"Siyaset Bilimi" esaslarını göz ardı ederseniz kaybedersiniz. AKP bu gerçeği tatmak üzere... Saraya çıkıp halkın gerçeklerinden koptuktan sonra halkın nabzını tutan araştırma raporlarını muhataplarının kafasına fırlatarak gerçeklerle yüzleşmekten kaçınan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan''ın ruh sağlığının yerinde olmadığına dair ciddi tıbbi iddialar var. Uzmanlık alanım değil. İşin ehilleri teşhis ve tedavi yöntemlerini ortaya koymalı. Ancak "Dik dur eğilme! Bu millet seninle" sloganı ile havaya girip dünyaya ve ülke gerçeklerine rest çeken Erdoğan''ın; muhalefetin "Çin işkencesi"ni andıran yöntemleri karşısında "Geri vitese" taktığına da tanık oluyoruz. Bu konuda Sayın Kemal Kılıçdaroğlu''nu kutlayarak hakkını teslim edelim. Sayın Kılıçdaroğlu''nun "Bayram ikramiyesi" teklifini "Hangi kaynaktan ödeyecekler" diyerek önce reddeden Erdoğan''ın uzun süredir zam yapmadığı halde iki bayram ikramiyesini kabullenmek zorunda kalışı büyük kazanımdı. Her şeyden önce "Hesap Uzmanı" özelliği olan Kılıçdaroğlu''nun "Asgari ücret" ve "Emekli maaşları" üzerine yaptığı açıklamalar yüzünden bir bölümünün ödenmesini sağlayan Erdoğan; nihayet milyonları ilgilendiren EYT ve öğrenci bursları konusunda geri adım atmak zorunda kaldı. Tefeci hesabı ile üniversite öğrencilerinin aldığı burslara karşı ki bu sayı neredeyse 5 milyon genci ilgilendiriyordu. Ve hacizler yağmaya başlamıştı. Kılıçdaroğlu konuyu gündeme getirdi ve sonuç aldı neticede 5 milyona yakın gencin problemi çözüldü.

***

Gençler deyince... Bayılıyorum bu orantısız zekaya sahip gençlere... Krizden değil; çözümden yana çocuklarımız. Çözüm yöntemlerini ortaya koyduğu için CHP, gençlerin tercihinde yüzde 40''a ulaşıyor. Sayın Meral Akşener bu eksiği fark ederek haftada en az bir gün gençlerle bir araya gelerek "O büyük eksiği" gidermek için ciddi kampanya başlattı. Dost acı söyler! Sayın Akşener bu konuda yalnız. İYİ Parti üst yönetimi, il ve ilçe teşkilatları ne yazık ki Akşener''in hızına ve gayretlerine ayak uyduramıyor. Oysa anketlerde "En beğenilen lider" sorusunun cevabı Akşener... Millet İttifakı için "Maya tuttu" tespitimiz vatandaş arasında kabul görmüş. CHP tabanı da Akşener''i kabulleniyor ve dahası seviyor. CHP seçmeninin ikinci tercihi Akşener. İşin sevindirici tarafı CHP ve İYİ Parti seçmeninin önemli bölümü kendilerini "Milliyetçi ve Atatürkçü" olarak tanımlıyor.

AREA''nın yanında bazı şirketler halen yüzde 20 civarında kararsız seçmen miktarının olduğunu vurguluyorlar. Bu yüzde 20''nin yüzde 8''ini AKP''li kitle oluşturuyor. Ve çapraz sorgulamada bu yüzde 8''in İYİ Parti''ye sempati duyduğu tespit edilmiş. İYİ Parti 90''lı yılların ANAP ve DYP''sinin yerini tutan AKP''nin merkez sağdaki alternatifi... İYİ Parti''nin "Az kaldı" kampanyası da tıpkı SHP''nin 89''daki "Süpürün", "Limon gibi sıkılmayın" sloganlarını çağrıştırıyor...

Bir de "Öfkeli seçmen" grubu var ki mevcut 50+1 döneminde önemli kitle sayılıyor. "Suriyeli sığınmacılar" konusunda yaptığı sert çıkışlarla Ümit Özdağ liderliğindeki Zafer Partisi bazı araştırmalarda yüzde 2''yi buluyor. Kızgın-kırgın-öfkeli milliyetçi genç seçmeni var, Zafer Partisinin... Ancak yarış partilerin arasında değil, ittifaklar arasında. Aynı şekilde "Millî Görüş"ün mirasçısı olduğunu vurgulayan merhum Erbakan''ın oğlunun kurduğu "Yeniden Refah Partisi"nin de çıkışı özel bir durum. Lakin "Gönlündeki parti" ile "Sandık başındaki gerçek" arasında ciddi fark var. Seçim artık yüzde 50+1 olunca seçmen iradesini ittifaklardan yana kullanmak zorunda. 16 Nisan 2017 referandumu bizi bu gerçekle yüzleştirdiği için 50+1''e mecburuz.

Bana göre Devlet Bahçeli''nin Erdoğan''a en büyük kazığıdır "50+1"... Bahçeli bu koşullarda yüzde 7''ye indirttiği baraja takılacağını bildiği için son olarak "Tayyip Erdoğan''ı tanıyın, tanıtın ve anlayın" sözleri ile MHP''yi seçime sokmayarak AKP listelerinden koyacağı isimlerle son desteğini vereceğini göstermiş oldu.

Değerli okuyucularım; yazdığım kanaatler bazı dostların canını sıkmış olabilir. Ancak son sözüm "Az Kaldı" olacak!

Cidden az kaldı...