Çocuk edebiyatında şiir ve Dağlarca

Birleşmiş Milletler tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi gereği 20 Kasım tarihi, dünya genelinde Çocuk Hakları Günü olarak kutlanmaktadır. Ülkemizde de 14 Eylül 1990''da TBMM tarafından onaylanmış ve 23 Aralık 1994''te yürürlüğe girmiştir.

                Çocuk edebiyatı ayrı bir disiplindir. Bu disiplin, çocuklar için yazılan eserlerin tümünü kapsar. Bununla da  kalmaz, çocuk, büyükler için yazılan kitapları da okur.  Okul öncesi döneme ait çocuk edebiyatında görsellik ön plandadır. Çocuk edebiyatı, çocukluk çağında bulunan insan yavrusunun düşünce, duygu ve hayallerini söz ya da yazı ile güzel ve etkili biçimde işleme sanatıdır. Bu bakımdan masal, öykü, roman, anı, şiirler, atasözleri, bilmeceler, ninniler çocuk edebiyatı kapsamına girer.

Edebiyatımızda çocuklar için şiir denemeleri sayılabilecek çalışmalar 17. yüzyıl sonunda Şair Nabi''nin oğluna öğüt vermek için yazdığı Hayriye ve 18. yüzyılın başında da Vehbî''nin oğluna ahlâk ve görgü kurallarını öğretmek için yazdığı Lütfiye adlı kitaplar dışında Cumhuriyet öncesi dönemi Türk edebiyatında, ilgi ve yaş düzeyleri gözetilerek çocuklar için hazırlanan kitaplar yoktur. Ancak tekerleme, bilmece ve masal gibi sözlü edebiyat ürünleri çocukların edebi zevklerini karşılamıştır..

İkinci Meşrutiyet''le birlikte çocuk edebiyatı gündeme gelmiş ve önem kazanmaya başlamıştır. Türkiye''de çocuk edebiyatının ilk temelleri bilinçli olarak İstanbul Darülmuallimini müdürü Satı Bey ve onun çağrısına uyan şairlerce atılmıştır.

Tanzimat döneminde Şinasi''nin La Fontaine biçiminde kaleme aldığı Eşek ile Tilki hikâyesinin yayınlanması, 1870''lerden itibaren çocuk şiirlerinin artmasına neden olmuştur. Tevfik Fikret''in çocuklar için şiirleri bu türün sanat değerini sergileyen güzel örneklerdir.

                Edebiyatımızda çocuklar için şiirin gerçek temsilcisi Tevfik Fikret olmuştur. Rübab-ı Şikeste''de Hasta Çocuk, Balıkçılar, Haluk''un Bayramı, Kenan gibi manzumelerle çocuk ruhuna inmiş, küçük ve sevimli tablolar çizmiş, Meşrutiyet''ten sonra Şermin adlı eserinde çocuk psikolojisine ve modern eğitim anlayışına uygun şiirleri ilk kez o yayımlamıştır. Hediye, Umacı, Papatya, Marangoz, Ağustos Böceği ile Karınca gibi özgün dizelerle yüklü Siyah Bacı adlı şiirleri güncelliğini hiç yitirmeyen çocuk şiirleridir.

Çocuk edebiyatı alanında bilinçli olarak ilk ciddi çalışmayı ise Çocuk Şiirleri adlı eseriyle İbrahim Alaaddin Gövsa yapmıştır.   Şiirlerinde vatan, kahramanlık, erdem gibi konuları işlemiş, ayrıca La Fontaine''den yaptığı çevirileri kitabına koymuştur. Bu dönemde Ali Ulvi Elöve önemli çocuk şiirleri yayımlamıştır. Millî Edebiyat döneminde de Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp ve Fuat Köprülü  önemli çocuk şiirleri yayımlayanlardandır. Özellikle Ziya Gökalp''ın:

                Çocuktum ufacıktım / Top oynadım acıktım.

