Demirören'i istifaya Erdoğan zorladı

Göreve geldiği günden beri, tüm icraatları eleştirilen TFF Başkanı Yıldırım Demirören sonunda istifa ettirildi. Bu sona gelişte ilginç olan iki unsur var. İlki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Artık bıraksın" talimatını yollaması. Cumhurbaşkanına yakın isimler "Mevcut başkan partiye zarar vermeye başladı. Onun yansımalarını 31 Mart'ta görebiliriz" şeklinde görüş bildirdiler. Erdoğan da kendine has anketlerle, bunun doğruluğunu teyit etti. Neticede istifayı istedi ve aldı.

Yıldırım Demirören ayrılık dilekçesinde öne sürdüğü "İddaa ihalesini Demirören Grubu'nun kazanması üzerine bu kararı aldım" şeklindeki gerekçesi, aslında Erdoğan'ın zorlamasını gizlemeye çalışmaktan başka şey değildi.

Stratejinin parçaları

Gerçek olan 26 Şubat 2012'de başlayıp 28 Şubat 2019'da biten Yıldırım Demirören yönetiminin artık sona erdiği. Bir daha da aday olamayacağı da kesin.

Demirören'in istifasını vermeden önce Şenol Güneş'in Millî Takımlar Teknik Direktörlüğüne gelişini onaylaması da önceden hazırladığı planın parçası.

Bu arada Hüsnü Güreli'nin vekaleti de Haziran'daki genel kurula kadar sürecek. Aslında TFF'yi yıllardır kimin yönettiği meydanda; Göksel Gümüşdağ.

Yeni gündem ise artık adaylar olacak. Bakalım seçim günü gelene kadar, Erdoğan kimi işaret edecek.

***

Başakşehir'e çalışılıyor

Cim-Bom'un Erzurum'daki maçının saat 19.00'da başlayacağını söylediklerinde inanamadım. Üstelik meteorolojinin oyun dilimi içindeki hava tahmini müthişti; "sıfırın altında 13-14."

Buna "itiraz edilir ve başlama düdüğü öne çekilir" diye düşündüm. Nitekim itiraz edildi ve bekleme sürecine geçildi. Maşallah TFF'nin YSK'dan farkı kalmadı ve "RET" cevabı verildi.

Maç pazar gecesi ! oynanacak. Her hâlde G. Saray buz kramponları, kar eldivenleri ve yün iç çamaşırlarını kuşanacak. Ellerinde bir buz hokeyi pakı eksik olacak. Temennim "mevsim ve rakım sakatlıkları oluşmaması."

Federasyonun kini

Peki işlerin bu hâle gelmesinin nedenlerini incelediniz mi? Başlangıç Fransa'da yapılan şampiyonaya kadar uzanıyor. Arada, küçük atışma ve sataşmalar da oldu.

En büyük gürültü, işine son verilen Fatih Terim'in Futbol Federasyonu'nu mahkemeye vermesiyle çıktı. İstediği tazminat alışılmadık yükseklikteydi. Aklımda kalan Amazon'un patronundan karısının boşanma talebiydi (renk olsun diye biraz abarttığımın farkındayım). İlk raundu TFF kazansa da, sonuçta Terim'e ödenecek para hiç fena olmayacak.

Cezalar

Biraz meraklıysanız, Galatasaray teknik direktörü ve hatta yardımcılarına verilen cezaları alt alta yazmışsınızdır. Bir yerde Hıncal Uluç'un tespitiyle spor medyamızdaki G. Saray ve Terim düşmanlarının bunda katkısı büyük. Cezalar âdeta "ikiye katlandı."

Gerçek sebep

Başakşehir'i ilk defa dillendiren ve bu konuda gelişmeleri devamlı işleyen hep ben oldum. Uzun süre Kulüpler Birliği'nin başkanlığını götüren Göksel Gümüşdağ'ın camiayla ilgili niyetini sanırım artık öğrenmeyen kalmadı.

Kulübün isim ve yer değişikliğiyle başlayan tırmanışı devam etmekte. Hele Başkan Gümüşdağ'ın, İBB adaylığı yatınca, "Katar sermayesi"ne satışına tam anlamıyla yüklendi.

Düşünün, Şampiyonlar Ligi'ne katılacak bir Türk takımının göğsündeki "Körfez markası"nı. Gelecek para da buna göre artacaktır, belki de sekize katlanacaktır.

Artık tek rakibi kaldı; Galatasaray. Onunla da fark 6 puan. Yine de şampiyonluğu garantiye almak için, Erzurum'da puan veya puanlar kaybetmesine uğraşılıyor. İklim ve yöre şartlarını dahi kullanıyorlar.

Dedim ya "zemheri"nin şu andaki koşullarından yararlanmak peşindeler. Pazar gece yarısı Terim ve başkan Cengiz yine çenelerini tutamayacaklardır. Yeni cezalar kapıda. Bunun için da hazırlıklar tamam.

***

Antakya'daki ön çalışma

Bu arada Galatasaray'ın Türkiye Kupası'nda yarı finale yükselişi de hayli ilginç. Hatayspor'u iyi futbolundan dolayı kutluyorum. Ancak, sahada hakem Yaşar Kemal Uğurlu ve "VAR'daki talimatlılar"ı görünce durumu hemen anladım.

Sarı-Kırmızılılar her şeye rağmen elenmediyse büyük camiası sayesinde. Bana göre her iki penaltı da yanlış karar sonucuydu.

Avuta çıkan topa gol kararı veren "VAR Ekibi" acilen iyi bir göz doktoruna yollanmalı.

Soruyorum böylesi talimatlı kararlar veren ekibe tesadüf diyebilir miyiz? Bunlar pazılın parçaları değil mi?

...

GÜNÜN SÖZÜ

İstekleri kontrol eden, yeterince zengindir. Voltaire

 

Yazarın Diğer Yazıları