Bazı ölümler, cenazeler toplumun farklı kesimlerini, küskünlerini, dargınlarını, umudunu yitirip bir kenara çekilenleri; "Bizden geçti" kolaylığına kapılıp bahane arayanları bir araya getirir. Merhum Alparslan Türkeş ve sonsuzluğa gidişinin karanlıkta kalan yanları henüz ısrarla aydınlatılmamış olan Muhsin Yazıcıoğlu''nun tarihi cenazeleri Türk Milliyetçilerine iktidar yolu açmıştı. Lakin, kriz yönetimi dersinden bihaber hödükler yüzünden hep beraber "tarihin treninden düştük..." Ve de kimbilir düşürdüler. Dahası raylara bomba döşediler!..

İkinci asrı kucaklamakta olan Türk Milliyetçiliği fikri, kentli bir hareket olmakla beraber Cumhuriyeti kuran iradenin ta kendisi idi. Hemen hepsi Türk Ocaklı, İttihat geleneğinden, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu genç Türkiye Cumhuriyetinin kurucu iradesi, Soğuk Savaş döneminin "Anti-komünizm" dayatması ve aksiyoner hareketten, reaksiyona dönüşmesi ile soylu kentli kimliğini yitirerek ne yazık ki "Gecekondu kültürüne", "Varoş kimliği"ne büründü. Sosyolojik sorgulama sürecini son yüz yılda yapamayan, özeleştiriyi içine sindiremeyen Milliyetçi hareketin, günümüzde düştüğü hâl ortada. "Komünizm ile mücadele yüzünden sağ ile olan kavgasını erteleyenler"in bugün kelimenin tam anlamı ile "Sağcılaşması"nın ideolojik, kültürel ve sosyolojik sorgulamasından bırakınız kaçmayı, yasaklaması; Cumhuriyet değerlerine sımsıkı sarılması gerekirken, ümmetçi, Osmanlıcı anlayışa teslim olarak ittifak ile savaş açması karanlığın dibine çökmekten öteye geçmemektedir. Oysa daha 1970''li yılların başında, İzmirli işgali görmüş bir ailenin oğlu İskender Öksüz, "Ayhan Tuğcugil" mahlası ile "Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi"ni yazarak ufuk açtı gençliğe ve o fikrin takipçilerine...

Ya "Cumhuriyetin Türküsü"nü yazan İskender Öksüz''ün eşi, benim ölümsüz Hocam Emine Işınsu kim? Canım memleketimde "entelektüel" denince akla gelen ilk isim Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Entelektüel olunmaz, doğulur, Entelektüel olmanın şartı en az 3 kuşak öncesine aittir" der... Işınsu Hocamın annesi, Türk Edebiyatının tartışılmaz isimlerinden Halide Nusret Zorlutuna... Aile şeceresi ortada. Babası, dededen kalma askerlik mesleğinde. İstiklal Harbinin tam ortasında. Işınsu doğduğunda Kars-Sarıkamış''ta Tümen Komutanı Tümgeneral... Işınsu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk''ün zamansız vefatından hemen önce dünyaya gelen "Cumhuriyetin Kızı"... Cumhuriyetin değerleri ve kazanımları ile büyüdüğü Türkiye''de "Millîlik" söz konusu ise en güzel aile örneği Işınsu ve İskender Öksüz çiftidir. Anne-kız, karı-koca "Töre"de gerçek anlamda Türk kültürü, sanat ve edebiyatı üzerine çalışırken, ideolojik anlamda kapı komşuları Türkeş ve Taşer ailelerine hep destek vermişlerdir. Dahası 80''lere doğru dayatılan "Sentez"in "Anti-tezi" olduğunu hatırlatıp "Türk-İslam Sentezi"nin ileriki yıllarda "Ilımlı İslam" ve "Yeşil kuşak projesi"ne kapı açma ihtimali konusunda uyarmışlardır. Işınsu''nun "Eyvallah"ı bu konuda tarihî bir uyarı olduğu gibi izdüşümlerine bugün de tanık oluyoruz. Yüzleşmemiz gereken bu konuda ne yazık ki akademisyenlerimiz bile topa girmekten ise topu taca atmayı tercih ediyorlar. Kimileri de "biyasi ikbal" yüzünden "tavırsız" bir başka anlamda "bitaraf"lık kolaylığına sığınıyorlar.

Sözü uzatmayalım... Emine Işınsu Öksüz''ün vefatı ve Hacı Bayram Camisi ve Gölbaşı Mezarlığı''ndaki cenazesine katılanlar "Lebalep" görüntü sergilemedi ancak "tarihî bir mesaj" verdi. Orada bulunanların her birinin yüzbinler, milyonları ile merhum Işınsu''nun ölümsüz romanlarından "Cumhuriyet Türküsü"nü yansıttığının altını çizmek istiyorum. Cumhuriyet Türküsü''nü terennüm edenler ile, Cumhuriyetimizin değerlerini yıkmaya çalışanlar arasındaki farkı fark edemeyenler belki de bu satırlara anlam veremeyecek. Cumhuriyetin "Sancı"ları ile büyümeyenler, Cumhuriyeti özümsemeyenler, Cumhuriyetin değerlerini yıkmaya kalkışan İhvancılarla kol kola girenler asla anlamayacak. Biz ise Işınsu Hocamdan sonra bile Cumhuriyetimizin Türkülerini gururla söylemeye devam edeceğiz...