Cheney'nin gelişi ; Seyit Onbaşının koruduğu ve AKP'nin sattığı değerler

Amerikalı ünlü ekonomist Joseph Stiglitz, finans piyasalarında yaşanan krizin, 1929’daki büyük buhrandan bu yana yaşanan en ciddi sarsıntı olduğunu söyledi. İHA’nın haberine göre Stiglitz, en büyük problemin, mortgage kredilerinin geri ödemesini yapamayan tahmini 2 milyon Amerikalının evlerini kaybedecek olması olduğunu söyledi. Stiglitz, krizin Irak Savaşı’yla da bağlantısı olduğunu belirterek, savaş harcamalarının ekonomiyi ciddi manada etkilediğini ancak bu etkinin boyutunun kamuoyundan gizlendiğini belirtti. 

* * *

ABD Başkan adaylarından LaRouche, 24 Temmuz 2001 günü, yani 11 Eylül’den 48 gün önce, BM’de ve Washington’da 250 kişinin önünde verdiği video-konferansta, özetle şunları söylüyordu:
“Malî kriz içindeyiz. ABD, Carter’dan beri kötü yönetiliyor. Sistemimiz, iflas etmiş durumda. Ulaşım, enerji, eğitim, sağlık sistemlerimizin tamamı, altyapı ve sanayimiz çöküş halinde.  Halkın yüzde 80’ini dar gelirliler oluşturuyor ve bunların durumu 1977’dekinden çok daha kötü.
IMF ve halihazır politikalar devam ettiği, Wall Street ve Federal Rezerv sistemi mevcut hakimiyetini sürdürdüğü sürece, ABD’de kimse kendisi için bir tırmanma beklemesin. Çöküş, kendini birden hissettirmez; kötü politikalar devam eder ve kriz aniden gelir.
Sadece ABD değil, Batı Avrupa da, İngiltere’si, Almanya’sı, Fransa’sı ve İtalya’sı ile iflasın eşiğinde.
Öte yandan, Asya’da yeni oluşumlar var. Rusya, Çin, Hindistan, hatta bunlarla birlikte Japonya yeni oluşumlar içinde.  Şanghay İşbirliği Örgütü kuruldu. Fakat böyle dönemlerde dünya savaşları çıkarılır. I. Dünya Savaşı’nı Asya’daki benzer oluşumların önünü kesmek isteyen İngilizler çıkardı. Önce Balkanları tutuşturdular, sonra dünyayı. II. Dünya Savaşı’nı aynı maksatla Almanlar çıkardı. Şimdi, ABD ve İngiltere içindeki güçler ki Brzezinski bunlara dahildir; Asya’daki oluşumları engellemek için dünya savaşı çıkarmak istiyorlar. Ağustos, bunun için en uygun aydır. Bu savaşın adını da, Batı ile İslâm’ın savaşı olarak koyacaklar.”

* * *

LaRouche’un bahsettiği ekonomik kriz ve çöküş başlamış durumda. Tam da böyle bir dönemde ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Türkiye’ye geliyor ve hakkında kapatma davası açılmış bir partinin başında olan Başbakan ile görüşmeler yapacak. Ayrıca Genelkurmay Başkanı ile de görüşecek!
Cheney’nin koltuğunda bir kıyamet senaryosu bulunduğu tahmin ediliyor. İran’a vuracaklar ve bunun için Türkiye’den destek istiyorlar.

* * *


Tam da böyle bir ortamda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çanakkale’de, “Seyit Onbaşı’yı Seyit Onbaşı yapan imandır. O mermiyi, ona kaldırma gücü veren odur. Herhalde buna da ’laikliğe aykırıdır’ demezler” dedi.
Seyit Onbaşı, 1909’dan 1918’e kadar 9 yıl askerlik yapmış ve topçu eri olarak savaşmıştır. Balkan Savaşı’nda emperyalistlerin Türklere karşı kışkırttığı milletlerle savaşmıştı.
Çanakkale’de ise emperyalistlerin kendisi ile karşılaştı. Ocean adlı savaş gemisi Çanakkale’yi geçmek üzereydi ve Seyit Onbaşının topunun asansörü bozulmuştu. 276 kiloluk mermileri üç defa topa taşıyıp Ocean’ı batırmıştı. 
Seyit Onbaşıya mermileri taşıtan güç, elbette iman gücüydü.
Peki ama, bugün vatan topraklarını, üzerindeki stratejik değeri olan ekonomik kuruluşları ile birlikte Seyit Onbaşının Çanakkale’den geçirmediği emperyalist ülkelere satanlar kimdir?
Ve bu satışları hangi iman gücü ile yapmışlardır?

* * *


Sözün kısası, emperyalizm bugün de kendisini kurtarmak için Türkiye’yi sıkıştırıyor. Elbette iman gücü de lazım ama bugüne kadar uygulamaları ile emperyalizme teslim olanların imandan bahsetmeye hakkı var mıdır?

Yazarın Diğer Yazıları