Cumhuriyet dönemi'nin en önemli şairlerinden Külebi
20 Haziran 1997''de vefat eden Cahit Külebi -ne ilginçtir ki- 1938 yılında "Almanya''da iken Varlık dergisine gönderdiğim ''Haziran'' şiirinde ilk kez Külebi adını kullandım." dediği "Haziran" adlı bir şiir yayımlamıştır.
Rüzgâr adlı kitabında da yer alan bu şiirde:
Her akşam bulutlar
Bilmez telaşımı
Her akşam bulutlar
Belki de haziran
Bulacak naaşımı
Belki de haziran
dizeleri ile sanki ölümünün haziran ayında olacağını bilmiş gibidir.
İlk şiirlerini Sivas Erkek Lisesinin dergisi olan Toplantı''da M. Cahit imzasıyla yayımlayan Külebi, Toplantı''da yayımlanan Gurbet Acısı adli bir şiirinden sonra aynı derginin Şubat 1934 sayısında nüfustaki asıl adı olan Mahmut Cahit adıyla Keman adlı şiirini, Mart 1934 sayısında da Son Bahar adlı şiirini yayımlamıştır. Toplantı adlı adlı dergiden sonra Mayıs 1935''te Yücel dergisinde ''Sivas Erkek Lisesinden Ahmet'' imzasıyla Gidene adlı şiirini yayımlamış, Gençlik dergisinde Mahmut Cahit imzasıyla iki ve Nazmi Cahit imzasıyla yine iki şiir yayımlamıştır. Cahit Erencan adı ile Sokak, Gençlik ve Varlık dergilerinde de şiirleri çıkmıştır.
Kendi ifadesine göre 1938''de Cahit Külebi adı ile Varlık dergisinde Haziran adlı şiirini yayımladıktan sonra ilkin Sokak ve Gençlik dergilerinde ondan sonra da yazı hayatının her aşamasında Cahit Külebi adını kullanmış, aile lakabı Gullebiler olduğu için Erencan soyadını Külebi, Mahmut Cahit olan adını da Cahit''e çevirttirip Cahit Külebi adı ile ünlenmiştir.
Zile''nin 1920-1930''lu yıllardaki büyülü havasından büyük ölçüde etkilenen Cahit Külebi sanat tutkusunu bu büyü ile mayalayan bir şairdir. Bu tutkunun başlangıcını "Zile''de bir akşam babam bana Altın Işık, Altın Çiftlik ve Çocuklar Cenneti adlı üç kitap getirdi. Ben de onları okumaya çaba gösterdim. Yazına karşı ilk tutkum o günlerde başladı sanıyorum.
İhtimal o yaşımdan hatırladığım tek gün olan o aydınlık gecede edebiyatı sevmişimdir.
Belki de her akşam, yassı kalesinden tellallar çağıran, sokaklarında yaz boyunca yük yük üzüm, alaca mısırlar, tenteneli uzun kavunlar taşınan, sabahlara kadar büyük leğenlerde pekmez kaynatılan, bu yüzden kışa kadar sokakları sıcak üzüm kokan ve geceleri uzaktan (Şu Zile''den gece de geçtim görmedim aman) diye türküler duyulan Zile bana sanatı sevdirdi." diyerek 1955''te yayımladığı Şiir Her Zaman adlı kitabında dile getirmiştir.
Külebi, yaşamın bütün ağır koşullarına karşın yaşama sevincini hiç yitirmeyip tıpkı, anılarına koyduğu isim gibi, 80 yıl içi sevda dolu bir yolculuk yapmıştır.
Hocam, hemşehrim ve şiirde üstadım Külebi''yi özlem ve şükranla anıyor, Külebi''ce şiirimi paylaşıyorum.
