Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Çıkar denizinde rota tutturmak...

Dolara bak,

Euro ya bak,

Elde kalmış binlerce konuta,

Evde kalmış milyonlarca işsize

Evlenemeyen yüzbinlerce gence bak...

Bakabilirsen tabi...

Mutfaklar yangın yeriyken, iş dünyası; sanayiden turizme kan ağlarken gündem değiştirme uzmanı AKP 2 konuyu muhalefetin kucağına bıraktı.

Şangay Beşlisi'ne girelim mi tartışmaları ile tecavüzcülere af tasarısı...

Kimileri "cinsel istismar yasa tasarısı" diyor.

Basit bir mesele değil elbette. Bu zihniyeti kınamak ve çocukları bu sapkın anlayıştan korumak için her türlü tepkiyi göstermek gerekir. Ama bana bilinçli bir gündem gibi göründü... Hatta daha tartışıldığı anlardan itibaren geri çekileceği de belli olan bir tasarıydı...

Tasarının fırtınalar koparacağını bu milleti biraz tanıyan öngörebilirdi... AKP'nin Türkiye'nin reflekslerini en iyi ölçen parti olduğuna da şüphe yok...

Peki bile isteye neden ortaya attılar?

Yanıtını Saray'ın yaptığı çıkışta buluyoruz... Tartışmaların en hararetli anında Cumhurbaşkanı Erdoğan devreye girdi ve şunları söyledi;

"... hükümetin toplumun değişik kesimlerinden gelen eleştiri ve önerileri dikkate alarak, geniş bir mutabakat içinde bu sorunu çözmesinde büyük fayda görüyorum."

Tam da olması gerektiği gibi. Planlı diye düşünüyorum; toplumun uyarılarını dikkate alan ve uzlaşma arayan bir lider profili...

Başbakan Binali Yıldırım'a da bu talimata uymak düştü tabi... Teklif komisyona geri çekildi.

***

Tüm bu tartışmaların içinde CHP'li Selin Sayek Böke'nin ekonomi ile ilgili açıklamaları buhar olup kayboldu. Oysa yangın, halı altına süpürülecek gibi değil!

Türkiye'de üretim ekonomisi terk edildiği için reel sektör suni tenefüsle hayatta kalıyor. Selin Sayek Böke; krizin üretim zemininden mali sisteme kaydığına dikkat çekiyor. Hatta Bankacılık krizinden söz ediyor! Yani 2001'de AKP'nin gelişini hazırlayan ve koalisyon ortaklarını sandığa gömen krizden...

Ancak gazeteler televizyonlar geçim sıkıntısından, iş dünyasındaki bunalımdan söz etmiyor! Ne sendikalardan ne işveren temsilcilerinden çıt çıkıyor!

Ağzı sürgülü STK'lar... AKP döneminin utanç vesikaları...

Konuşması gerekenler sustuğu için meydan kanal kanal dolaşan suni gündem üfürükçülerine kaldı...

Ver bir tartışma demli olsun...

Köpük çok, öz yok!...

***

Toplumun asıl gündemi konuşulmayı beklerken, Şangay Beşlisi'ne üyelik meselesi gündeme getirildi.

AB'ci ve Avrasyacılar karşı karşıya...

AB'ciler özetle; çağdaş değerler ve demokrasi diyorlar... Türkiye her ne kadar kapısında bekletilse de yüzünü Batı'dan çevirmemeli... Bu yön içerde ite kaka demokrasinin yeşermesine neden oldu görüşündeler...

Avrasyacılar ise dünyanın merkezinin kaydığını, üretimin, enerjinin, gerçek dostluğun Avrasya'da olduğunu ileri sürüyorlar...

Oysa ben; Mustafa Kemal Atatürk diyorum...

Suni ve geç kalmış tartışmalar bunlar. Atatürk büyük dehası ile yaşadığı dönemde dünyanın nereye gittiğini görmüş ve Türkiye'nin yönünü çizmişti.

Çağdaşlık demişti, Bilim demişti, Uygarlık demişti...

Dış politika ve ekonomide tam bağımsızlık demişti...

Ve bugüne ışık tutması için, "denge" demişti...

Bunları yok sayarak ister AB kapısında bekleyin, ister Şangay Beşlisi'ne girin, bu memleket için bir faydası olmayacak.

Türkiye'nin yüzünü Batı'ya dönmesi Avrasya'yı unutması anlamına gelmez. Evet; Batı, bölücü terörü destekliyorken, Avrasya ülkelerinin gündeminde bu konu yok. Türk cumhuriyetleri, soydaşlarımız o bölgede, gerçek ve samimi dostluk da... Tüm bu gerçekler Türkiye'nin ayarını bozmamalı...

Bilmediğiniz sularda yelken açmak için önce geminizin sağlam olması gerekir.

Oysa gemi su alıyor... CHP'li Böke'ye kulak verelim;

" Açıklanan işsizlik verileri yeni bir rekora işaret ediyor. İşsizlik yüzde 11,3'e ulaştı. 3 milyon 493 bin kişi çalışmak istiyor ama iş bulamıyor. 2 milyon 514 bin kişi ise umudunu kesmiş, iş dahi aramıyor! Sadece 500 bin kişi bu yıl işini kaybetti..."

Gemide  yangın var...

Ne Batı'nın ejderhalarla dolu denizi, ne Avrasya'nın bilinmezliği... Türkiye rotasını kendi çıkar denizi üzerinde tutturmak zorunda.

Yazarın Diğer Yazıları