                Buldum yolda bir erik / Kaptı bir ala geyik.

biçiminde başlayan Ala Geyik adlı şiiri her dönemde önemli çocuk şiirleri arasında yerini korumuştur. Tevfik Fikret ve Ziya Gökalp gibi çocuk şiirleri yazan şairlerde görülen içtenlik ve duruluk beş hececilerde görülmez. Orhan Seyfi Orhon, Yusuf Ziya Ortaç, Enis Behiç Koryürek, Hasan Ali Yücel, Vasfi Mahir Kocatürk çocuk şiirlerine özen gösteren şairler olarak göze çarpar. Bu dönemde Nazım Hikmet''in de çocuk duyarlılığına yönelik

Trafik memurları dikilmiş durur / El kol kımıldar kaşlar çatık

Sopalarının ucunda hürriyetimiz / Trafik memurları dikilip duracak

Sokaktakiler bir birini sevmeyi öğreninceye kadar

 biçiminde şiirler yazdığı görülür.             

Edebiyatımızda Garip akımı şairleri arasında çocuk şiirlerine en çok emek verenlerin başında Orhan Veli Kanık gelir. Orhan Veli''nin:

                               Mahallemizde / Senden başka ağaç olsaydı

                               Seni bu kadar sevmezdim                          

biçimindeki şiirleri çocuksu duyguları en iyi anlatan dizelerle yüklüdür.

İbrahim Zeki Burdurlu, Ceyhun Atuf Kansu; son yıllarda ise Kemal Özer, Ali Püsküllüoğlu, İsmail Uyaroğlu, Maviser Yener, Hasan Latif Sarıyüce, Yalvaç Ural ve Fazıl Hüsnü Dağlarca çocuk şiirlerine eğilen şairlerimizdendir.

Çocuklar için hep masal ve hikâyenin düşünülmesi, şiirin gözardı edilmesi çocuğun dünyasına tek yönlü bir yaklaşım olur. Çocuğun dünyasında manzumenin yeri ayrıdır ve önemle işlenmelidir.

Bütün toplumlarda sanat amacıyla ilkin şiir söylenmiştir. Türk halkının da ilk edebi ürünü şiirdir. Genellikle en az sözcükle en çok şey anlatma sanatı olarak bilinen şiir, çocukta ritim ve uyum duygusunun gelişmesini sağlar. Şiir, yazılan bir metnin içeriğine ve özüne yönelik özellikleri içinde saklar. Çocuk ve sevgi bir birini tamamlayan bir bütündür. Çocuk hayatın şiiridir.

                Adı sarı, kendi sarı / Her çiçekten alır arı

                Benim yavrum oğul balı / Oğulsuzlar neyler malı

                Ninni yavrum ninni

gibi analarımızın kulağımıza mırıldandığı ninniler, birer şiir olup bebekliğimizde sanat eserleridir.

                Okul çağındaki çocuklara, çocuk dünyasını en iyi bilenlerden olup bir de Çocuk ve Allah adlı kitap yayımlayan Fazıl Hüsnü Dağlarca''nın

                Okul babaya benziyor / İçeri girmek / Anneye

                Duvarlar babaya benziyor / Sıralar / Anneye

                Kitap babaya benziyor / Defter / Anneye

Kalem babaya benziyor / Silgi / Anneye

                Okumak babaya benziyor / Yazmak / Anneye

                Tahtaya bakmam babaya benziyor / Öğretmeni dinlemem / Anneye   

biçiminde şiirlerinin benzerleri okunmalıdır.

