Demokrasilerde siyasetçileri eleştirme "görevi"

Demokrasi kavramı önemli; ancak aslolan kavramsal olarak tanımını bilmekten ziyade, bunu anlamak ve kapsamını bilmek. Bu açıdan sonda söyleyeceğimizi başta da söyleyebiliriz ki, demokratik toplumda eleştiri, bireylerin en doğal hakkı. Çünkü sağlıklı bir demokrasi ancak iktidarın dikey hesap verilebilirlik araçları arasında bulunan ve demokrasilerde en üst otorite kabul edilen "halk" tarafından denetlenmesiyle sağlanabilir. Bu açıdan vatandaşların kamu işleri üzerinde tartışmaları bir görev de aslında.

Bu husustaki kavramlara ve birbirleri ile ilişkilerine bir bakalım...

Eleştiri ve demokrasi

Eleştiri, TDK'da "bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi, tenkit" olarak tanımlanmaktadır. Bu açıdan eleştiri, özellikle devlet yönetimindeki aksaklıkların tespiti ve düzeltilmesinde büyük rol oynar.

Ancak demokrasiden uzaklaşan devletlerde suç addedilen beyanlar daha geniş yorumlanarak, eleştiri hakkı daha dar değerlendirilir. Özellikle otoriter devletlerde, devletin işleyişine yönelik eleştiriler direkt suç olarak düzenlenerek, devletin sorgulanabilirliği kısıtlanır.

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), "tüm demokrasilerin temel ilkesinin", siyasi tartışma özgürlüğüne dayandığını belirtir ve uygulamaya her zaman yansımaz ama AYM de kararlarında, İHAM kararları ile paralel bir görüş ortaya koyulmuştur.

Bu açıdan, ifade özgürlüğünün sınırlarını tespit ederken, ifadenin içeriği, ifade açıklamasında bulunan ve ifadenin yöneldiği kişi yönünden değerlendirme yapılmaktadır ve siyasetçiler ile hükümetlere yöneltilen eleştirilerde ifade özgürlüğünün sınırları özel kişilere göre daha geniş tutulmaktadır. Hatta İHAM pek çok kararında, hükümeti eleştirmenin hoş görülebilirliğinin sınırlarının, sade vatandaşları ve hatta siyasetçileri şahsen eleştirmeye göre daha geniş olduğunu vurgulamıştır. Bu açıdan:

1. Hükümetler en ağır eleştirilere hoşgörü göstermekle kalmayıp, öngördükleri sınırlayıcı önlemlerin ifade özgürlüğü üzerinde caydırıcı etki doğurmasını da engellemelidir.

2. Bireylerin eleştirilerini güvenli ve rahat bir şekilde dile getirmeleri için gereken koşulları oluşturmalıdır. Aksi bir durum, eleştirilerini demokratik bir şekilde dile getiremeyen kişilerin, daha sert yöntemler kullanarak seslerini duyurmaya çalışmalarına sebebiyet verebilir. Bu açıdan, düşünce özgürlüğünün sağlanmasının ve eleştiri hakkının kullanılmasının daha fazla istikrar sağlayarak, daha az şiddet ortamı oluşturacağı söylenebilir.

Son olarak, yukarıdaki, böyle kapsamlı bir konuda ancak özetin özeti sayılabilecek bu hususları, İHAM'ın eleştiri niteliği taşıyan siyasi ifadelere emsal teşkil eden içtihatları nezdinde 4 başlık altında değerlendirdiğimizde:

1. Politikacılar için hoş görülebilir eleştiri sınırı daha yüksektir.

2. Milletvekilleri ve basın daha fazla ifade özgürlüğüne sahiptir.

3. Politik konularda ifade özgürlüğü daha geniştir.

4. Devletin mevcut düzeni sorgulanabilir.

 

İstanbul'un göbeğinde kitap fuarı başladı...

Zorlu PSM'de Cuma günü itibariyle açılan 1. İstanbul Kitap Fuarı başladı. Cuma günü öğleden sonra fuara gittiğimde, benden başka herhalde 2 ziyaretçi vardı. Hafta içi TÜYAP Kitap Fuarı'na gideniniz varsa, bunun Cuma günü gitmiş olmamdan kaynaklanmadığını bilir.

Türk Tarih Kurumu, Metis, İletişim, Alfa, Can, Türkiye İş Bankası, Pegasus gibi pek çok yayınevine ev sahipliği yapan fuarda, yayınevleri adeta sinek avlıyor. "Hiç kimse gelmedi" diye yakınan fuar görevlileri de duruma şaşkın. İstanbul'un nispeten dışında diyebileceğimiz TÜYAP Kitap Fuarı dolup taşarken, bu fuara talep olmaması şaşırtıcı gerçekten de. Ancak şunu belirtmeliyim ki, belki de ilk defa gerçekleştirildiğinden stantların 4 katlı bir alana boşluklarla yerleştirilişini yorucu buldum. Üstelik kitap fuarı için 15 TL'lik giriş ücreti (öğrenciye 7.5 TL) oldukça fazla. Bu açıdan, giriş ücretinin de etkisi vardır elbet bu boşlukta diye düşünüyorum; ancak alışveriş şenliklerinde, sosyete sosyal duyarlılıklarına hizmet eden etkinliklerde dolup taşan (üstelik onların da girişi ücretli oluyor) bu alanın, söz konusu kitap olduğunda kimsenin ilgisini çekememiş olması, yine de üzücü.

Pek çok yazarın imza ve söyleşileriyle fuar, 20 Ocak'a kadar devam ediyor. İmkânınız varsa, bitmeden bir ziyaret edin derim...

Not: Yazıyı bitirdikten sonra fuarın tüm kitapseverlere ücretsiz olacağına dair sevindirici bir mail geldi.

***

Günün sözü:

"Yöneticiler, iktidara saltanat sürmek için değil, millete hizmet için getirilmişlerdir. Ulusa karşı olan görevlerini kötüye kullandıkları takdirde, şu ya da bu biçimde ulusal iradenin kendi haklarında vereceği kararla karşılaşırlar. Ulus tarafından, ulus adına devleti yönetmeye yetkili kılınanlar, gerektiğinde ulusa hesap vermek zorunda olduklarını bilmelidirler." Mustafa Kemal ATATÜRK

Yazarın Diğer Yazıları