Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin takibi şart!

Geçen hafta bugün, yazımda 5 No'lu Cumhurbaşkanlığı kararnamesinden bahsetmiştim. Daha doğrusu bu kararname ile Devlet Denetleme Kurulu'na verilen yeni bir yetkiden...

Kısaca bir hatırlatmak gerekirse, Devlet Denetleme Kurulu'nun, bu kararname ile tüm kamu kurum ve kuruluşlarında, kamu kurumu niteliğinde olan meslek kuruluşlarında, her düzeydeki işçi ve işveren meslek kuruluşlarında, kamuya yararlı derneklerle vakıflarda, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Kuruluşları'nda; her türlü denetimin yanı sıra, "kamu hizmetinin gerekleri yönünden görevi başında kalmasında sakınca görülen, her kademe ve rütbedeki görevliler hakkında görevden uzaklaştırma tedbiri" uygulama yetkisine haiz olacağından, bundan ise özellikle Barolar ve Barolar Birliği'ni etkilemesi ihtimalinden bahsetmiştim.

Malumunuz, hükümetin hukuk dışı bazı eylemleri karşısında Baroların yaptığı yazılı veya sözlü açıklamalar, hükümeti hukuk çerçevesine sokmak için yaptığı çağrılar halkın bir nevi savunucusu mahiyetinde oluyor.

Ancak bugün bu konuya farklı bir açıdan değinmek istiyorum. Aslen Baroların denetim usulü Avukatlık Kanunu'nda açıkça düzenleniyor. Bu da akla Anayasa'nın 104'üncü maddesini getiriyor: "Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde, kanun hükümleri uygulanır."

Cumhurbaşkanlığı kararnamesi bir yasal düzenleme aracı olarak Anayasa teklifinde ilk ortaya çıktığı zaman tartışılan pek çok yönü vardı. Yürütmeye verdiği yasama gücü, bu gücün fazlalığı, sınır tanımazlığı... Hepsi bir bir konuşuldu.

Anayasa değişikliği referandumunun kabulünden sonra dinleyici olarak katıldığım Galatasaray Üniversitesi'nde gerçekleştirilen "Türkiye'nin Güncel Anayasa Sorunları" konu başlıklı konferansta uzun süre 104. maddedeki sınırlamaları tartışmıştık...

Kararname ile kanunların çatıştığına kim karar verecek?

Kararname ile Anayasa'nın verdiği yetkiyi aşan bir düzenleme yapılması ihtimalinde ne olacak?

Bunun tespiti nasıl ve kimler tarafından yapılacak?

Anayasa Mahkemesi'nin hukukçular ve vatandaş nezdinde kaybettiği güven, tüm bu sorulara gönül rahatlığı ile cevap veremememize neden oluyor.

Evet, 104'üncü maddeye göre, "Anayasa'da münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz." Fakat Cumhurbaşkanı bu sınırlamanın dışına çıkamaz mı? Çıkabilir.

Mesela, kanunun Cumhurbaşkanını yetkili kıldığı konularda kanunun maksadı dışına çıkarak, yetki, nitelik olarak veya kapsamı açısından daha geniş kullanılamaz mı? Kullanabilir.

Bakanlıkların görev ve yetkilerini belirlerken kanunla düzenlenmesi gereken hususlarda yetkilendirmeler yapılamaz mı? Yapılabilir.

Veyahut Cumhurbaşkanına verilen kanunların uygulanmasını sağlamak amacıyla yönetmelik çıkarma yetkisi ile geniş yetki kullanımı mümkün değil mi? Elbet mümkün.

Bu da bizim 5 No'lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi gibi içeriğinin yanı sıra, kanun alanına müdahale edip etmediği tartışmalı düzenlemelerle daha çok karşılaşacağımız anlamına geliyor...

O halde Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin detaylı takibinin yapılması şart! Anayasayı, yasaları delen, nitelik ve kapsam olarak yetkinin genişletilerek kullanılmasıyla çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine tepki koymak şart! Başta muhalefet partileri, sonra da tüm vatandaşlar tarafından yapılacak bu takip ve tepki hepimiz için bir görev...

...

GÜNÜN SÖZÜ

"İktidar denilen bu satranç oyununda tek bir şah vardı ve diğerleri vezir de olsa, at da olsa piyondan öte hayat süremiyorlardı."

İskender Pala (Şah ve Sultan, Kapı Yayınları, s. 165)

Yazarın Diğer Yazıları