Dehşetin son dönemeci!..

Gidişat-sonuç-vahamet üçgeni de gösterdi ki, bilim dünyasından teknoloji devlerine, siyasetçilerden süper devletlere kadar,  artık kimse kendini kandırmasın...

Çünkü başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere, tüm dünyanın Coronaya karşı gafil avlandığı çok net anlaşıldı...

Bu gaflet anlı şanlı ilaç firmalarını, dünyaca ünlü sağlık laboratuvarlarını, tıp fakültelerini ve bilim merkezlerini aylardır şoklarla sarsarken, zerre kadar bir virüse karşı nasıl çaresiz olduklarını da deşifre etti...

Çaresizlik ne yazık ki sadece salgını önlemlerle kontrol altına almak çabasından kaynaklanmıyor...

Aşı ve ilaç geliştirme konusunda da yüzlerce merkezde sürdürülen çalışmalarda şu ana kadar kesin ve etkili bir sonuç alınamadığı defalarca açıklandı...

Bazı ülkelerde aşı çalışmalarının sonuna gelindiğine ilişkin açıklamalar var ama, ortaya çıkarılan ürünlerin salgına karşı ne kadar etkili olacağı henüz kestirilemiyor...

Örneğin Rus yetkililer, on gün içinde, başkent Moskova'daki Gamaleya Enstitüsü tarafından geliştirilen bir virüs aşısına onay vermeyi planladıklarını duyurdu.

Ancak Almanya Araştırma Bakanı Karliczek'in, koronavirüs aşısıyla ilgili sorunlar yaşanabileceğini ve "mucize beklenmemesi" gerektiğini söylemesi umutları sarstı...

Anja Karliczek, testleri süren aşının 2021 yılının ortasına kadar insanlara yaygın biçimde sağlanmasının mümkün olmadığını ifade etmiş... Başkent Berlin'de açıklamalarda bulunan Karliczek, aşı test sürecinde aksilikler yaşanabileceğini ve beklentilerin düşük tutulması gerektiğinin de altını çizmiş.

Dünyada tehdit büyüyor..

Salgın ve çaresizlik ikileminde; başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere, dünya genelindeki önemli bilim merkezleri ve uzmanların, virüs-sıcak ilişkisine dayanarak, havaların ısınmasıyla birlikte salgının durabileceği konusundaki öngörüleri de ne yazık ki yanlış çıktı...

Çünkü Temmuz ayı bitmesine rağmen, bırakın salgının durmasını, birçok ülkede her gün yeni onbinlerce vaka ve binlerce can kaybı ile virüs etkisini ne yazık ki sürdürüyor...

Dünyanın en sıcak coğrafyalarında bile salgının büyük boyutlara ulaşması, virüs - sıcak ilişkisindeki tezleri tamamen çürüttü...

Bilim merkezleri, bunun tam aksine, sonbaharda grip salgını ile birlikte coronanın çok daha vahim sonuçlara yol açabileceğine defalarca dikkat çektiler...

Evet, coronada gidişat vahim, umut verecek gelişmeler ise net değil...

Zaten son tablolara bakılırsa, salgında öyle olağanüstü bir gerileme de yok...

1 Ağustos itibarıyla, dünyada corona vaka sayısı 18 milyonu, can kaybı ise 669 bini aştı.

Halen tedavisi süren 6 milyon 2 bin 585 aktif vaka bulunuyor.

ABD, Brezilya ve Hindistan gibi bazı ülkelerde vaka sayılarındaki artış da sürüyor...

ABD'de 4 milyon 764 bin 318 kişi salgına yakalandı.

ABD'nin ardından en fazla vaka görülen ülkeler sırasıyla, Brezilya (2 milyon 708 bin 876), Hindistan (1 milyon 751 bin 919), Rusya (845 bin 443), Güney Afrika (503 bin 290) olarak açıklandı.

Onlarca ülkede de 400'er binin üzerinde vaka var...

İşte Dünya Sağlık Örgütü, salgında cumartesi günü rekor kırıldığını ve bir günde, dünya genelinde 300 bine yakın yeni vaka tespit edildiğini duyurdu...

Salgında etkili bir gerilemenin aksine, virüs tehdidinin artığı ülkelerde büyük panik de var...

Avustralya'nın Victoria eyaletinde corona vakalarındaki artış nedeniyle "felaket durumu" ilan edildi...

