"Cumhuriyet fazilettir"

Yanmış yıkılmış bir ülkede, pusulası şaşmış bir istikamette, herkesin, her şey bittiği  dediği günlerdeki inancın ürünüdür Cumhuriyet..

Birçoğumuz sözün bu kısmını hatırlarız yalnız; "Cumhuriyet fazilettir.."  Oysa devamında önemli bir iddia vardır:

-Cumhuriyet fazilettir.. Faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir..

Aslında bir iddianın ötesinde, büyük önderin vasiyetlerinden biridir bu söz:

-Faziletli ve Namuslu insanlar olmak..

Bütün olumsuzluklara rağmen, milletimle ilgili olumsuz ifadelerden kaçınırım.. Ama şunu da sormayayım mı:

-Ne kadar farkındayız o faziletin, faziletli ve namuslu olma mecburiyetimizin?

12 Eylül sonrası ayyuka çıkan bir Atatürk ve Cumhuriyet ezberciliğinden söz etmiyorum..

Çocuklarımıza sadece Ata ve Cumhuriyet şiirleri okutan kolaycılıktan bahsetmiyorum..

Kader birliğimizin ve onun gereklerinin ne kadar farkında olduğumuzu sorguluyorum..

Günü birlik hale getirilen hayatlarımızın, bizi 'BİZ' olmaktan çıkarmasından bahsediyorum..

Birey olmakla, bireyci olmak arasındaki farkı dert ediyorum..

Türkiye Cumhuriyeti herhangi bir Cumhuriyet değildir.. Dolayısıyla o Cumhuriyetin kadrini ve kıymetini bilmek de herhangi bir duygu değildir..

28 Ekim 1923 günü; "Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz.." diyen bir büyük liderin cesaretini, 94 yıl sonra bile teslim edebilmek de sıradan bir durum değildir..

Ondan önce ortaya çıkan efsaneler çoktaaaan sönüp gitti.. Peki ya O?

Bakar mısınız, aşamadığımız her felakette, birkaç günlüğüne de olsa onun kadrini kıymetini, ortak bir dille, yeniden keşfediyoruz..

15 Temmuz sonrası üç beş günlüğüne de olsa herkesin 'Mustafa Kemal ATATÜRK' demesini hatırlayınız..

Tesadüf değildir bu..

Cumhuriyeti, faziletli ve namuslu insanlar yetiştiren bir sistem olarak tanımlayan bir büyük lideri, her namusuz girişimden sonra, mecburen takdir ediyoruz..

Peki ya sonra? Sonra yine günübirlik hayatlarımıza dönüyor, o hayatın gereği olan günübirlik hesaplara gömülüyor, kader birliğimizi ve bunu ayakta tutacak olanın da faziletli ve namuslu bir hayat olduğu gerçeğini unutuyoruz..

Elbette hepimiz değil.. Ama içinde bulunduğumuz şartlara, içine düştüğümüz sorunlara bakınca, hatırı sayılır bir bölümümüzün bu yanlışın içinde olduğu aşikar..

Bunu, olumsuzluğun altını çizmek için söylemedim.. Bunu, daha önce yapabildiğimizin altını çizerek, bugün de yapabiliriz diyebilmek için söyledim..

Faziletli ve namuslu olabildiğimiz sürece birbirimizin üzerinde tepinmeyeceğiz..

Faziletli ve namuslu olabildiğimiz sürece el ele tutuşabileceğiz..

El ele tutuşabildiğimiz sürece ayakta kalıp güçlenebileceğiz..

Birbirimizden cesaret alacağız.. İri ve diri olabileceğiz..

Bunu yapabilmenin yolu, değerlerden geçiyor.. Millet olabilmenin gereklerinden geçiyor.. Kader birliğinin farkına varabilmekten geçiyor..

**

Faziletli ve namuslu insanlar yetiştirebilmek hedefiyle yola çıkan Cumhuriyetimiz darda..

Dışarıdan hep kıskandılar, hep yara alacağı anları gözlediler.. Olmadı, bizzat tezgahlarla yaraladılar..

Elin adamı zaten niye istesin ki, bizim ve gözbebeğimiz Cumhuriyetimizin selametini..

Benim dert ettiğim, içimizdeki fazilet ve namus düşmanları..

**

Aksini söyleyecek bir babayiğit çıkar mı? Cumhuriyetimiz bildiğin darda..

İngiliz lordun 100 yıl ömür biçtiği ortak değerimizden bahsediyoruz.. Ve o alçak senaryo ya da beklenti için geri sayımda son altı yıl..

Siyasi ömrü ona düşmanlıkla geçmişleri bile tüm makamlarına oturtabilen bir Cumhuriyet'ten bahsediyoruz..

Türk Milleti, 94 yıl önce "Yapamayacaklar, Cumhuriyeti kuramayacaklar" dediklerinde nasıl yaptıysa, bugün de bu dardan "Çıkamayacaklar" diyenleri hüsrana uğratacak güce sahip..

94 yıl sonra, yeni bir ispat için gücü var Türk Milleti'nin, inancı var..

En kötü, genetik kodlarımız silkeler bizi, eminim..

Ve size bir şey söyleyeyim mi, bence silkelemeye başladı bile..

Türk Milleti, bir siyasi projeye verdiği krediyi geri çağırıyor.. Bu ekonomik terimin Türkçe meali, "Yapamadın, hakkını veremedin"dir..

28 Ekim 1923'te "Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan ediyoruz" diyen iradenin Türk Milleti'ne kazandırdığı ortak ruh, bugün bir başka ortak beklentide hayat buluyor..

Farkında mısınız, bu ülkenin faziletli ve namuslu insanları, 94 yıl sonra, dara düşmüş Cumhuriyet için; "Yarından tezi yok, Cumhuriyeti kurtaracağız" diyor..

Hatırlayınız, gerçeğin farkında olanlar bile bundan birkaç ay öncesine kadar, bu kadar umutlu değildi..

Tıpkı 1919'daki gibi.. Peki bugün şöyle bir bakın etrafınıza, sorun soruşturun, umut nasıl da büyüdü ve daha da büyüyor her geçen gün..

Çünkü bir ışık görelim yeter "Yapabiliriz." Bunu çok iyi biliyoruz..

Çünkü bu ülkenin "Faziletli ve namuslu" insanlarının sayısı çok fazla..

Çünkü, yıllardır bizi değersiz bırakmaya çalışan taarruzun rüzgarından etkilensek de, 'Kan hafızamız' günü geldiğinde giriyor devreye..

İşte, belki de bunu bildiğinden 'Fazilet ve namusu' işaret etmiş büyük lider, Cumhuriyeti tariflerken..

Büyük Türk Milleti; geçen yüzyılın en büyük şaheserlerinden o Cumhuriyeti'nin 94. Yaşı kutlu olsun..

Yazarın Diğer Yazıları