Demokrasi için: 'Yakalamasan da ufka uzanmaktan vazgeçme'

Piyasa ekonomisine dayanan ülkelerde ekonomik krizler konjonktürel olarak gelir, geçer. İflaslar olur. İflaslar piyasanın sigortasıdır. Çünkü sermaye yok olmaz. Daha verimli yatırımlara, sektörlere gider. Ayrıca ekonomik krizlerin toplumsal maliyeti olur. Sonrasında konjonktürün canlanma döneminde, büyüme yaşanır. Bu maliyeti fazlasıyla telafi eder.

Bir ülkenin demokrasi kaybı ise farklıdır. İlk dönemlerde anlaşılmaz ve fakat yıllar geçtikçe telafisi imkânsız maliyetler ortaya çıkar.

Şili'de Pinochet döneminde büyüme oldu ve fakat arkasından ekonomi çöktü. Sovyetler Birliği'nde ekonomik büyüme oldu ve fakat kalkınma olmadı. Sonunda sistem çöktü.

Şimdi Çin geçmişten ders alarak piyasa ekonomisi içinde karar alıyor. Ancak komünist yönetim olduğu sürece kalkınma açısından risk yüksektir.  

Türkiye için çözüm Batı Asya ittifakı mı? diye tartışılıyor. Gerçekte ise Rusya'nın başı çektiği Şanghay ülkelerinde demokrasi yoktur. Fert başına gelir seviyesi düşüktür. İnsan hakları ve demokratik özgürlükler olarak Freedom House endekslerinde Şanghay Örgütü'nün 6 üyesinin 5'i özgür olmayan, birisi de (Kırgızistan)yarı özgür ülkedir. Kırgızistan, 1991'den beri cumhurbaşkanı değişen ve çok partili sistemde mecliste muhalefetin temsil edildiği tek bölge ülkesidir.

Sanki görünmez bir el Türkiye'yi demokratik Avrupa'dan uzaklaştırıp dikta Batı Asya ittifakına zorluyor.

Bu noktada Avrupa mı bizi dışladı, yoksa biz mi Avrupa'yı istemiyoruz? sorusu önem kazanıyor.

Gerçek olan şudur ki Avrupa demokrasi konusunda taviz vermez. Biz demokrasiden uzaklaştıkça, paralel olara , Avrupa'dan da uzaklaştık.

Söz gelimi; AP Başkanı Martin Schulz: "AB üyeliği için liberal bir demokrasi olmanız gerekiyor. Bu, siyasiler yargıçları atayamaz demektir. Yeni anayasaya bakarsanız, Başkan kararnamelerle ülkeyi yönetiyor. Parlamento veya bir başka ortak yasama organı olmaksızın yasa yapabiliyor. Tek bir kişinin elinde bu kadar güç olması tipik bir liberal demokrasi özelliği değil. Bu anayasa yürürlükte kaldıkça ve Türkiye'de temel haklar, insan hakları ve azınlık hakları konusunda mevcut şartlar devam ettikçe, dürüst olmalı ve ilişkimizin bu şekilde hiçbir yere gidemeyeceğini görmek gerekir'' diyor.

Dünya Adalet Projesi, Hukukun Üstünlüğü endeksi, 2018 raporunda Türkiye'nin ''Temel Haklar'' konusunda 113 ülke içinde 197. sıraya gerilediğini açıkladı.

Freedom House 2018 raporunda Türkiye için ''Hükümet son yıllarda siyasi haklar ve sivil özgürlüklerde, (azınlık hakları, özgür ifade, örgütlenme hakları, yolsuzluk ve hukukun üstünlüğü) giderek artan bir bozulma yarattı.'' diyor .

Türkiye 2016 yılına kadar insan hakları ve siyasi özgürlükler statüsünde, kısmen özgür ülke statüsünde iken, Başkanlık Sistemi ile özgür olmayan ülkeler statüsüne geriledi.

Bütün dünya demokraside yanlış yoldasınız diyor. Biz millet olarak sorunlar yaşasak da demokrasiye uzanmaktan geri durmayalım.

 

Yazarın Diğer Yazıları