacak? Sorarım; bizler için kutsal olan Çankaya’yı, Erdoğan, Gül, AKP’liler acaba kutsal sayarlar mı?
Evet, hiç şüphe yok Abdullah Gül olaysız, hilesiz geçen seçimle Çankaya’ya çıkacak. Ama aslında oraya  “AKP çıkacak” . Bundan önce, bir Cumhurbaşkanı seçildiğinde hiçbir zaman oraya parti yaftasıyla ve zihniyet ile çıkmamışlar ve neticede, bütün  “milletin Cumhurbaşkanı” olmuşlardı. Türkiye Cumhuriyeti, şimdiye kadar hiç böyle bölünmemiştir.
Şimdi Atatürk’ün Çankaya’sına ve ruhuna ters bir zihniyet çıkıyor. İşte sorun da burada...
Ve ben; Atatürk orada iken bildiğim ve sonraki Cumhurbaşkanları zamanında ziyaret ettiğim bu kutsal makama, Abdullah Gül’ün, özü AKP, fakat  “sözde Atatürkçü”  rolü yaparak çıkmasını, içime sindiremiyorum, yadırgıyorum... Çankaya’nın, o eski havası ve yaşam tarzı da, muhakkak değişecektir! Ve de Abdullah Gül’ün, araziye uymak için gerçekten değiştiğine de, inanmıyorum! Bir insan bu kadar kısa sürede tam tersine  “değiştim”  diyorsa sadece bu, O makama yakışmadığının ahlaki bir kanıtı!
Ben, Cumhuriyet’in bir  “kalesinin”  daha düştüğüne inandığım için   “milli iradeye”  saygısızlık yapmıyorum. Hiç şüphe yok ki, AKP’ye oy veren ve Gül’ü Çankaya’ya çıkaracak olan yüzde 47’lik irade de, hiç kuşkusuz, bu toprağın insanlarının  “iradesidir” .
Ancak bu bir  “matematik oranlar”  meselesi değil. Sonunda,  duygusal yaklaşımımızdır. Başbakanın, milli iradenin yüzde 57’sine de saygılı olması ve onları  “seçkinler” diye dışlamaması gerekir.
Çankaya’nın asıl, gerçek sahibi Gül ve AKP değildir. Orası kimsenin tapulu malı olmadı, bundan sonra da olmayacak. Fakat Çankaya, Atatürk’le ve Cumhuriyeti ile, özdeşleştiği için kutsal olan bir yer.
Gün ola, harman ola... Atatürk’ün Çankaya Kalesinin asıl muhafızları, bu kaleyi işgalcilerin ellerinden muhakkak kurtaracaklardır... Çünkü yüzde 47’leri bir zaman aldatabilirler ama, bütün milleti sonuna kadar aldatamazlar!
Bir şey daha var; unutulmasın ki, Kurtuluş Savaşı, devrimler  “milli iradeyle” , başarılmadı hatta gericilerin işbirlikçilerin bozguncuların  “iradelerine”  karşı başarıldı!
Evet, Sayın Erdoğan,  “Çankaya hepimizin”  sadece sizlerin tapulu malınız değil. Bu matem meselesi değil,  “ruh”  meselesidir.

Elveda Sezer
   
Bir yabancı yazar  “Güle güle, Atatürk”  demişti... Çankaya  “kalesinin”  son Atatürkçü  “muhafızı”  Ahmet Necdet Sezer, ihtiram kıt’asına,  “Merhaba asker” diye hitap etmemiş,   “Allahaısmarladık asker”  demiş. Ben de, sonraki bir yazımda ona, üzülerek, şimdilik  “Elveda”  diyeceğim!

Yazarın Diğer Yazıları