Çipras'ın yüzüne yüzüne sordu...

Öncelikle belirteyim; Ekümenikmiş, metropolitmiş çok da oralı olduğum bir konu değil..

Ancak, kendime uzak görüp oralı olmadığım bu konular, devletlerarası ilişkiler söz konusu olduğunda buralı oluveriyor..

Fener Rum Patrikhanesi, Ruhban Okulu, Bursa Metropoliti vesaire gibi konular, yıllardır gündemimizde..

Lozan'da konuya nokta konmuş.. Bugünün sözüm ona "Muhafazakar-Müslüman"(!) iktidarı, 'iki ayyaş' diye laf atıp, "Camileri ahır yaptılar" yalanını yapıştırdığı iki lider kadar bile Müslüman tavır sergileyemiyor..

Mevzunun ilgilendiğim yanı bu..

**

Bakın Yunanistan Başbakanı Çipras geldi geçen hafta.. Ege'deki adalarımızı işgal eden Yunanistan'ın Başbakanı..

Atina'da cami açtırmayan Yunanistan'ın Başbakanı..

Batı Trakya'da İlahiyat Fakültesi'ne izin vermeyen Yunanistan'ın Başbakanı..

Eee haliyle, sıkıştıkça yurt ışına atar-gider yapan, "Muhafazakar-Müslüman"(!) iktidarımızdan ses bekliyor insan..

Ama tık yok..

Bırakın ses etmeyi, Cumhurbaşkanı'nın sözcüsü, Çipras'ıyla, kendini Ekümenik eden Patriğiyle, Bursa'nın Metropolitiyle, hemi de Ruhban Okulu'nda poz veriyor, aynı fotoğraf karesine giriyor..

**

Fener Rum Patrikhanesi ile ilgili fikrimi daha önce de ifade etmiştim.. Bu yapı, devlet aklıyla doğru değerlendirilip, doğru kullanıldığı takdirde, Türkiye için bir avantajdır..

Ama sıkıştıkça atar-gider yapan iktidarımız, bırakın avantajı, AB ile ilişkilerde ihtiyaç olduğunda hep taviz üzerinden çiziyor yol haritasını..

Az önce dedim.. Bize Atina'da cami açtırmıyorlar, biz Patrik'in 'Ekümenik" havasında dolaşmasına seyirciyiz..

Batı Trakya'da 'Müftülük' sorunumuz var, bir türlü halledemiyoruz.. Ama onların, cemaati olmayan Bursa ve meşhur konsülün adresi İznik'te Metropolit'i var, gıkımız çıkmıyor..

Batı Trakya'da İlahiyat Fakültesi açtırmıyorlar.. Biz Ruhban Okulu'nda, fotoğraf makinesinin karşısında sütlü tabağı gibi dizilip, gövde gösterisi yapmalarına imkân tanıyoruz..

**

Dolayısıyla, mevzunun ilahiyat yanıyla çok ilgilenmesem de, devletlerarası ilişkiler, mütekabiliyet ve millî yanına mecburen kafa yoruyorum..

Adam sana Atina'da bir cami pozu verdirmiyor.. Sen papaz yetiştirecek okulda, sözcünü fotoğraf karesine sokuyorsun..

Oldu mu Müslüman? Oldu mu şimdi?

Ama oluyor.. Gözümüzün önünde ve gözümüzün içine baka baka yapıyorlar..

Ege'deki adalarımızı işgal etmiş ülkenin Başbakanıyla poz veriyorlar..

En büyük hayalleri olan Ruhban Okulu'nda, baş üstünde tutuyorlar..

Genelkurmay Başkanları işgal altındaki o adalara çıkıp, mangal eşliğinde 'Nanik' yapıyor, bizimkiler havaya bakıp ıslık çalıyor..

Sıkıştıkça da ona buna atar-gider..

Ben yemiyorum.. Yiyene de afiyet olsun..

**

Genetik kodları ilginç bir milletiz.. Millet öyle bir millet ki, devlet sustuğunda sesini daha da yükseltiyor bazen..

Kalabalık olmasına da gerek yok..

Hasan Tahsin'in Konak Meydanı'ndaki meydan okuyuşu gibi, Heybeliada'da da bir ses çıktı karşılarına ve sordu;

-Sayın Çipras, Ege'de işgal ettiğiniz adalarımızı ne zaman terk etmeyi düşünüyorsunuz?

Sesin sahibi, Millî Savunma Bakanlığımızın eski Genel Sekreteri Ümit Yalım'dı..

Hasan Tahsin gibi elinde silahı yoktu belki ama, dilinden dökülenler 'Kurşun gibi ağırdı'.. Hem de yüzüne yüzüne..

Varolun Sayın Genel Sekreterim..

"Yeni Türkiye"nin(!), işgalci Yunan komutana mangalda eşlik etmeye meyilli komutan eskilerinin olduğu bu günlerde, "Eski Türkiye"nin(!) haysiyetini hatırlattınız..

Varolun..

Fiyat operasyonları

Ticaret Bakanı açıkladı.. Meyve, sebze ve gıda fiyatlarında yüzde 800'leri bulan, yani 8 katı hatta 9 katı fiyat uygulandığı tespit edilmiş.. İki milyon lira ceza kesilmiş..

Kesilen ceza miktarına bakılırsa, çok da yaygın değil.. Yani öyle Türkiye'nin her yerinde aynı fırsatçılık, aynı ahlaksızlık yapılmıyor gibi..

Bu durumda;

1- Kesilen ceza miktarına baktığımızda, lokal işler olduğu anlaşılıyor.. Sebze, meyve ve gıdadaki fiyat artışları, demek ki esnaf marifeti değil.. O halde, toptancı bir dille bütün esnafı zamların sorumlusu ilan etmek akıl işi değil.. Bu işin sorumlusu, ekonomi politikaları ve yönetimi..

2- Eğer fiyatlar 8, hatta 9 katına çıkarılmışsa, enflasyon niye böyle.. Yüzde 100'ü aşması gerekmiyor muydu? Demek ki fiyatların bu denli şişirildiği iddiası da büyük bir balon.. Belli ki bu rakamları piyasa şartları zorluyor..

Hali bas.. Manavı bas.. Marketi bas.. Bakkalı bas.. Alttan gir, üstten çık, olmuyor..

Kese dikiş tutmuyor..

Kimsenin aklına da, ekonomi yönetiminin kulağını çekmek gelmiyor..

Gelmez tabii.. O kulak çekilirse, 31 Mart'ta da patronun kulağı çekilir..

Yazarın Diğer Yazıları