Cevat Öneş: MİT mensubunun cenazesinde gizlilik kuralı uygulanmadı

Cevat Öneş: MİT mensubunun cenazesinde gizlilik kuralı uygulanmadı
Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, şehit MİT mensubu haberi nedeniyle gazetecilerin tutuklanmasıyla ilgili olarak, MİT mensubunun cenazesinde gizlilik kurallarına uyulmadığını ve gazetecilerin bu konuda tutuklu yargılanmalarının hukuksuz olduğunu ifade etti.

Libya'da şehit olan MİT mensubunun kimliğini ifşa ettikleri iddiasıyla aralarında Yeniçağ yazarı Murat Ağırel'in de bulunduğu gazeteciler tutuklandı. Oda TV ise, söz konusu haberi yayınladığı için erişime engellendi.

Konuyla ilgili Sözcü'den Saygı Öztürk'e açıklamalarda bulunan Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, şehit MİT mensubunun Manisa'daki cenaze töreninin açık yapıldığını ve gizlilik kurulanın uygulanmadığını belirtti.

Yerel basında konunun fotoğraflarla işlendiğini ifaden Öneş, "Gazetecilerin konuyu işlemeleri ise ‘Devlet sırrı ve gizlilik kurallarının ortadan kalktığı' bir olayla bağlantılıdır. Basın özgürlüğü, kamuoyunun bilgilendirilmesi amaçlı bir faaliyet söz konusudur." dedi. 

Öneş'in açıklamaları şu şekilde;

Olay ve MİT mensuplarının isimleri TBMM'de bir milletvekili tarafından açıklanmış ve kamuoyu bilgi sahibi olmuştur. Manisa'da cenaze töreni açık olarak yapılmış, gizlilik kuralı uygulanmamıştır. MİT Başkanı tarafından da çelenk gönderilmiştir. Başkanın veya yardımcılarının katılıp katılmadığını bilemiyorum.

Yerel basında konu fotoğraflarla işlenmiştir. Bu durum, MİT Yasası'nın 27. maddesinin uygulanamayacağını göstermektedir. Ayrıca, yasal ve idari uygulamalar olarak da önceki benzer (Kaşif Kozinoğlu ve bazı MİT mensupları) cenaze törenleri dikkate alındığında, teamül olarak da bir kriterden söz edilemez.

Gazetecilerin konuyu işlemeleri ise ‘Devlet sırrı ve gizlilik kurallarının ortadan kalktığı' bir olayla bağlantılıdır. Basın özgürlüğü, kamuoyunun bilgilendirilmesi amaçlı bir faaliyet söz konusudur. Evrensel hukuk ilkeleri, Anayasamız, Türk Ceza Kanunu'nun hükümleri çerçevesinde gazetecilerin soruşturulmaması gerektiği gibi, tutuklanarak yargılanmalarının da hukuki olmadığı kanaatindeyim. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları da ayrıca bu konuya kesin bir şekilde cevaz vermektedir.

Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Murat Ağırel gibi Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), yolsuzluklar, demokrasi, hukuk mücadelesinde öne çıkan şahısların suçlanması da dikkat çekicidir. Hukuksuzluk ve yolsuzlukla mücadeleyi engelleyen bir yaklaşımdır. Sonuç olarak 40 kadar baronun bu konudaki duruşu, hukuki gerçeği de göstermektedir.