Cumhurbaşkanı Halife mi olacak?

Peygamberimiz Hazreti Muhammed''in ölümünden hemen sonra göreve "seçimle" gelen dört Halife''miz vardır. AKP''nin destekçisi Yeni Şafak Gazetesi''nin dergisi Gerçek Hayat dergisinin "Hilafet" çağrısı akıllara şu soruyu getirdi:

- Hilafet mi gelecek?

- Cumhurbaşkanı "Halife" mi olacak?

Hazreti Peygamberimizin ölümünden sonra 4 halife, İslam''ın yayılmasında ve devlet yönetiminde çok önemli ve başarılı görevler yaptılar.

1. Hz. Ebu Bekir - 632- 634

2. Hz. Ömer bin Hattab - 634- 644

3. Hz. Osman bin Affan - 644- 656

4. Hz. Ali bin Ebu Talib - 656- 661

Halifenin nasıl seçileceği İslam''da kesin kurallara bağlı olmadığı sonraki halifelerin babadan oğula veraset yoluyla intikal ettiği görülmektedir.

661 yılında Emeviler dönemi Muaviye ile başlayıp 14. Halife 2. Mervan ile 750 yılında sonlandı.

750 ile 934 yılları arasında Abbasi''ler döneminde tam 37 halife oldu

910 ile 1171 yılları arasında Kahire''de hüküm sürmüş olan Şiî-Fatımi döneminde 14 halife oldu ama Sünniler tarafından kabul edilmediler.

1259 ile 1517 yılları arasındaki Memlûk Sultanlığında 18 Abbasi halife oldu.

Osmanlı dönemi

Osmanlı Devleti Padişah Yavuz Sultan Selim''in Mısır seferi esnasında Memlukleri 1516''da Mercidabık''da, 1517''de Ridaniye Savaşı''nda mağlup etti.

24 Ocak 1517''de Kahire alındı. 4 Şubat 1517''de Yavuz büyük bir törenle Kahire''ye girdi ve Memluklere bağlı Abbasi halifeliğine son verdi.

Abbasi halifesi 3. Mütevekkil esir alındı, İstanbul''a götürüldü.

Hilafet ve halifelik Osmanlı Padişahına "savaş ganimeti" olarak geçti.

Selim, 29 Ağustos 1516''da Ayasofya Camii''nde yapılan bir törenle, son Abbasi halifesi 3. Mütevekkil''den hilafet ve halifeliği alarak kendisine de "Hadim-i Haremeyn-i Şerifeyn" yani "Mekke ve Medine''nin hizmetkârı" unvanı verdi.

Ayasofya''nın tekrar cami olarak ibadete açılmasının üzerine Hilafet ve Halifelik''in gündeme getirilmesi tesadüf olabilir mi?

Osmanlı devletinde 28 padişah halife unvanı taşıdı ve çöküş dönemi olan 1922-1924 yıllarında son padişah ve son halife Abdülmecit oldu.

Değerli okurlarım,

29 Ekim 1923''te Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulunca, 3 Mart 1924 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından halifeliğin kaldırılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi''ne yasa tasarısı sevk edildi.

Dönemin Adalet Bakanı 1873 yılında İzmir''de dünyaya gelen Mehmed Seyyid Bey''di.

Seyyid Bey, Osmanlı Devletinde Medrese tahsilinin ardından Darülfünun Hukuk bölümünden mezun olup aynı bölümde müderrislik yapar ve fıkıh usulü dersleri verirdi.

Elbette o günlerde hiç kimsenin, "Gavur İzmir" deme hakkı da haddi de olamazdı…

Seyyid Bey, II. Meşrutiyet''in ilanından sonra kurulan mecliste iki dönem İzmir mebusu olarak yer aldı.

Cumhuriyetin ilanından sonra da İzmir milletvekili olarak TBMM''de görev aldı ve Cumhuriyet Döneminin ilk kabinesinde Adliye Vekili (Adalet Bakanı) oldu.

Seyyid Bey hilafetin kaldırılması tartışmaları mecliste devam ederken, Adliye Vekili olarak sık sık alkışlarla kesilen konuşmasında özetle şunları söylemişti:

1. "Hilafet dini değil dünyevi bir meseledir.

2. Hilafetin itikadi (İnanç-OU) bir mesele olmayıp millete ait haklar ve kamu menfaatlarıdır.

3. Kur''an''da ise hilafet kurumuna işaret eden hiçbir ayet bulunmaz.

4. Hilafet hükümet demektir. Doğrudan millet işidir ve zamanın gerektirdiklerine tabi yapıdır.

5. Kur''an-ı Kerim''de memleket idaresi konusunda iki düstur yer alır. Bunların biri meşveret (şura) diğeri ise ulu''l emre yani devlet başkanına itaattır.

6. Kur''an-ı Kerim''de "halife" ve "imam" tabirleri vardır. Bu tabirler Hz. Peygamber ve ardından gelen halifeler hakkında değil önceki peygamberlerle ilgilidir…"

Değerli okurlarım,

AKP siyaseti kafasına koyduğu işleri ısıta ısıta Türkiye''nin gündemine getirip sonuçta gizli ajandasını meclisteki MHP desteği ile yasalaştırır.

Tek adam rejimi de böyle olmadı mı?

Bugün bir dergi ile tartışılmaya açılan Hilafet ve Halifelik yarın AKP tarafından gündeme getirilebilir.

11 Ağustos 2018 tarihli yazımda Recep Tayyip Erdoğan''ın sadece siyasi bir lider olarak görülmediğini etrafının ve seçmenlerinin bir kısmının "Dini Lider" olarak gördüklerini yazmıştım.

Birkaç satırını anımsatayım:

- "Cumhurbaşkanı olarak, bu ülkede dine ait tüm meselelerin, tüm konuların artık özgürce ve özgüvenle ele alınabilmesi için ilgili tüm kesimleri cesaretlendirmekle mükellef (yükümlü) olduğum inancı içindeyim" diyen Erdoğan''dır.

- "İslam''ın güncellenmesi gerekir" diyen Erdoğan''dır.

Bu arada vurgulamam gerekir ki Erdoğan şu ana kadar "Hilafet ve Halifelik" konusunda tek bir kelime açıklama yapmadı…

 

Kardeşliğin doğduğu, sevgilerin birleştiği, belki durgun, belki yorgun, yine de mutlu, yine de umutlu, yine de sevgi dolu nice bayramlara...

 

Yazarın Diğer Yazıları