Atatürk Orman Çiftliği nasıl yandı?

Atatürk Orman Çiftliği nasıl yandı?
Sözcü yazarı Çiğdem Toker, Atatürk Orman Çiftliği’nde (AOÇ) beş hektarlık ormanlık alanı tahrip eden yangının sabotaj olup olmama ihtimali üzerinde durulması gerektiğini belirtti.

Çiğdem Toker Atatürk Orman Çiftliği'ndeki yangını değerlendirdi: Parçalandı satıldı küçültüldü. Miras ihlal edildi

Atatürk Orman Çiftliği’ndeki yangının bir “meczup” tarafından çıkarıldığı söylenirken, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın yangına “Cumhuriyetimizin fikri ve coğrafi miraslarını sonuna kadar koruyacağımızı hatırlatırım” mesajıyla tepki gösterdi. Bugünkü yazısında Yavaş''ın bu açıklamasına dikkati çeken Sözcü yazarı Çiğdem Toker, “AOÇ yangınıyla ilgili bir soruşturma başlatılırsa, aydınlanması gereken ilk konu şu olmalı: AOÇ''yi yakan kişi gerçekten bir “meczup” mudur? Bu sorunun yanıtı sanılandan önemli. Ülkede suçlar tarihine bakıldığında ceza almamak üzerine kurgulanmış ve arkasında başka çıkar odaklarının bulunduğu birçok “meczup” işi suç olduğu hatırlanacaktır” dedi.

Çiğdem Toker’in yazısının konuyla ilgili bölümü şu şekilde:

Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) dün bir yangınla sarsıldı. Karadan ve havadan müdahaleyle kontrol altına alındı ama yazık ki beş hektarlık bir ormanlık alan tahrip oldu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş yangın alanındaydı. Arazinin etrafının bariyerlerle kapalı olduğunu, ekiplerin bariyerleri söküp içeri gireceğini söyledi. Yangını “meczup bir kişi”nin çıkardığı bilgisi aldığını paylaştı.

“Meczup”un kimliği, bu yazıyı kaleme alırken belli değildi. Gözaltına alındığını öğrendik. Yavaş gün içinde “Cumhuriyetimizin fikri ve coğrafi miraslarını sonuna kadar koruyacağımızı hatırlatırım” mesajı yayımladı.

MİRAS İHLAL EDİLDİ

Cumhuriyet''in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, AOÇ''yi halka miras olarak bıraktı, Hazine''ye “şartlı” bağışladı. Çorak bir bozkırı vahaya dönüştürme hayalinin gerçekleştiği AOÇ''de tarımsal endüstrinin temelleri atılmıştı.

Ne var ki yıllar içinde Atatürk''ün şartlı bağışına aykırı nitelikteki kararlarla tahsis ve kuruluş amaçlarından tamamen uzaklaştırıldı. Siyasi ve ticari çıkarlar uğruna parçalanıp, koparılıp küçültüldü.

Örneğin resmi adı Külliye olan Cumhurbaşkanlığı Sarayı, AOÇ alanına kuruldu. Ardından Ankapark inşa edildi. Derken, Atatürk mirasının 37 dönümü de büyükelçilik binası yapılsın diye TOKİ tarafından ABD''ye satıldı. Evet satıldı. Tüm bu satış ve tahsislere başta Mimarlar Odası olmak üzere sayısız dava açıldı.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, dün yangın üzerine yayımladığı mesajda “ekolojik bütünlüğün parçalandığını, yangına müdahale edilecek orman yoluna geçilemediğini” belirtip şöyle diyordu:

“Sonra da yolu Ankaralıların konforu için yapılıyor deniliyor… Söz konusu Atatürk Orman Çiftliği ise konfor lafı güzaftır…” .

“MECZUP” MECZUP MUDUR?

AOÇ yangınıyla ilgili bir soruşturma başlatılırsa, aydınlanması gereken ilk konu şu olmalı: AOÇ''yi yakan kişi gerçekten bir “meczup” mudur? Bu sorunun yanıtı sanılandan önemli. Ülkede suçlar tarihine bakıldığında ceza almamak üzerine kurgulanmış ve arkasında başka çıkar odaklarının bulunduğu birçok “meczup” işi suç olduğu hatırlanacaktır.

Siyasal iktidarlar ve yerel yönetimlerin “ortak çalışması”yla (!) yıllar içinde eriye eriye yarısı götürülen AOÇ''ye yapılan kötülükler bir gün son bulur mu dersiniz?
 

İlgili Haberler