Ciğerlerimiz yanarken…
Toprağa, ağaca, suya bizim kadar ihanet eden başka bir ülke yok. Öyle olmasaydı bu yangınlar karşısında bu kadar hazırlıksız yakalanır, bu kadar aciz kalınır mıydı? İzmir’in en güzel ormanları küle döndü. 2021’ de Muğla yangınları ile de büyük bir alan kül olmuştu. Ama hiç ders alınmadı. Hala aynı kafa, hala aynı tedbirsizlik… Nerede sizin uçaklarınız?
Bir yangın ülkesinde THK’nın uçakları satışa çıkarılır mı? Bu mudur tedbir zekası?
Bu acziyetin birçok sebebi var, en başta hükümetin kifayetsizliği… İkincisi yandaş kayırmacılığı… İzmir valisi Seferhisar ve Foça yangınlarının elektrik hatlarından çıktığını söyledi. Elektrik dağıtımı özelleştirilince kardan başka şey düşünmeyen şirketler gerekli bakım ve onarımları yapmadı. Denetleyen bir kurumda olmayınca Türkiye bir yangın yerine döndü. Ormanları sadece yangın vurmuyor. Altın ve kömür arama bahanesiyle yok edilen sayısız orman var. Turizme tahsis edilen ormanlık alanlar var. Böyle bir ülkede orman diye bir şey kalır mı? Küresel ısınmanın, mevsimlerin değişmesinin arkasında da tabiatın tahrip edilmesi var.
Yirmi üç yıldır yönetilmiyoruz, her yönden tahrip ediliyoruz. Yangının elektrik hatlarından çıktığını söyleyen İzmir valisi yarın görevden alınırsa sürpriz olmaz. Bu ülkede iktidarın hoşuna gitmeyen, yandaşın ekmeğindeki kaymağı eksilten bir açıklama yapmak en büyük cürümdür. Siz bakmayın yandaş TV’lerin yalanlarına… Yangınların çoğu ya tüm ağaçlar yanınca, yahut denize, yola dayanınca bitiyor. Bu defa da öyle olacak… Ağaca, suya, toprağa ihanet o ülkenin çölleşmesi demektir. Bir defa da doğru bir iş yapın hep birlikte alkışlayalım… Ama nerde? Bu zihniyetle hiç bir şey düzelmez! Düzelmeyecektir. Çare değişimdir.
Demokrasiyi kapatma
Halk TV’ye on günlük kapatma cezası verildi. Aynı ceza bir daha verilirse lisansı iptal edilecek… Ne yapmış halk tv? İktidarın hoşuna gitmeyen haberler vermiş, halkın haber alma hakkına uygun yayınlar yapmış, iktidarı eleştirmiş… Bunlar suç mu? Kimse konuşmayacak mı? Kimse eleştirmeyecek mi? Demokrasi bir efendiler köleler rejimi değildir. İktidar kendinden olmayanı ikinci sınıf vatandaş gibi görüyor.
Bu karar baştan sona kadar yanlıştır,hukukla, vicdanla da alakası yok. Kimsenin konuşmasını, eleştirmesini, vatandaşa doğruları aktarmasını istemiyorlar. Birer kanalizasyon şebekesine dönen kanalları seyretmesini istiyorlar. Yandaş kanalların reytingi düştükçe çareyi yasakçılıkta buluyorlar.
Bu karar yargıdan döner mi bilemem ama bu saatten sonra RTÜK’teki muhalefet üyelerinin orada kalmalarının bir anlamı kalmamıştır. Saray adına denetim yapan bir kurumda bulunmak bütün bu antidemokratik uygulamalara destek vermektir. İstifa edin, bu kurumun kararlarına meşruiyet kazandırmayın. Demokrasilerde halkın iktidarları ve onların icraatlarını beğenmeme, eleştirme hakkı vardır. Aksini düşünmek diktaya giden yolu açmaktır. Haksızlık kime yapılırsa yapılsın susmayacağız ve asla susmayın… Unutmayın, “Devlet küfürle ayakta durur zulümle ayakta durmaz!”
Ciğerlerimiz yanarken…
Yeni anayasayı kim istiyor?
Türk’e hakaret serbest mi?
Cumhur İttifakı’ndan nezaket beklemek…
Adaleti kaybetmek devleti kaybetmektir
SON KALE
Hani pazarlık yoktu?
APO GÜZELLEMELERİ İLE NE HEDEFLENİYOR?
Bir garip Davutoğlu
Bu millet silahsız ihanete de geçit vermeyecektir!









