Darbe söylentisi ve ekonomi

Yarbay Antonio Tejero silahlı 200 jandarma eriyle beraber İspanyol Parlamentosunu basar.

Bu sırada meclisteki görüşmeleri canlı yayınlayan televizyon kameraları darbeyi yaklaşık yarım saat kaydeder.

Darbe bir süre sonra bastırılır. 23 Şubat 1981’deki bu darbe girişimi kısa bir süre sonra adeta İspanya’nın hafızasından silinir.  Basın daha fazla haber yapmaz, politikacılar konuşmaz ve bir süre sonra olay kapanır gider.

İspanya darbe girişimini demokrasi utancı olarak görür. Ülke ekonomisinin olumsuz etkilenmemesi için olayı sıradan bir deli saçmalığı olarak gösterir.

Çünkü İspanya için en önemli gelir kaynağı turizmdir. Darbe turizmi ve ekonomiyi olumsuz etkilediği için hemen gündemden çıkartırlar.

Bugün İspanya turizmde dünya devi.  Türkiye’de bir turist 500 usd harcarken İspanya’ da 3 bin dolara yakın para harcıyor.

Gelelim Türkiye’ye.

Türkiye son bir aydır saçma sapan bir darbe söylentisi ile çalkalanıyor.

Üstelik bu söylentileri ekonomiyi yöneten bakandan tutunda tüm bürokratlara kadar yaydıkça yayıyor.

Darbe söylemi AKP’ye fayda sağlıyor mu bilemiyorum ama bildiğim bir şey var ki, Türkiye’ye ciddi zarar vermeye devam ediyor.

Geçen hafta Merkez Bankası ilginç bir veri açıkladı.

Türkiye’den çıkan yabancı verileri.

08.05.2020 haftasında hisse senetlerinden 227,8 milyon dolar, tahvillerden 821,8 milyon dolar olmak üzere toplamda 1 milyar doların üzerinde çıkış gerçekleşti.

Böylece yabancı yatırımcı Türkiye'den tam 20 aydır soluksuz çıkış yapmış oldu.

Yabancının çıkışı ağırlıklı olarak tahvil piyasasından olduğu görülüyor.

Bütün dünyada para bolluğu var iken, hatta üstüne üstlük negatif faiz ortamından Türkiye’ye para gelmiyor. Bir de tam tersi çıkıyor.

Sonra dolar neden yükseliyor diye soruyorlar.

Londra’dan Türk lirasına saldırı haberi komedi filmi gibi.

Yabancılar senin ülkeni güvenli görmüyor. Sen Avrupalının utanç duyduğu ve hafızasından silmeye çalıştığı darbeyi sakız gibi ağzına alırsan, siyasi propaganda aracı yaparsan insanlar korkar kaçar.

Türkiye’de doğru dürüst marka kalmadı.

Bırakın markaları Türkiye’den artık kimse ne tahvil ne de hisse senedi alıyor.

Artık bu darbe söylemini bırakmalıyız.

Koskoca Türkiye’ye ciddi zarar veriyor.

Swap çözüm mü?

Yabancılar son 20 haftadır soluksuz çıkış yaptı.  Merkez Bankası yeni döviz bulmak için Londra ve Tokyo’da swap yani para takası görüşmeleri yapıyor. Bu görüşmelerin sonucunda eğer olumlu bir netice alınırsa 10 milyar dolar civarında bir para bulacağız.

Swap Türkiye için çözüm değil sadece birkaç haftayı kurtarmaktan öteye gitmez. Türkiye’ye daha güçlü para girişi olması lazım. Bunun için ise Merkez Bankası’nın faiz silahını çekmesi gerekiyor.

IMF ile görüşmeyeceğiz denilerek farklı bir algı yaratılıyor. Sorun İMF ile hükümetin görüşmesi değil, IMF’nin bizimle görüşüp görüşmemesi. Çünkü IMF’de söz sahibi Amerika ve bize karşı tavrı belli. Bütün ülkelere swap kanalını açarken, Türkiye’ye “güven ilişkisi” vurgusu yaparak 1 sent bile vermiyor. IMF’nin de biz istesek bile geleceğini sanmıyorum.

Bu nedenle hükümetin önünde tek bir çare kalıyor faizleri yükseltmek.

Önümüzdeki günler oldukça sıcak ve hareketli geçecek.

Yazarın Diğer Yazıları