Çin aşısının tercih edilmesinin nedeni

2021 yılına birkaç hafta kala Covid -19 salgınında yeni tartışmalar, yeni problemlerin başladığı bir döneme geçtik. Virüsle mücadele adına çalışmaları yapılan çok sayıda aşıdan bazıları artık teorik değil, uygulanabilirlik aşamasına geçti. Böylece de ülkeler, denemeleri biten ve ruhsatlanan aşıları almak için sıraya girdi.

Sağlık Bakanı'nın açıklamalarına göre Türkiye de Çin'de üretilen aşı (Sinovac) için beklemekte.

Türkiye'nin Avrupa'da üretilen aşılar yerine (üstelik bunlardan biri olan Biontech, iki Türk bilim insanı tarafından bulunmuşken ve Avrupa ülkelerinin çoğunluğunun ilk tercihi bu aşıyken) Çin'de bulunan aşıyı tercih etmiş olması Türkiye'de tartışmaları daha da alevlendirse de Covid-19 aşısı tartışmaları ve aşının uygulanması ile ilgili problemler aslında Türkiye ile sınırlı değil.

Zira aşının uygulanması veya uygulanmaması, nasıl bir stratejiyle uygulanacağı, uygulamanın ne kadar süreceği gibi problemler de küresel dünyada, ülkelerin yerel sorunu olmaktan uzak.

İlk etapta cevabını bulmanın güç olduğu sorular şunlar:

1. Aşıların yan etkileri neler? Vatandaşların aşı hakkında yeterli bilgiye ulaşması için bilgilendirme kim tarafından, nasıl yapılmalı?

2. Aşının uygulanmasında öncelik kimlerde olmalı?

3. Tüm kademelerin aşılanması ne zaman tamamlanacak?

4. Aşının yapılmasında zorunluluk mu gönüllülük mü esas olacak?

5. Aşı yaptıranlar ile yaptırmayanlar toplumsal hayat içerisinde farklı bir konumlandırmayla mı karşılaşacak?

Aşının erişilebilirliğinin artmasıyla tüm dünyada tartışılmaya başlanan sorular bunlar. Türkiye özelinde bu sorulara şunları da ekleyebiliriz:

6. Türkiye, neden Biontech yerine güvenilirliği daha çok sorgulanan Sinovac'ı tercih etti?

7. Türkiye, kademeli uygulama yapacağını söylediği grip aşısını bile henüz yalnızca birinci kademe için uygulayabilmişken, Covid-19 aşısı için ikinci, üçüncü ve dördüncü kademelerin aşı yaptırması mümkün olabilecek mi?

Türkiye'nin tercihi Çin aşısı

Yarın itibariyle aşı uygulamaya başlayacak olan İngiltere'de 800 bin kişiye uygulama yapılması planlanıyor. Aşının uygulanmasını iyi takip edebilmek adına özel bir aşı bakanı bile tayin ettiler. Bu noktada İngiltere'nin tercihi: Biontech ve Pfizer (100 milyon doz), Oxford/ AstraZeneca (40 milyon doz) ve ABD tarafından geliştirilen Moderna (5 milyon doz) aşıları.

Türkiye ise bu aşılar yerine Faz3 denemeleri henüz tamamlanmamış Çin aşısından yana kullandı tercihini.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bu tercihi, uzun vadede inaktif yöntemle üretilen aşıların daha etkili olduğu, mRNA aşılarının (yani Biontech ve Moderna'nın) ise uzun vadede etkisinin belirsiz olmasıyla açıkladı.

Açıkçası bu açıklama beni tatmin etmedi. Türkiye'nin aşı seçiminde fiyatının da etkili olduğu zaten malum ancak yine de bilimsel açıdan bizden daha gelişmiş ülkelerin temin etmek için adeta yarıştığı, üstelik iki Türk tarafından bulunmuş bir aşı Avrupa'da mevcutken, Asya'dan dünya tercihlerinin gerisinde kalan, hakkında daha az bilgi olan bir aşıya neden güvenildiğinin iyi anlatılması lazım.

Gönüllülük esas olacaksa vatandaşların aşıyı yaptırmayı tercih etmesi ancak doğru ve açık bilgilendirmeyle mümkün olacaktır. Zira, söz konusu bulaşıcı bir hastalık olduğunda mesele kişisel tercihlerden çok daha fazlası. Aşı, toplum sağlığını önceleyen bir buluş.

İlaç firmalarının acımasızlığı, hükümetlerin bencilliği derken vatandaşın aşıdan kuşku duyması normal. Ancak aşı olmama ve virüsün oluşturacağı hayati tehlike de aşının sebep olabileceği hayati tehlikeden iki kat fazla.

Yazarın Diğer Yazıları