Davasına aşık olmak

Çok şükür Ergenekon denilen, gerçekte Türklerin kurtuluşu fakat takma adı mezalim olan davada hayırlı bir başlangıç yapıldı.
Çok kişi gibi ben de tam sevinemedim ama ümitlendim, umarım bundan sonraki aşamada daha hızlı ve yüz güldüren kararlar verilir. Bu tahliyelerde  “güne damgasını vuran”  derler ya, işte güne damgasını vuran kaldırılmış bir mahkemenin yargıçlarının veya bir yargıcının tahliye yapmamak için direnmesi, türlü türlü bahanelerle mesela  “servisim kaçıyor”  diyerek tahliye kararını geciktirmesi idi. Oysa karar aşamasında cumartesi, pazar tatili bile olmaz diyorlar. Tabii insan hayatının değeri olan ülkelerdedir bu herhalde. Özellikle vatanın namusunu, sınırlarını, altındaki ve üstündeki değerlerle toprağını korumakta olan subaylar söz konusu ise. Temiz vicdanlı aydınlar ve ilim adamları söz konusu ise, hukuk adamları söz konusu ise... Ama bizde bu evrensel değerler bilinmiyor, tanınmıyor, hadiselere dar ideolojiler açısından bakılıyor, insanlara da  “Algı”  denilen ve gerçek içeriğinden yoksun ve zihinsel kavramlarla görüş oluşturuluyor, oy toplanıyor, kanaat oluşturuluyor, davranış belirleniyor.  
Ortaya bir darbeci lafı atmak ocak söndürmeye yetiyor, ne günah tanıyorlar ne kuldan utanıyorlar. Hatta günah işleme özgürlüğü var diye dini analizler yapıyorlar. 

***

13. mahkeme olduğunu ezberlediğimiz bir mahkeme davası ile öyle duygusal bir bağ kurmuş ki yok hükmünde olduğu halde hâlâ “varım” diyor ve karar vermekten kaçınarak anayasa suçu işliyor.
Yani Ergenekon davasına aşık, adam. Neredeyse onsuz olamayacak. O biterse ne yapacağını bilmiyor, ondan başka hayatı yok. Allah’tan Türkiye’nin yetiştirdiği çok cesur hukukçular var, hepsi ayağa kalktı.  Türkiye bu kahraman hukukçularla ileride çok övünecek, arkasından HSYK güzel bir karar aldı. Güya blok oylarla oluşturulmuş bir iktidar kurumu idi bu HSYK. Ama bu hakimler hakkında soruşturma başlatması tam zamanında işe müdahil oldu. Levent Kırca’nın jenerik müziği vardı ya  “Tam yerine rast geldi manzara koyduk”  gibi.  

***

Bu arada Adalet Bakanı da HSYK gibi  “hukuk” tan yana olmaz mı? Hiç beklemiyordum, ne kadar samimi bilemiyorum. 
Tahliye edilenlere baktım da içeride daha bilenmişler gibi. Çıkar çıkmaz Türkiye’nin  “içinde bulunduğu tehlikeli durumdan”  bahsetmeye başladılar. Hasan Iğsız Paşa’dan Tuncay Özkan’a kadar. Ne yalan söyleyeyim düne göre biraz daha rahat hissettim kendimi. Sağdan soldan gelen saldırılar, kinayeli laflar, özerklik talepleri, kimlik kontrolleri, mayından şehit olan genç askerden doğan üzüntü ve keder biraz daha katlanılır oldu. 
Davasına aşık olan hakimin rahatlık derecesi nedir acaba diye düşündüm. 

Yazarın Diğer Yazıları