Cemil Kılıç yeni kitabı "Cami ve Siyaset" hakkında konuştu

Cemil Kılıç yeni kitabı "Cami ve Siyaset" hakkında konuştu
İlahiyatçı yazar Cemil Kılıç'ın Cami ve Siyaset adlı yeni kitabı yayımlandı. Kılıç kitabı ile ilgili, "Bu çalışmamızda İslam tarihinde cami ile siyasetin nasıl bir ilişki içerisinde olduğu sorusuna yanıtlar verdik." dedi.

İlahiyatçı yazar Cemil Kılıç'ın "Cami ve Siyaset" adını verdiği yeni kitabı çıktı. Kılıç kitabı ile ilgili, "Bu kitabımız bundan önce yayımlanan 'İslam Bu / Muhammedî İslam' adlı kitabımızla, 'İslam’a Kurulan Pusu; Kur’an İle Aldatmak' adlı kitabımızın devamı niteliğinde bir çalışmadır. Bu çalışmamızda İslam tarihinde cami ile siyasetin nasıl bir ilişki içerisinde olduğu sorusuna yanıtlar verdik." dedi.

İslam’da mabet / mescit kavramının dayandığı Kur’anî ve Muhammedî temelleri gözler önüne sererek İslam tarihindeki ve günümüzdeki mabetlerin o temellerle ne denli koşutluk arz ettiğini irdelediklerini belirten Kılıç, "Gördük ki koşutluktan ziyade karşıtlık denilebilecek özellikler öne çıkıyor. Bu özelliklerin Türkiye’de ve İslam toplumlarında yarattığı patolojik sonuçların çok derin politik ve sosyolojik sorunlara yol açtığını sözümüzü sakınmadan tanıladık / teşhis ettik." ifadelerini kullandı.

"CAMİLERİMİZ PARTİ TAPINAKLARINA DÖNÜŞTÜ"

Kılıç sözlerini şu şekilde sürdürdü; "Ne acı ki bugünkü camilerin Muhammedî mescitlerle ilgisi yok denecek kadar azdır. Ne acı ki bugünkü camilerin pek çoğu Kur’an’da ağır bir biçimde yerilen Mescid-i Dırar tanımlamasına dahil durumdadır. 

Camilerimiz / mescitlerimiz parti tapınaklarına dönüştürülmüş durumdadır. İslam’ın mabetleri yerine Ak Tapınaklar ikame ediliyor. Mescitlerin yeniden İslamîleştirilmesi için bu çalışmanın kılavuz olmasını diliyoruz.

cami-ve-siyaset-3baski.jpg

"AKP TEK TİP TOPLUM VE TEK TİP DİNDARLIĞA ÇOK CİDDİ YATIRIM YAPTI"

Kitabımızda ilaveten başka konulara da değindik. 

Bu konular Türkiye’de dinsel gündemin maddelerini teşkil eden önemli başlıklardan bir kısmını oluşturmaktadır. Bilindiği üzere AKP iktidarıyla birlikte Türkiye’de din günlük yaşantımızda her zamankinden daha fazla konuşulur ve tartışılır hale geldi.

AKP, tek tip bir toplum ve tek tip bir dindarlık anlayışıyla totaliter bir şekilde toplum mühendisliğine çok ciddi yatırım yapmış bir iktidar hüviyetini taşıyor. Ancak görülüyor ki bu yatırım istenen sonuçları vermiş değildir.

Önceden yahut birilerinin söyleyişiyle eski Türkiye’de şöyle bir söz vardı:

Camiye, okula ve kışlaya siyaset girmemeli!

Fakat artık bu üç kuruma da siyaset girdi. Hem de öyle bir girdi ki bütün milletin ortak kurumları olan bu üç kurum siyasi çekişmelerin odağında yer alıp politik bölünmelerin beslendiği en güçlü zeminler haline getirildi. 

"ATATÜRK'E YÖNELİK SANSÜR ÇALIŞMALARINI DA KİTABIMIZ DA İŞLEDİK"

Ne acı ki, başta camiler olmak üzere bütün dinsel kurumlar AKP’nin toplum mühendisliğinin laboratuvarları konumuna sürüklendi. Bu sürüklenişin sağlıklı sonuçlar doğurması elbette mümkün değildi. Zira yapılmakta olan şey insan fıtratına ve toplumsal yapıya aykırıydı.

İşte bu nedenlerle dine ve dinsel konulara ilişkin başka birkaç yazımızı da kitabımıza dahil ettik.

Bu çerçevede din öğretimi ve laiklik, dinin erkek egemen yorumunun yol açtığı cinsiyetçi sapma, içki meselesi, Hazreti Muhammed’in okuma yazma bilip bilmemesi konusu, Hazreti Hüseyin’i Kerbela’da şehadete götüren asıl nedenlerin doğru saptanması ve görülmesi, Türkiye’de yükselmekte olduğu görülen deizm, orucun gerçekte kimlere farz olduğu ve dinsel tören ile dinsel mekanlarda Atatürk’e yönelik sansür çalışmaları kitabımızda işlediğimiz diğer konuları oluşturmaktadır.

Derin araştırmaların ve yorucu çalışmaların ürünü olan bu kitabımıza göstereceğiniz ilgi için içtenlikle teşekkür ediyorum. Ayrıca bu çalışmanın elinize ulaşmasını sağlayan başta yayınevimiz çalışanları ve editörümüz olmak üzere bu uğurda emeği geçen herkese de teşekkür etmek gerektiği bilinciyle hepinize iyi okumalar diliyorum.