Çok ayıp ettin Fatih Erbakan!..

Evleri tek tek basıp vatandaşı oy kullandığına pişman ediyorlar. Polis korkusuyla imzalatılan tutanakların örneğini vatandaşa vermiyorlar. 14 yaşında çocuklara bile tutanak imzalatıldığını duyduk. Tehdit ve sindirme operasyonunun Büyükçekmece versiyonunu canlı canlı millete izletiyorlar. Pervasızca, utanmadan, sıkılmadan!.. Gelecekte başınıza daha neler gelebilirin prova sahnesi gibi...

İstanbul'a kilitlendik. Bir süredir Ankara geri planda kaldı. Dün sabah, Büyükçekmece operasyonunun Ankara versiyonu Balgat'ta gerçekleşti. Biz yaşlarda Ankara gazetecilerinin çok iyi bildiği, hepimizin birçok tatlı gazetecilik anısını yaşadığımız yerde... Hararetli Refahyol iktidarının yaşandığı günlerde sabahlara kadar gazetecilik nöbeti tuttuğumuz yerde... Erbakan'ın "Sakaryalılar" adını verdiğimiz korumaları tarafından ara sıra itilip kakıldığımız, karga tulumba uzaklaştırılmaya çalışıldığımız yerde. Saatlerce 2 satır haber alabilmek için nöbet tuttuğumuz ve "acıkmışsınızdır" denilerek  "Mücahit çorbası" (bol sulandırılmış mercimek çorbası-aht-) ikram edilen yerde... Refahyol iktidarı döneminde vakit namazlarında bile yer bulunamayan yerde... O zamanların Refah Partisi şimdinin Saadet Partisi'nin Balgat semtinde bulunan Genel Merkezi'ne,  bahçesi içindeki camii ile birlikte "Hamidiye" derdik... Dedim ya, çok anımız var orada... Dün sabah polis bastı!.. Millî Görüş hareketinin merhum lideri Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan ve damadı Mehmet Altınöz, SP tarafından genel merkez binasının kiralarının ödenmediği gerekçesiyle partiye dava açmıştı. Haciz koydurmuştu. SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun makam arabası haczedilmişti. Karamollağlu, partiye ya kendi arabasıyla ya da ticari taksiyle gidip geliyordu. Sabah icra memurları, polis eşliğinde SP Genel Merkezi'nde tahliyeyi başlattı. Tahliye sırasında eşyalar binadan çıkarılırken, partinin kurucusu eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın fotoğrafını, binadan parti görevlisi çıkararak kamyona koydu. Yıllarca üzerinde oturduğu makam koltuğunu da...

Haberler ve fotoğraflar, haber sitelerine düşünce, baktıkça içim cız etti. Vefasızlığa isyan ettim. Bazı şeyler hukuki olsa bile vicdani olmayabilir!.. Haciz kararından bu yana gelişmeleri yakından takip ediyorum. SP yetkilileri, 31 Mart seçimlerinden önce Fatih Erbakan'a genel merkez binasını boşaltacaklarını, yeni bir yer aradıklarını bildirmişlerdi. Seçim sonrasında hemen taşınacaklarını söylemişlerdi. Parti  maddi sıkıntılar çekiyor. Kendi yağı ile kavrulmaya çalışıyor. Ankara'da mütevazi bütçeye göre bir yer bulmak kolay değil. En az 20 yerle görüştüklerini biliyorum. Neden sabredemedi Fatih Erbakan?.. Bu aceleciliğin perde arkası ne?.. Saadet Partisi tüm cazip tekliflere rağmen, Süleyman Soylu, Numan Kurtulmuş gibi dükkanı kapatıp AKP'ye gitmediği için mi?.. Sebep sadece bu değil!.. Sadece bir yan sebep; SP Genel Merkezi'nin bulunduğu 3 katlı bina Ankara'nın en merkezi yerlerinden biri... Fatih Erbakan, Yeniden Refah Partisi'ni kurup "oraya yerleşeceğiz" açıklamasını camiasından tepki almamak için yaptı. Kamuflaj yaptı!..

Fatih Erbakan, rahmetli babasının ve vefakar arkadaşlarının  anılarını incitti. O genel merkezdeki  fotoğraf albümüne bir bakıverse kimler yok ki!.. Oğuzhan Asiltürk, Şevket Kazan, Recai Kutan, Ahmet Tekdal, Rıza Ulucak, Fehim Adak, Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, emektar basın danışmanı Nazır abimiz... Daha kimler var  kimler!..

Büyükçekmece  polis operasyonu ile akıl sıra bir yerlere ders verilmeye çalışılıyor.. Benzer senaryo dün Ankara'da da uygulandı. Nedeni var;

AKP iktidarı İstanbul'da aldığı yenilginin bir faturasını da SP'ye kesti. İstanbul seçimlerini yeniletmek için giriştikleri zorlamanın arkasında kendilerine göre önemli bir sebep yatıyor. Yaptıkları oy tahlilinde, İstanbul'da yaklaşık 4 puan oranında kendi küskün seçmenlerinin sandığa gitmediğini, SP seçmeninin yarısından fazlasının kendi adayına değil de Ekrem İmamoğlu'na oy verdiğini tespit etmişler. Tekrarlanacak bir seçimde kendi küskünleri ile SP seçmenini sandığa götürüp işi lehlerine çevireceklerini hesaplayıp inandılar. "Seçim yenilenirse İmamoğlu'na fark atarız" diye düşündüler. Evdeki hesap bu!..

Sanmıyorum, Temel Karamollaoğlu ve arkadaşlarını yıldırabileceklerini!.. Sanmıyorum o çilekeş dava adamlarının  inandıkları demokrasi yolundan döneceklerini!.. Hepsini çok yakından tanıyorum... Menfaat karşılığı gömlek çıkarmadılar ki, baskılar ve tehditler karşısında diz çöksünler. Çadır kurarlar, Mücahit çorbası içerler inançlarından asla geri adım atmazlar!..

Bu ayıp da Fatih Erbakan'a yeter!..

 

Yazarın Diğer Yazıları