Çıkış yolu göründü

Yönünü arayan bir ülkeyiz. Kayıp ettiğimiz tarihsel ilerleyişimiz yol kazasına uğradı. Bir sis perdesi çöktü ve yönümüzü kayıp ettik.

Nereye savrulduğumuz ortada.

Doların yükselişi, tarımın çöküşü, siyasetin açmaza düşmesi, işsizlik, yoksulluk, Merkez Bankası''ndaki eksi döviz rezervleri ve benzeri tüm gelişimeler, hem bizi savuran nedenleri ve hem de nerelere savrulduğumuzu gösteriyor.

Lakin her zaman kendini kurtaracak bir iç sebep ve bunun sonucu olarak da bir iç dinamik yaratmayı başaran Türk milletinin evlatları, işte şimdi de aynı tarihsel canlanmayı başardı.

Millet İttifakı''yla birlikte altı siyasi parti bir araya geldi ve bu tıkanmanın, bu çöküşün önünü açacak siyasal dinamizmi fiiliyata geçirdi.

Kavgadan beslensin istenen siyaseti; barışa, ülkenin çıkarları için bir araya gelme sürecine çevirdi. Ablukacı medyasıyla bir sis bulutu oluşturup, gerçekliğin önünü kapatarak kitlelerin idrakine çöken Cumhur İttifakı''nın kurduğu ucube Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi, hepimizi Türkiye''nin çöküşüne götürürken, önümüzde net bir kurtuluş ışığı belirdi.

Altı siyasi parti, bir araya geldi ve tüm çıkarların üstüne milletin çıkarını koydu. Bu sayede ortaya "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" adlı bir çözüm önerisi çıktı.

Tarih onları yazacaktır.

Altı siyasi partinin bir araya gelerek oluşturduğu bu siyasi dinamik, önceki akşam Halk TV programında izlediğim kadarıyla 50''den fazla madde üzerinde anlaşma sağlanarak önemli bir aşamaya getirilmiş.

Türk siyasi tarihinde son 20 yılın en önemli gelişmesi bu.

Bilindiği gibi Türkiye''nin öteden beri sürüp gelen fay hatları var. Bu hatlar toplumsal çatışmanın en kırılgan, en hassas noktalarını oluşturuyor.

Alevilik-Sünnilik

Muhafazakârlık-laiklik

Ve bölücülük.

Geleceği kurtarma ve yeni Türkiye''nin inşasında bir araya gelen iç dinamiklere dikkat edin. HDP hariç hemen tamamına yakını bu ortak çalışmanın içinde yer alıyor. Bu bileşenler Türkiye ortak paydasını oluşturuyor. Bunun anlamı şudur: Millet bileşenleri (milliyetçiler, solcular, İslamcılar ve çeşitli mezhepten muhafazakârlar), ülkenin geleceği için Türkiye''nin önünü açma konusunda birlikte hareket etmektedir. Bununla da yetinmeyip ortak irade ile bu durumu somutlaştırmaktadırlar.

Aynı kararlılığı cumhurbaşkanlığı seçimleriyle de ortaya koyacaklardır. Mesela Saadet Partisi lideri Sayın Karamollaoğlu "Millet İttifakı''nın bölünmesi doğru değildir. Üçüncü ittifak tehlikeli olur" diyerek, sadece tehlikeye dikkat çekmeyip kararlılığını göstermiştir.

CHP lideri Kılıçdaroğlu''nun "Helalleşme" çağrısı da bir dönemecin göstergesidir. Duruma geniş perspektiften bakıldığında, muhalefet bloku, Türkiye gerçeğini görmüş, siyasal gelişmeleri doğru okumuş, iktidarın gittiği yolun sonunu hesap etmiş, kendi geçmişiyle yüzleşmeyi göze almış demektir. Kısacası biz buna dengelenme durulma süreci diyebiliriz.

Neden dengelenme durulma?

Çünkü uzun süredir Türkiye siyasetini yönetenler, süreli krizden beslenmektedir. Bağlı olarak yaratılan gerilim ve bunun sonucu ekonomiye, dış politikaya, iç politikaya verdiği zarar göz ardı edilmektedir.

Şimdi?

Şimdi ideolojilerimizi, siyasal davranışlarımızı, kısacası yapıp eylediklerimizi kendi boy aynamızda, enine boyuna görüp, inceleyip, kendi geçmişimizi gözden geçirip, ülke çıkarına dersler ve sonuçlar çıkarma zamanıdır. Hâl böyle olunca aldığımız derslerden, çıkardığımız sonuçlardan bir yeniden kurulma sürecine gitmemiz şart olmuyor mu? İşte bu yeniden kurulma, bir çeşit dengelenme ve durulma sürecidir. Helalleştik mi bunun sonunda varacağımız yer, siyasal iyileşme olacaktır.

Burada asıl önemli olan milleti bu gelişmelerden yeterince haberdar etmektir.

Yazarın Diğer Yazıları