                Şiirlerin çocuklara nasıl sunulacağı çok önemlidir. Ruh dünyasının derinliklerinde biçimlenen ve sözcüklerle adlandırılan şiir, çocuğun hayal dünyası ile eş değerdir. Şiirdeki iç ahenk her çocukta var olan ritim duygusunu besler, müzik ihtiyacını karşılar. Ancak şiirin de kendine özgü bir dili, daha doğrusu dilin özel bir kullanımı olduğu göz ardı edilmemelidir. Çocuk, müziğe, şarkıya ve uyumlu sözcüklerden oluşan şiire oldukça ilgi duyar. Bu nedenle çocuk şiirlerinin eğitim açısından önemi hep vurgulanmıştır. Şiir, duygulardan, düşlerden, özlemlerden oluşmuş bir üründür. Kendine özgü duygusal yoğunluğu  her şiirin kendine özgü kurgulanmış bir dünyası vardır. Çocuk, hayalleri ile yaşayan ve bu hayallerini paylaşmaktan çok hoşlanan bir varlıktır. Yalvaç Ural bir şiirinde:

Her gün  / Okula giderken

Annem saçımı / At kuyruğu örüyor

                Eğer bir gün / Bir atım olursa

                Ben de onun kuyruğunu / Kız saçı öreceğim             

gibi dile gelen çocuğun duygusudur.

                Bir şiirinde:

Anneler / Okullara gitse

Ana okullarına giderlerdi değil mi?

diyen çocuğun hayal gücünü gözardı etmeyen Dağlarca ilk yazdığı şiirlerinde bile kendine özgü ayrı bir söyleyişi olduğunu sezdirmiş, çocuğun mistik sezgilerini en iyi biçimde anlayıp şiirleştirmiştir. 

                Hepiniz el ele bir halka yapsanız / Rüyadan ve şarkıdan bir halka.

                Ve almasanız kimseyi / Ortanıza benden başka.

gibi şiirlerinde görülen gizemli havanın 70''li yıllardan sonra yerini toplumcu iletiler ve dünya ülkelerinin çocuklarının acıları alır.

                Konuşmalarının birinde "Çocukluk benim kimliğimdir." diyen Dağlarca, bir şiirinde: Ağlamak isterim bir daha dönmeyeceğim çocukluğuma" deyip çocuk dünyasının her yönünü şiirlerinde işlemiştir. Onun hasta yatağındaki çocuk ruhuyla:

                Anneciğim büyüyorum ben şimdi / Büyüyor göllerde kamış,

                Fakat değnekten atım nerde / Kardeşim su versin ona, susamış.

Yazdığı şiirini okuyan her yetişkin kendini çocuğun yerine koyar, çocuklukta geçirdiği hastalıkları anımsar, kendini çocuk görür. Şairin gücü de buradadır.

                Sen büyüdüğün vakit çocuğum / Yine çiçekler açacak dallarda

                Dallarda açan çiçekler gibi / Yine çucuklar uyuyacak masallarda

biçimindeki şiirleriyle dikkat çeken Dağlarca''nın çocuklar için yazdığı kitapların her biri birer baş yapıt olarak değerlendirilebilir.

Gülmek, gülümsetmek, çocukların afacanlığına göz gerdirmek için çok tatlı bir çalışma olarak yorumladığı Cin ile Cincik, güncel bir konunun işlendiği, Türk lirasının değerini koruyamayıp yabancı paralar karşısında yenilgiye uğramasının çocukları nasıl etkilediğini vurguladığı Dolar Biriktiren Çocuk; okula başlayan yavrunun izlenimlerini sergilediği Okulumuz 1''deki; aynı serinin ikinci kitabı olup öğrencinin Atatürk sevgisini yaşamasını vurguladığı Okulumuz 2''deki - Kanatlarda; kalem tutmasını, düzgün yazı yazmasını bilen çocuklara sunduğu ve yeryüzünü yakınlaştırma ereği güden Okulumuz 3''teki şiirler çocuklara şiir zevkini aşılayan ender örneklerle doludur.  Çocuklar bu kitaplardan Türkçe''nin en güzelini, masalların en şiircesini öğrenir. Şairin şaşırtan güzellikteki hayal gücü onlara hayal kurmanın en iyi örneklerini sunar.

DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ KUTLU OLSUN.

Yazarın Diğer Yazıları