Kodlar yazılır, sistemler kurulur, çipler dizilir. Ama asıl savaş, tercihlerde başlar.

Ve OpenAI tercihini yaptı.

Şimdi sıra diğerlerinde.

***

Bazen teknoloji dünyasında gerçek savaşlar, gürültüsüz başlar. Ne tanklar yürür ne de gökyüzü dumanla kaplanır. Ama sesler yükselir soğuk sunucu odalarının içinde, devasa GPU’ların cızırtısında, veri merkezlerinde dönen fanların uğultusunda...

İşte şimdi o sessizlik kırılıyor.

OpenAI, teknoloji arenasının en büyük gladyatörlerinden biri, bir karar verdi. Ve bu karar yalnızca bir şirketin yön değiştirmesi değil; geleceğin haritasının yeniden çizilmesi demek. OpenAI, Google’ın kutsal tapınağı sayılan TPU çiplerini reddetti. Belki bir nezaketle, belki bir stratejiyle... Ama kesin olan şey bu reddediş, sıradan bir tercih değil, bir meydan okuma.

***

OpenAI, Google’ın TPU’larını test ettiğini doğruladı, evet. Ama “hayır” dedi. “Bunları ürünlerimizde kullanmayacağız.”

Bu gelişme de yapay zekânın kalbini kimin çipleriyle attıracağı sorusunu gündeme getirdi. Google sessiz. Belki içeride fırtınalar kopuyor, belki de bu sessizlik bizzat stratejinin kendisi. Fakat dışarıdan bakan biri için ortada duran manzarada OpenAI, Nvidia’ya sadık kalıyor. AMD’ye göz kırpıyor. Ve kendi çipini doğurmaya hazırlanıyor. Yıl sonuna kadar “tape-out” dedikleri o büyülü an, çipin kuluçkadan çıktığı, silikonun mühendislikle dans ettiği o eşik, işte hedef orası.

Bu arada Google ne yapıyor?

TPU çiplerini yıllarca kendi iç projelerine saklamış bir dev olarak, şimdi kapılarını açıyor. Apple, Anthropic, Safe Superintelligence... Ama listede bir isim eksik, o da OpenAI.

***

Ama bu yalnızca bir “hayır” hikâyesi değil. Bu aynı zamanda bir “evet” çığlığı. Nvidia sahnede. Üstelik öyle bir çığlıkla geliyor ki, Apple bile arka sıralara geçiyor.

Nvidia’nın GB300 adlı yeni sunucu sistemleri, teknoloji sahnesinde yükseliyor. 72 adet Blackwell AI GPU taşıyan bu devasa makineler, yalnızca hesaplama gücüyle değil, sektörel ağırlığıyla da gündemi sarsıyor.

Foxconn, Quanta, Inventec, Wiwynn... Üretim hattının önde gelen savaşçıları, artık yalnızca akıllı telefon değil; yapay zekâ için savaş makineleri üretiyor. GB300’ün sevkiyat takvimi, iPhone’ların önüne geçmiş durumda. Bu, çiplerin ve veri merkezlerinin, tüketici elektroniğini bile tahtından ettiğinin açık ilanıdır.

Foxconn’un gelirinin yarısından fazlasının artık yapay zekâ donanımından geleceği öngörülüyor. Bu yalnızca Foxconn’un değil, çağın yönünün ilanı.

***

Yapay zekâ savaşları artık yazılımda değil, donanımda kazanılıyor. Kod satırlarının gölgesinde değil, çipin çekirdeğinde karar veriliyor. Amazon kendi çiplerini tasarlıyor, Alphabet kendi laboratuvarlarında mühendis orduları kuruyor. Broadcom ve Marvell gibi sessiz devler, bu savaşta silah üreticisine dönüşüyor.

Bu savaşta taraflar yalnızca şirketler değil. Her bir sunucu odası, yeni bir cephe. Her bir veri paketi, savaşın bir kurşunu. OpenAI gibi şirketler, sadece algoritmalarıyla değil, çipi kiminle işlediğiyle de geleceklerini çiziyor.

Google bu savaşta yalnız mı kalacak? Yoksa kendi cephesini güçlendirip, sessizliğini fırtınaya mı çevirecek?

***

Günümüzün savaşı, watt cinsinden ölçülüyor. Enerji tüketimiyle, çip sayısıyla, üretim kapasitesiyle. Bütün bu sessiz devrimlerin ortasında asıl soru ise, yapay zekâ çağının gerçek liderinin kim olacağı?

OpenAI, kendi silahını üretme yolunda. Nvidia, cephaneliği açmış durumda. Google, iç savaş mı yaşıyor yoksa yeni bir oyun mu kuruyor, henüz belli değil.

Ama bildiğimiz bir şey var ki; bu savaş, sadece teknolojinin değil, insanlığın da geleceğini belirleyecek. Çünkü yapay zekâ, sadece yazılım değil. O artık bir karar. Bir yön. Bir çipin üzerindeki milyarlarca bağlantıda atan bir kalp.

Ve bu kalp, artık hangi elde atacaksa, dünya da onun ritmine göre hareket edecek.