KÜLEBİ''CE
''Şiir estetiği içinde
Külebi yolu''
Seceresi Erzurum''dan gelir
Pasinler''in Tayhoca köyünden
Zor koşullara dayanıklı
Feride''den olma
Erzurumlu Gullebilerden
Necati Efendi''nin oğlu
Muhacerat koşulu
Kağnı üstünde
Zile''ye gelince soyu
Çeltek''te tanışmış gözü doğayla
Havaya, suya, toprağa
Yorgun düşerken cemreler
Ninniler, masallar, türküler yurdu
Zile Artova Niksar üçgeninde
Yoğrulmuş hamuru
Türbesi Çeltek''te olan
Şeyh Mahmut''u
Severmiş babası
Hüseyin Cahit''i okurmuş
Bir de
Gelince doğum muştusu
Sevgi yumağında
Mahmut Cahit adıyla
Onurlandırmış oğlunu
Çıkınca da soyadı kanunu
Mahmut Cahit Erencan olmuş nüfusu
Zile''de tanımış kendini ilkin
Çocukça anılarla dolu
Dutlupınar ana mektebi
Sonra
Numune-i Terakki''de
Yalnızlığı
Gurbeti anladığında
İlk macerası olmuş
Kaçması
Bırakıp okulu
Artova''da ilkokulun üç yılı
Niksar''da son iki yılı
Anılar sepetine koyduğu
Kimilerinin çok sevdiği
''Niksar''da evimizdeyken
Küçük bir serçe kadar hürdüm''
Dizelerini yazdırtan çocukluğu
Sivas
Lise anılarıyla dolu
Duvar gazetesinde
Şiirlerini ilk duyurduğu
İstanbul
Sanatında bir belge
Şiir adına
Bir çeşit tapu
Almanya, İsviçre günleri
Dünyaya açılan ufku
Antalya
Yeni bir yolculuğun başlangıcı
Eşiyle, oğluyla
Mutluluğa açılan ana yolu
Ankara''da konaklamış bir süre
Hem üstünü yaşamış toprağın
Hem altını tanımış doğrusu
Dinlenirken Cebeci Mezarlığında
Niksar demişler,
Zile demişler,
Kalsın Ankara''da naaşı demişler
Şiirlerini
Niksar''da Hakk''a yürüyen
Emrah''a okşatmışlar
Yanına yakışır diyenler olmuş
Bu demişler aklın yolu
Karacoğlan vari söylemiş
Sevmiş Emrah türkülerini
Zile, Niksar, Sivas üçgeninde
Âşıkları dinleye dinleye
Türkülere doyup
Harman olmuş
Nefes olmuş yüreklere
Şiirlerinin soluğu
El evden taşınır
Kentten kente eşyasıyla
O toprağıyla taşınmış
Oyun çağını yaşadığı Niksar''a
İkinci hayat gibi gelmiş eşiyle
Ankara da
Niksar da O''nun yurdu
Buralarda
Depreşir belki çocukluğu
Emrah''la türküler boyu söyleşir belki
Bir yanında helali
Bir yanında üstadı
Niksar''ın fidanları yanı başında
Zile, Artova uzak değil
Tokat yollarına
Sivas''a
Bir nefes kadar yakın
Kimi Erzurum''a,
Kimi Zile''ye bağlar dilini
Fark etmez
Her yöre
Şiirlerinde zaten onun yurdu
Bir ucundan öte ucuna
Bir destanla memleketinde
Sanki
Bütün yüreklerin konuğu
''Edirne''den Ardahan''a kadar''
Onunla yaşar
Hamasi duyguları,
Bütün Anadolu
Zileli, Artovalı, Niksarlı hemşehrileriyle
Haziran''da buğday başakları gibi olgun
Verimli topraklarında yurdunun
Son mekânında bakarsınız
Belki bulur
Aradığı huzuru
Mehmet YARDIMCI
‘Türklerin Kayıp Kültü Ejderha’
Veysel’in Yolu ve Nevruz Ateşi
Türk’ün Nevruz bayramı
Kabulünün 103. Yılında İstiklal Marşı’mız
‘Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir’
Yaşar Kemal’in şiir dünyasında bir gezinti
Geleneksel kültürümüzde Cemre
Dünyada şiirleri çok sayıda ülkelerin dillerine çevrilen iki Şaire’den biri Leyla Işık
Azerbaycanlı şaire Terane Turan Rehimli
‘Bana Konya’yı Anlat’ Yaşayan Konya Hafızası Prof. Dr. Saim Sakaoğlu
YUSUF