Değişiklik Talepleri ve Siyasi Mühendislik
Uzun süredir üzerinde konuşulan ve geçtiğimiz günlerde çıkarılan yargı paketi için “bekleneni karşılamadı” da diyebiliriz ama ben “tam da beklenildiği gibi” olduğunu düşünüyorum. Çünkü artık güven vermeyen bir siyasi yönetimin sunduğu yargı paketinin gerçekten çözüm odaklı olacağına dair inancım yoktu; dolayısıyla beklediğim oldu. Tıpkı yapılması halinde hiç de umulanı vermeyecek olan anayasa değişikliği gibi…
Hatta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısındaki kapsamıyla, seçim sisteminin yeniden düzenlenmesi, Siyasi Partiler Kanununun ve TBMM İç Tüzüğünün değiştirilmesi taleplerinin düşündürdükleri gibi…
Güvensizlik ve Umutsuzluk
Bahçeli’nin bu çıkışı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kurumsal olarak pekiştirilmesi ve sistem içi aksaklıkların giderilmesiyle sistemi kalıcı hale getirmeyi hedefliyor gibi.
Yapılmak istenen değişikliklerin kapsamına bakıldığında, olağan bir değişimin ötesinde bir nevi ülkenin siyasi alt yapısının yeniden kurulmasını gerektiren dönüşümü çağrıştırıyor.
Zira bahsi geçen mevzuatlar, bir hukuki ve siyasi sistemin temel zeminini oluşturan kuralları içeriyor.
MHP liderinin bu vurgusu, sadece teknik değişikliklere değil, aynı zamanda siyasetin işleyiş biçiminin köklü bir şekilde yeniden düzenlenmesine işaret ediyor.
Özellikle seçim sistemi ve siyasi partiler yasasındaki değişiklikler, temsil adaleti, parti içi demokrasi ve ittifakların yapısını doğrudan etkileyebilir.
Kısacası Bahçeli'nin önerisi, sadece bir revizyon değil, siyasi sistemin kurumsal mimarisini yeniden kurma yönünde stratejik bir hamle olarak okunabilir.
Muhalefetin Duruşu
Çoğulculuğun ve hukuki güvenliğin bulunmadığı siyasi atmosferde bu mevzuatlarda yapılacak değişikliler, seçim rekabetinin gerçekçiliğine bir darbe daha vurabilir.
Bu tür köklü düzenlemelerin çoğulculuk ve geniş bir toplumsal uzlaşma olmadan yapılması, demokratik meşruiyeti zedeleme riski taşır.
Özellikle muhalefetin baskı altında olduğu, Ekrem İmamoğlu gibi isimlerin yargı süreçleriyle siyasetten dışlanmaya çalışıldığı bir dönemde, seçim yasalarında yapılacak değişiklikler kamuoyunda da “mühendislik” olarak algılanabilir.
Akın Gürlek Davasında ikinci kez hakim karşısına çıkan İmamoğlu hakkında henüz daha dün, 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapis cezası ve “siyasi yasak” talep edildi.
Tabi, bu çağrıların siyasi iklimde nasıl karşılık bulacağı ve hangi aktörlerin nasıl pozisyon alacağı belirleyici olacaktır. Ancak muhalefetin bileşenleri, unutmamalıdır ki, kurumsal reformlar ancak gerçek bir demokratik iklimde anlamlı ve kalıcı olabilir.
Adalet varmış gibi denetim varmış gibi
Yeni İttifak: Siyasi etik ve toplum
Yangınlar, sorumlular ve eleştirilemezlik!..
Hani sandık meşruiyeti önemliydi?
Erken Seçim Çağrısı: Sandık Yalnızca Tepki Değil, Umut Olmalı
CHP Kurultayının iptali!..
Demokratik Tartışmanın Bastırılması
Savun(ma) hakkı
Değişiklik Talepleri ve Siyasi Mühendislik
Kurumlar güçtür