Eyalette aktif vaka sayısı 6 bine ulaşınca güvenlik güçlerine olağanüstü yetkiler verileceği de açıklanmış...

Salgının büyüdüğü İran'da, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, on eyalette tehlike sınırının aşıldığına dikkat çekerek, "Aşı bulunana kadar tedbirleri sürdüreceğiz ve kurallara uymayanları cezalandıracağız" demiş.

Bu arada İranlı dünyaca ünlü yönetmen Hüsrev Sinai de, corona virüs nedeniyle hayatını kaybetti...

Peki ya önlemleri gevşetmenin ardından karantinaya alınan merkez sayısının da hızla arttığı Türkiye'de neler oluyor?.. Toplumdaki kaygı verici duyarsızlık nasıl bir tehlike yaratıyor acaba?..

Türkiye için sert önlemler şart...

Cumartesi gününün tablosuna göre Türkiye'de coronadan 19 kişi hayatını kaybederken 996 yeni vaka tespit edildi... Toplam can kaybı sayısı 5 bin 700'ü aştı...

Sağlık Bakanı Fahrettin  Koca, yeni hasta sayılarının Ankara, Mardin, Diyarbakır, Gaziantep ve Konya'da artış eğiliminde olduğunu açıkladı...

Özellikle Doğu ve Güneydoğu'dan endişe verici haberler geliyor;

Urfa'da durum ne yazık kritik noktada, çok sayıda bölge karantinada.

Malatya Valisi Aydın Baruş, kentte corona vaka sayısının arttığını belirterek, ''Son 4 gündür günlük 100'lü rakamları aşıyoruz. Toplamda pozitif vaka sayımız 2 binin üzerine çıktı. Şu anda aktif olarak takip edilen bin civarında hastamız var'' dedi.

Gaziantep'in İslahiye ilçesinde, salgın nedeniyle 115 evde uygulanan karantina dolayısıyla 355 kişi kontrol altında...

Erzurum Horasan Devlet Hastanesi Müdür Yardımcısı Erol Tepe de korona virüs nedeniyle hayatını kaybetti.

Diyarbakırın Silvan ilçesine bağlı Bahçe köyü sakinlerinde virüs tespit edildi. Köydeki Şeyh İbrahim Türbesi'ne yoğun ziyaretçi gelmesi üzerine bölgeye giriş çıkışlar yasaklandı...

Türkiye'de günlük vaka sayısının 1000 civarında olduğu açıklanırken,  başta Türk Tabipler Birliği olmak üzere, sağlık sektörü ile bilim dünyası bunu inandırıcı bulmuyor, gerçek rakamların gizlendiğine ilişkin açıklamalar da artıyor...

Bu arada Sağlık Bakanlığı, corona virüsünün Türkiye'de mutasyona uğrayıp uğramadığının belirlenmesi için çalışma başlattı... Peki ya gidişat?..

AKP iktidarı kara kara düşünüyor; "Turizm sektörünü açarak hata mı yaptık, milyonlarca insanın hiçbir önlem almadan plajlara akın etmesi salgını nasıl etkiliyor, okulları açalım mı- açmayalım mı?.."

Şu bir gerçek ki, 5700 den fazla can kaybına rağmen Türkiye'de toplumun en az yüzde sekseni coronayı ciddiye almıyor, önlemlere uymuyor ve bu konudaki başıboşluğu ne yazık ki büyütmekten öteye gitmiyor...

Yani, sonbaharla birlikte dünya genelinde salgının büyüyebileceğine ilişkin endişeler en çok Türkiye'yi korkutmalı...

Çünkü maske zorunluluğu, uyarılar ve cezalar toplumun önemli bölümüne geri adım attırmazken, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın bazı  açıklamaları, önümüzdeki günlerde sert önlemlerin devreye gireceğine işaret ediyor...

Evet; yazının başındaki, "kimse kendini kandırmasın" şeklindeki uyarayı bir kez daha yineleyerek, bir yandan ekonomik bunalım, diğer yandan dövizdeki vahim gidişat ve salgında yeni vaka ve can kayıpları nedeniyle, Türkiye'nin sonbaharla birlikte ciddi bir sarsıntıya sürekleneceğinden kimse kuşku duymasın...

Çünkü yaz bitince, dehşet verici bir salgının vahim bir dönemecine girecek tüm dünya...

 

Yazarın Diğer Yazıları