'Darbeciler özellikle yaz kampındaki öğrencileri seçti'

'Darbeciler özellikle yaz kampındaki öğrencileri seçti'
15 Temmuz darbe girişimi gecesinde Yalova’daki kamplarından, “Terörist saldırı var”, “Tatbikat yapacağız” diyerek İstanbul’a götürülen Hava Harp Okulu öğrencilerinin aileleri, çocuklarının vatan haini olmadığını iddia ediyorlar.

Yaz kamplarında, atış eğitimi için silahlanan öğrencilerin özellikle seçildiğini belirten aileler, çocuklarının kandrıldığını, emre rağmen halka ateş etmediğini savunuyorlar.

Bayramın ardından çocuklarını 13 Temmuz’da Yalova’ya yaz kampına gönderen Hava Harp Okulu (HHO) öğrencilerinin ailelerinin hayatı, 15 Temmuz’dan sonra bir anda değişti. Kimisi askeri liseden, kimisi de sivilden HHO’ya giren, yaşları 19 ile 22 arasında değişen öğrenciler, bir ayı aşkın süredir Silivri’de tutuklu. Çoğu pilotluk hayali kuran öğrenciler ailelerine, “İstikbalimi, umutlarımı, hayallerimi en önemlisi de vatansevgimi çaldılar” diyerek gözyaşı döküyorlar. İfadelerinde, “Atılı suçları kabul etmeyen” öğrencilerin aileleri, Hürriyet’ten Gamze Kolcu'ya konuştu.

PİLOT OLACAKTI

Emine U. (Emir U.’nun annesi): Oğlum 19 yaşında, ikinci sınıfa geçti. Atılım Üniversitesi’ni tam burslu kazanmasına rağmen hayallerinin peşine düştü ve HHO’ya girdi. Yalova’daki kamptan ‘eğitim var’ diyerek kaldırıp, kamuflajlarını giydikten sonra çocukları otobüslere bindirmişler. Sultanbeyli gişelerde çocuklar halkı görmüş. Çocuklar hep birlikte otobüsten inip İstiklal Marşı’nı söyledikten sonra polise teslim olmuşlar. Silivri’ye üç defa gittim, camın arkasından gördüm. Oğlumun hayallerini yok ettiler, kurban seçtiler. Pilot olacaktı, uçak projesi vardı.

'VATANI SAVUNMAYA GİTTİK'

Filiz T. (Okan T.’nin annesi): Okan 20 yaşında. Işıklar Lisesi’nden HHO’ya geçti. Kampta yat içtimasından 10-15 dakika sonra yeniden kaldırıyorlar. Tatbikat olduğu gerekçesiyle otobüslere bindiriyorlar. Sultanbeyli gişelerde toplanan halk çocuklara, ‘Nereye gidiyorsunuz? Darbe yapmaya mı gidiyorsunuz? Kışlalarınıza dönün’ diyor. Çocuklar bunun üzerine olayı anlıyor. 5-6 saat otobüste kalıyorlar. 3 gün gözaltında kaldıktan sonra Silivri’ye gönderdiler. İlk görüş gününde, ‘Bize vatan haini diyorlar. Biz vatanı savunmaya gittik’ diyerek ağladı. Pilot olmak istiyordu, vatana hizmet edecekti.

OĞLUMLA KÜSKÜN AYRILDIK

Şevket D. (Oğuz Kağan D.’nin babası):Oğlum 22 yaşında. Bayramda, disiplin puanı düştüğü için tartışmıştık. Bayram sonrası Yalova’ya kampa gönderdiğimde küskün ayrıldık. 16 Temmuz’da 04.00 gibi aradı, iyi olduğunu söyledi. 17 Temmuz’da 24.00 civarında telefonum çaldı ve oğlumun darbe girişimi gecesinde Sabiha Gökçen’e götürüldüğünü söyledi. Silivri’ye gittik vatan haini gibi çocuklarımızla görüştürmediler. TSK’da jandarma astsubayı olarak 32 yıl emek verdim, kanun için mücadele ettim. Sorumlulardan bir yanıt beklerken yapayalnız kaldık. Bu evlatlar hepimizin evlatları. Çocuklar silah kullanma yetkisine haiz değil. Okulda olsalardı silahları olmayacaktı. Büyük ihtimalle darbe girişimini çocukların silahlı eğitim yaptığı kamp dönemine getirdiler.

Nazik G. (Mustafa G.’nin annesi): Küçük oğlum bu sene sömestr tatilinde baskılar yüzünden Işıklar Lisesi’nden ayrıldı. 22 yaşındaki oğlum Mustafa ise tutkuyla sarıldığı hayallerine kavuşmak için gün sayıyordu. 15 Temmuz’da 22.00 gibi konuştuğumda iyi olduğunu, yatacaklarını söyledi. 23.30 gibi tekrar aradı ve ‘İstanbul’a gidiyoruz’ dedi. Çocuklara kamplarda silah eğitimi veriliyor. Benim oğlum son sınıfa geçti. Silah kullanmayı biliyor ama linç edilirken bile ateş etmiyor. Bizim çocuklarımız birilerinin amacının aracı oldu. Suçluyla suçsuz ayırt edilsin, kurunun yanında yaş da yanmasın.

KOMUTANLARI KANDIRDI

CMK’dan 12, özel vekaletle 2 HHO öğrencisinin avukatlığını yapan Hilal Eda Bülbül, “Bu çocuklar bir, iki yılla değil müebbet hapisle yargılanıyor. Oysa bunlar komutanları tarafından kandırılan öğrenciler” dedi. Bülbül, “Suçların cebir ve şiddet kullanarak gerçekleşmesi gerekiyor. Şüphelilerin hiçbiri böyle bir uygulamanın içinde değil. İfadelerinde de belirttikleri gibi olaylardan haberleri yok, yanlarında hiçbir iletişim aracı bulunmuyor. Darbeyi öğrenecek durumda değiller. Komutanları tarafından kandırılmışlar. ‘Tatbikat’, ‘asayişi sağlayacağız’, ‘terörist saldırı’ denilerek olay mahaline götürülmüşler. Emre itaatsizlik de bir disiplin suçudur. Çocuklar sivil halk ve polislerden olayın aslını öğrendiğinde ve komutanları tarafından ‘ateş et’ kanunsuz emri verildiğinde, emri yerine getirmemiş ve zaman kaybetmeden güvenlik güçlerine teslim olmuşlar.”