Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü

Dünya genelinde yaklaşık olarak 152 milyon çocuk işçi olduğunu ve bu çocukların 73 milyonunun tehlikeli sayılan işlerde çalıştığını biliyor musunuz?

Peki, ya Türkiye'de çocuk işçi sayısının 2 milyona ulaştığını ve bu çocukların yüzde 80'inin kayıt dışı olarak çalıştığını?

Türkiye'de yalnızca geçen yıl, 60 çocuk işçinin yaşamını yitirdiğini ve bu çocukların 18'inin 15 yaşın altında olduğundan haberiniz var mı?

Bugün 12 Haziran Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü...

Bu tarih, 2002 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından dünyada çalışan milyonlarca çocuğun sorununa dikkat çekmek, çocuk işçiliğine karşı sesimizi yükseltmek için bir fırsat sunmak amacıyla belirlendi...

Çocuk işçiliği neredeyse tüm dünyada yasak olmasına rağmen, halen çok büyük ihlallerin yaşandığı bir konu... ILO'nun 12 Haziran sebebiyle yayınladığı rapora göre, dünya genelinde yaklaşık (5-17 yaş arasında) 152 milyon çocuk işçi var.

"Çocuk işçiliği" kavramı, '12 yaşın altında olup, herhangi bir sektörde çalışanlar',  '12-14 yaş aralığında olup, fiziki olarak yapamayacağı işte çalışanlar' veya 'hangi yaşta olursa olsun, sağlık açısından zararlı işlerde istihdam edilen veya zorla çalıştırılan (çalışmak zorunda bırakılan) çocukları' kapsıyor. Ebeveynlerine arada sırada tarlada yardım eden veya gazete dağıtan çocuklar bu kavram içine dâhil edilmiyor.

Türkiye'de çocuk işçiliği...

Çocuk işçiliği konusu, Türkiye'de çocuk haklarına duyarlılığın arttığı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dışında pek fazla gündemde yer alamıyor.

Ancak sendikaların hazırladığı raporlara göre, çalışma hayatında yer alan çocuk sayısı yaklaşık 2 milyon. Bu çocukların yüzde 80'i ise kayıt dışı çalıştırılıyor. Üstelik gün geçtikçe artan mülteci sayısı ile beraber çocuk işçilerin sayısı da adeta katlanarak artıyor.

Türkiye, Avrupa ülkeleri içerisinde çocuk yoksulluğunda en baş sırada yer alıyor.

Oysa çocuk hakları anayasa ile güvence altına alınmış haklardır. Anayasamızın 41'inci maddesi, "Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır." hükmüyle; 50'nci maddesi de "Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz. Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar." şeklindeki hükmü ile çocuk sömürüsünü engelleyerek, çocuklara anayasal güvence sağlamayı amaçlamıştır.

Türkiye'de çocukların çalışma yaşı İş Kanunu'nun 71'inci maddesi ile ILO sözleşmesine paralel bir şekilde 15 olarak sınırlanmıştır. Ancak ne yazık ki bu sınırlamalara riayet edilmemektedir...

Çocuk işçiliğinin önüne nasıl geçilir?

Çocuk işçiliğinin önüne geçmeyi amaçlayan başlıca sözleşmeler; 1973 tarihli yasal çalışma için minimum yaşı 15 olarak belirten 138 sayılı 'Asgari Yaş Sözleşmesi', 1999 tarihli 182 sayılı 'Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimlerinin Önlenmesi Sözleşmesi' ve UNICEF'in 1995'te hazırladığı 'Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesi'.

Elbette ki öncelikli olarak yapılması gereken, bu sözleşmelerin hükümlerine uyulması için gerekli düzenlemelerin yapılması, bu düzenlemelere uyulması ve denetimlerinin sağlanması...

Çocuk işçiliği konusunda denetimlerin sıklaştırılması elzemdir. Yasal olarak sosyal güvenlik kurumuna kaydı mümkün olan ancak kayıt dışı çalıştırılan çocuklar için de uygulanan denetimler sıklaştırılarak, bu konudaki cezai yaptırımlar artırılmalıdır.

Çıraklık eğitiminin ucuz iş gücü olarak kullanılmasını önleyici yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

Ancak çocuk işçiliği ile mücadelede kalıcı bir çözüm için yalnızca bu alanda yapılan mevzuat değişiklikleri elbette ki yeterli olmayacaktır. Türkiye'de çocuk işçiliği, yasal uygulamaların yetersizliğinin yanı sıra, yoksulluk gibi ekonomik koşullar ile gelenekler çerçevesinde oluşan sosyal bir sorundur.

Birçok aile en temel gereksinimlerini karşılamak için dahi, ne yazık ki çocuklarının maaşlarına muhtaç durumda. Bu muhtaçlığı giderebilmek için, ailelerin ekonomik durumunu iyileştirici, işsiz aile bireylerinin istihdama katılmasını sağlayan ekonomi politikaların üzerinde titizlikle çalışılmalıdır.

Ülkemizde çocuk işçi ölümlerinin en çok yaşandığı sektör olan tarım sektöründe çalışan çocuklar için özellikle önlemler alınmalı, eğitimlerinin devamı için de gerekeli politikalar uygulanmalıdır.

Çocuk yoksulluğunun önüne geçilmesi amaçlanmalıdır.

Eğitimde kesintisiz eğitim esası uygulanarak, bu konuda yapılan denetimler sıklaştırılmalıdır.

Son olarak... Çocukların çocukluklarını özgürce yaşamaları ve onların daha güzel bir dünyada yaşaması için verdiğimiz mücadeleyi anlamlı kılabilmek için onların yaşadıkları sorunları gündemde tutmak ve çocuk işçiliği ile mücadele etmek hepimizin görevi...

Çocukların "çocuk olma haklarını" ellerinden almayalım!

Yazarın Diğer Yazıları