Edirne'de polis ekiplerinin düzenlediği operasyonda piyasa değeri 50 milyon TL'nin üzerinde olan kaçak ziynet eşyası ve kehribar ele geçirildi. Olayla ilgili bir Ukrayna vatandaşı gözaltına alındı.
Edinilen bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü, Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerinin ortak çalışması sonucu, şüpheli bir tıra operasyon düzenlendi.
Operasyonda, Ukrayna uyruklu Y.U. isimli şahsın kullanımında bulunan tırda yapılan aramada, 5 kilo 640 gram işlenmiş kehribar (bileklik, kolye ve tespih şeklinde 2 kilo 650 gram ham işlenmemiş kehribar taşı ve 3 kilo 55 gram ağırlığında, üzerinde pırlanta taş bulunan toplam bin 527 adet yüzük ele geçirildi.
Ele geçirilen ürünlerin toplam piyasa değerinin 50 milyon TL'nin üzerinde olduğu bildirildi. Gözaltına alınan Ukrayna uyruklu Y.U., işlemlerinin ardından adli makamlara sevk edildi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.
KEHRİBAR TAŞI, ‘Amber’ olarak da bilinir. Tesbihlerde, süs eşyalarında ve takılarda geniş kullanım alanı bulan bu taş, aslında bir reçinedir. Başka bir deyişle, çam ağacı türlerinden birinin milyonlarca yıl içinde fosilleşmesi ile oluşmuştur. Açık sarı ile kızıl arasında farklılık gösteren renk tonları mevcuttur. Kolay kırılabilir, yarı saydam özelliktedir. Bir yere gömüldüğünde, oradaki küçük cisimleri mıknatıs gibi kendisine doğru çeker. Kehribar taşı, milyonlarca yıl önce ağaç reçinesinin fosilleşmesiyle oluştuğu bilinen doğal bir taş olarak kabul edilmektedir. Yarı saydam yapısı ve sarı, turuncu, kahverengi, hatta yeşilimsi ve mavi tonlarıyla dikkat çeken bu taşın, tarih boyunca farklı kültürlerde şans ve koruyucu bir obje olarak değerlendirildiği düşünülmektedir. Kehribar taşı özellikleri, hafifliği ve sıcak dokusuyla diğer doğal taşlardan ayrıştığı bilinmektedir.
Farklı inanışlara göre, kehribar taşı faydaları arasında ruhsal dengeyi desteklediği, enerjiyi dengelediği ve kişinin daha sakin hissetmesine katkı sağladığı kabul edilmektedir. Aynı zamanda, zaman içinde ciltle temas ettikçe daha parlak bir hale geldiği ve kullanıldıkça kişiye özgü bir doku kazandığı bilinmektedir. Özellikle bebek diş kolyesi olarak kullanıldığında sakinleştirici bir etki sunduğuna inanılmaktadır.